Başörtüsü ve Alevi açılımları.. Bunlar önemli ama partilerden beklenen yarınla ilgili umut…

22
Reklam

Sanki yarın seçim yapılacak…

Partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Kurulan her parti halktan yeterli oyu alıp ülkeyi yönetmeyi amaçlar. Bunu sağlamanın yolu da sandıktır; her parti sandıktan en fazla oyu alarak iktidar çıkmayı bekler.

Bunu sağlamak için de bütün partiler halkın gönlünü kazanmaya çalışır.

Kampanyalar bunun içindir.

Yazımın buraya kadarını ‘Siyaset 101’ ders kitabından alıntı sayabilirsiniz.

Henüz sandığa sekiz aydan fazla bir süre varken ana gövdeyi oluşturan partilerin birbiri ardına attıkları gönül kazanma adımlarını gözlerim faltaşı açılmış izliyorum.

CHP kendisini muhafazakar seçmene de sempatik hale getirmenin peşinde. Bu alanda başı CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu çekiyor. ‘Helalleşme’ adını verdiği partisinin geçmişiyle ilişki kesme hamlesini her geçen gün biraz daha genişletiyor. En son yaptığı başörtüsü konusunun ‘yasakçı’ yorumunun gündem dışı kalmasını sağlama amaçlı hamlesini böyle yorumluyorum.

Tam anlamıyla başarılı olduğunu söylemek biraz zor CHP’nin bu atılımının…

Reklam

Konu ‘başörtüsü’ olduğu için bu böyle.

Başörtüsünün eğitim dahil kamusal alanda yasak hale getirildiği 1980 sonrası süreçte, 28 Şubat (1997 ve sonrası) ile ‘e-muhtıra’ diye siyasi tarihe geçmiş olayda (Nisan 2007) ve önceki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aranmayan ‘367 oy şartı’ ortaya atıldığında, bütün bunlara CHP sahip çıkmıştı.

Yasağı kaldırmayı amaçlayan yasa girişimleri de yine CHP hamleleriyle boşa çıkartılmıştı.

Bütün bunlar mağduriyet yaşamış veya mağduriyet yaşayanlarla empati kurabilen kişilerin ve kitlelerin hafızasında taze.

İktidar bunu biliyor ve ‘anayasa’ sözcüğü eşliğinde girişimin CHP’ye oy olarak dönmesini boşa çıkartmaya çalışıyor.

CHP’nin muhafazakar gönülleri kazanmak için daha fazla gayret göstermesi gerekiyor.

AK Parti de yine sanki yarın seçim olacakmış gibi faal. Bir yandan kaçmaya başladığını fark ettiği seçmen kitlesini yeniden kazanma amaçlı çabalar gösterir ve bunu ayrıştırmacı dilini daha da keskinleştirerek yaparken, bir yandan da karşı cepheden oy devşirmenin yollarını arıyor.

Son örnek Alevi kitlesinin gönlünü çalma girişimi…

Reklam

Bu girişimi “Sen benim kitlemi hedef alırsan ben de seninkinin kafasını karıştırırım” niyetiyle açıklamak mümkün.

İki çabayı da önemli buluyorum. CHP liderinin ‘başörtüsü’ kavramı ile partisi arasında var olan olumsuzluğu ortadan kaldırma girişimi yerinde. O kavramın çağrıştırdığı yasakçı yaklaşım ülkede varlığı yalnızca bir kesim tarafından hissedilen devasa bir duvar oluşturuyor; yeniden bir ve beraber olabilme umudunun tazelenmesi açısından yıkılması gereken bir duvar o.  

Kendilerini dışlanmış hisseden geniş bir kitleyi ilgilendirdiği için, iktidarın Alevi kesimini muhatap almaya başlaması da, yine benzer bir sonuç doğurabilir. Birbirini tanımaya ve anlamaya çalışmayan iki kesim olarak varlıklarını sürdüren insanlar, iktidarın kendilerinden yalnızca bir bölümü değil bütün toplumu kapsayıcı bir yaklaşıma evrilme çabasını görmekten mutlu olmalılar.

Muhalefetin iktidarın ilgi alanıyla da ilgilenmeye başlaması kadar iktidarın muhalefetin münhasır alanı sayılan bir kesime anlayışla yaklaşması da olması gereken birer gelişmedir.

Herkesin içinde taşıdığı hesabı dışa vurmaya yaradığı için turnusol kağıdı işlevi de görüyor bu iki yönlü gelişmeler…

İki tarafta da destekledikleri tarafın karşı cepheye yönelik olumlu yaklaşımlarını kabul etmekte zorlananların varlığını hep birlikte müşahede ediyoruz.

“Nereden çıktı başörtüsü açılımı?” diyen CHP destekçileri ile “Alevilere hoş görünme çabasına ne gerek var?” tedirginliği fark edilen iktidar taraftarları bayağı fazla.

[Adaletsiz davranmak istemem: CHP cephesinde daha yüksek sesli karşı çıkışlarla karşılaşıldı; itirazcı AK Parti taraftarları homurtuyla yetindiler.]

Bir atımlık barut mu bunlar?

Seçime kadar sürecek ve hangi taraf sandıktan iktidar çıkarsa, şu sıralarda benimsediği geniş cepheci tavrını terk edecek mi?

Konunun bir de şu yönü var: Başörtüsü yasağına karşı CHP’nin çıkışı ile AK Parti’nin kendisini Alevi kesime sevdirme girişimi, günümüz ortamında, kampanya malzemesi olarak, seçmen kararını fazlaca etkileyebilecek temel konular değiller.

İnsanların ortak beklentileri farklı.

Herhangi bir kafeye gidin ve yan masada siyaset konuşanlara kulak verin, ne demek istediğimi anlarsınız.

Ben geçen gün aynen öyle yaptım.

Ekonomik sıkıntıların, hayat pahalılığının, gelir-gider dengesizliğinin eleştirel üslupla konuşulduğu bir masaya kulak verdim.

Her eleştiriye birden fazla insanın hep aynı cevabı verdiğini gördüm: “İyi tamam da, ötekiler gelse durum değişecek mi? Hayat pahalılığı, ekonomik sıkıntılar giderilecek, ayın sonunu cepte parayla getirebilecek miyiz?”

İktidarın umutsuzluğa sevk ettiği insanlar, onların yerine gelmeyi hedefleyen muhaliflerden daha somut vaatler bekliyor. 

Vaatlerin gerçekleşebileceği umuduyla birlikte.

Daha seçime vakit var ama iktidar ‘baskın basanındır’ anlayışıyla seçim tarihini erkene çekmeyi de gündeme getirebilir; bu sebeple de daha ikna edici girişimler muhalefeten bekleniyor.

İktidar cephesi umut satıyor ve bunu yapmayı muhalefetten daha iyi biliyor.

ΩΩΩΩ

Reklam

22 YORUMLAR

  1. Aslında sorun darbecilerin yaptığı anayasanın ruhunda vardır.
    Onca değişikliğe rağmen anayasa hâlâ darbeci ruhunu muhafaza etmektedir.
    Evet, kısa öz ve sivil bir anayasa şarttır.
    O güne kadar da başörtüsü dâhil tüm insan hak ve özgürlüklerini teminat altına alacak küçük değişiklikler yapılması millet lehinedir.
    Başkan Erdoğan’ın anayasa teklifini de böyle değerlendirmek gerekir.

  2. Chp milletvekili Ensar Öğüt, 6-7 ay önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Seyyid soyundan geldiğini belgelere dayanarak kitap haline getirmişti.
    Dün KRT tv de Kılıçdaroğlu’nun bilinmeyen özelliklerini açıklamayı sürdürdü.
    Kılıçdaroğlu’nun hafız olduğunu söyleyerek “Kuran-ı Kerim’i ezbere biliyor” dedi.
    Ayrıca Kılıçdaroğlunun İbadetlerini eksiksiz yerine getirdiğini, ayrıyetten umreye de gittiğiini söyledi. Namazlarını da tam kıldığını söyledi.
    Açıkçası Kemal Kılıçdaroğlunun bilinmeyenleri ne kadar çokmuş. Helal olsun başkana.

  3. Çok ciddi sorunlarımız mevcut ve geleceğe güven eksikliğimiz var oysa ülke olarak çok kolay üstesinden gelebiliriz.Sikintimiz iktidarın güç sarhosluguna kapılması muhalefetin ise çapsız ve beceriksiz oluşu.Unumuz var yagımız sekerimiz herşey var ama helvayı beceremiyoruz.
    Çok basit bir çözüm enflasyonu belirleyen birkaç temel girdi var bunlar zamlaninca herşey 10uzeri üstel katsayilarla ilerliyor.Oysa üç temel girdi mazot ,gübre yem bu 3 temel belirleyiciye devlet destek verse üstel çarpanlar yok olacak ve enflasyon çok ciddi aşağı gelecek.Bu 3 girdiye yapılan zam her üründe katlanıyor ve devlet katlamalı destek vermek zorunda kaliyor.Ornegin yem binlerce ürünün hammaddesi mazot tüm ürünlerin girdi belirleyicisi,
    Akıllı bir iktidar bunları uygulasa önce moral sonra gerisi gelecek.
    Varmı cesur ve akıllı siyasiler soruyorum.

  4. 2017 de sıfır km WV Polo alınan paraya şimdi ancak bir İphone alınabiliyor.
    Ve insanlar başörtüsünü tartışıyor hala!
    Daha geçen yıl 2.5 lira olan tandır ekmeği 6.5 lira olmuş.
    İnsanlar başörtüsü konuşuyor.

    • olsuuun! ben 50 liralık benzin alıYorumcuları bekliyorum gözlerim kapalı, azdan az, çoktan çok giderci yandaş patron tavırlı trolleri bekliyorum ellerim havada, maalesef bu kış zor geçecek ve vebalini kim alacak onu merak ediyorum?

  5. Sayın Koru ,
    Yazınızın ana fikrine ilave edilecek bir harf yok , güzel bir değerlendirme. Ancak erken seçimi beklemiyorum. MHP nin ilgili olduğu yeni baraj sisteminin geçerli olması için bir yılın dolması gerekiyor ki, O da Mayıs ayından sonra. Diğer taraftan son 6 ay önemli oy veren kitle için . Yılbaşında yapılacak kallavi bir maaş ve ücret zammı , arkasından bitecek yeni projelerin ekonomiye yansıması , Ankara Sivas YHT , yerli doğal gaz , yerli otomobilin yollarda görülmesi, Yusufeli barajının devreye girmesi ile azalacak doğalgaz ithalatı vs.
    Tabi ki seçimi liderler kazanır. Allah ın yarattığı başka bi kul yok mu diyor insanlar adaylara bakınca . Cem Uzan da aday olacakmış !

  6. Muzaffer Sever
    9 Ekim 2022 At 08:46

    yorumumu muzaffer bey için yazmıyorum üzerine alınmasını istemem, öyle olsaydı yorumuna cevap olarak yazardım lakin düşüncelerimi açıklamama bir zemin teşkil ettiği icin o yoruma işaret ediyorum.
    dünyadaki pek çok kutsal mekanı ziyaret ettim, ortadoğu ya defalarca gittim, manevi önderlerle tanışma sohbetlerinde bulunma şansım oldu.
    müsaade ederseniz izlenimlerimi paylaşayım;
    dünyada mübarek yer çok fakat dindar az, mübarek insan çok az.
    dindarlar kabaca iki kısma ayrılıyor;
    gerçekten iyi olmaya çalışan manevi değerlere sahip çıkan, pratik ve ritüellerin yanında temel öğretileri hayatlarında uygulamaya çalışan yani ahlak sahibi olmak için çaba harcayanlar ve
    dini lal lak aracı eden bazı pratik ve ritüelleri cennet için yapan ama dünyayı cehenneme çevirmekte hiç bir beis görmeyen dinbazlar.
    dinbszlar iyiye, güzele, gelişmeye, gönenmeye düşmandırlar.
    ortadoğunun hali bunun fotoğrafıdır.
    simdi sorun chp zihniyetidir yargısını ele alalım, burada karşı çıkmayacağımız yanlar var, büyük yanlışlar olduğunu da hiç yadsımadım ama bu zihniyetin oluşmasında dindarların değil çok dinbazların olduğu gerçeği yok mu? dinin, çoğunluğunu dinbazlar oluşturduğu icin dinbazlar tarafından temsil edilmesinin sonuçları ortada değil mi? iste coğrafyamızın hali… yoksulluk, fakirlik, zenginleşen yöneticiler, adaletsiz gelir dağılımı, giderek kalitesizlesen eğitim, kaybedilen ülke kaynakları, kutuplaşma, iç kargaşalar, üretime değil tüketime yönelme, gösteriş, cehalet. ama yöneticilere baksan hepsi dindar, hepsi mübarek hepsi peygamber gibi konuşuyor ama hepsi firavun gibi yaşıyor.
    sorun temelde chp zihniyeti değildir, bu zihniyeti savunmuyorum ama
    sorun bu zihniyetin oluşmasına izin veren, neden olan dindarların az, dinbazların çok olduğu, geriliğin, ilkelliğin fotoğrafını bize sunduğu kardeş kardeşin kanının acımasızca döküldüğü müslüman coğrafyasının fotoğrafta olduğu gerçeğinin altını çiziyorum. cho zihniyetinin temelinde bundan kaçınmak var, bu tabloda yer alan ülkelerden biri olmak var, kaçınmak için ifrada kaçılmış, eğitim kalitesi arttırmak yerine zulüm artmış, yasakçı zihniyet tercih edilmiş buna hep beraber karşı çıkıyoruz zaten.
    bu resim düzeldiğinde chp zihniyeti de düzelir diye düşünüyorum tek yolu da bu başka bir yol yok. şimdi bir seyleri değiştirmeye çalışan sayın kılınçdaroğlu nun çabaları o nedenle önemlidir ve değerlidir. bu coğrafyada her çaba değerlidir. çünkü aksi durumun sonuçları çok kanlı çok acıdır.
    bizler daha medeni, daha müreffeh bir ülkede coğrafyafa yaşamak istiyorsak önce kendi evimizin önünü temizleyelim, kendi halimizi düzeltelim.
    muhafazakar kesimin gerçek dindarları hoşgörülü, iyi niyetli, affetmeyi bilen, toplumsal barış ve huzurun anlamını bilen, ahlaklı olmaya çalışan, Allahtan korkan insanlardır, beyanları ortada zaten.

    • insan oğlu var olduğundan beri iyi ve kötu vardır ve sonsuza kadar da devam edecektir.CHP nin yaptığı zulümleri dinbazlara bağlamak ne kadar doğru acaba ?.Coğrafyamızda ki sıkıntıların temelinde Batı’nın doymak bilmez aç gozlulugu yatmaktadır.Ornegin ırak ta milyonlarca insan neden katledildi.PKK denen güruh ile neden yıllarca savaşıyoruz..
      Müslüman ülkeler büyük sıkıntıda kabul ama işin özünde Batı’nın o doymak bilmez aç gozlulugu yatmaktadır.Tabiki bizim suçumuz yok mu elbette var.
      Gelelim CHP ye geçmişte oy için dini sağ partiler kullanır di şimdi sıra O na geldi.Cok basit bir soru .Başörtüsü yasa ile mi yoksa anayasa ile mi daha güvence altına alınır.(aslında zihniyet ile alinir )
      CHP samimi ise anayasa değişikliğine versin kabul oyunu.Amac üzüm yemek ve hatalari için af dilemek ise gerçekten değiştiğini göstermek ise hodri meydan.Bu işin amasi fakati vs yok.

      • chp nin yaptığı zulümleri dinbazlara bağlamak bence son derece doğru ve son derece yerinde, çünkü temelinde din düşmanlığı değil ait olduğumuz coğrafyanın acıklı ve hazin hali var,
        inkar edebilir miyiz bunu?
        şimdi bu toplumlar gelişmiş, müreffeh, sosyal adaleti sağlamış gönenmiş olsaydı bu manzara hangi sonuçları doğururdu?
        bir boş vakit bulup osmanlının gerileme dönemini araştırın. padişahların israf ve safahatini, tekke ve tarikatların halini bir okuyun. bilgi güçtür havaya bakıp ay bu ne kadar doğru diye soramayız.
        ben size bir tarih okuması ve güncel bir ortadoğu fotoğrafı sunuyorum, siz zanlarınıza sığınıyorsunuz.
        kendiniz iyiler ve kötüler tarih boyu olmuş diyor sonra “Coğrafyamızda ki sıkıntıların temelinde Batı’nın doymak bilmez aç gozlulugu yatmaktadır” diyorsunuz.
        kötülükten kendinizi koruyamamak bir özür müdür? batının aç gözlülüğüne yem olmamak, kendini savunmak hatta üstün gelmek seçeneğiniz yok mu?
        bu mağdur edebiyatını kendinize yakıştırıyor musunuz?
        bizim suçumuz yok mu demek ne demek?
        utanmalı değil miyiz coğrafyamızın halinden?
        utanmalı değil miyiz müslümanları halinden?
        inanmış biri olarak ruzî mahşerde de dönüp şimdi yaptığınız gibi batıyı mı suçlayacaksınız? orada da dış güçler masalına mı sığınacaksınız? onlara akıl verilmiş size verilmiş değil mi?
        güçler eşit paylaştırılmamış mı yani?
        chp zulmü edebiyatı yapmak yerine bizim suçumuz nedir diye düşünmek ve çözüm için çalışma yapmak daha iyi değil mi?
        lanetinize ve nefretinize sahip çıkmak kolay, yanlışlara sahip çıkmak zor,
        yorumumu okuyunca itiraz etmek kolay, muhasebe yapmak zor değil mi?
        suçlamak kolay, fesi önüne almak zor tabii.
        Ahmet bey soruyor;
        Başörtüsü yasa ile mi yoksa anayasa ile mi daha güvence altına alınır.
        bana göre el cevap;
        ikisiyle de alınmaz.
        anayasaya aykırı uygulama yok mu şu anda? şu anayasaya aykırı, bu anayasaya aykırı diye her gün onlarca haber okumuyor muyuz?
        denge ve kontrol getirilmiş bir sistem olmadıktan sonra gücü elinde bulunduranların her istediğini yaptıkları bir ülkede yaşıyoruz biz. siz ayda mı yaşıyorsunuz ki yorumuma kalkmış bu soruyu soruyorsunuz?
        chp degismis olsa bile siz bunu kabullenmeye hazır değilsiniz siz toplumsal bir uzlaşı talebinde degilsiniz çünkü kendi hatalarınızı kabullenmeye niyetiniz yok, başkalarının düzelmesini istiyorsunuz, ama siz kendinizi düzeltmeden onlar da düzelemezler. güç dengeleri değişir içinde bulunduğumuz resim değişmez.
        madem bizim suçumuz yok mu diyoruz kendi suçumuzu bilelim, düzeltelim bi önce. kendimizin, dinimizin, halimizin ortaya koyduğu temsiliyeti düzeltelim,
        asıl bu işin aması fakatı olmaz.
        durumumuzun fecaat olduğu gerçeğinin aması fakatı olmadığı gibi.

  7. İKTİDARIN YAPTIĞI ORTADA MUHALEFET UMUT SATIYOR UMUTTA YOK SEÇİME 8 AY KALDI GÜRÜRÜZ İNŞALLAH NELER OLDUĞUNU

  8. Helalleşme çabası dahilinde biz değiştik geçmiş hatalarımızdan ders aldık özeleştirisi için 28 Şubat paydaşlıklarını sorgulamak “evet ama yetmez” şeklinde muhafazakar kesimde karşılanır ve karşılanmıştır. Alevi açılımı da iki cemevi gezip, bir kaç nutukta Hacı Bektaş falan gevelemekle olmayacaktır. Birbirlerini samimi empati yaparak tanımadıkları ve bu kopukluğu buraya iki vitrin biblosu başörtülü veya alevi ileri geleni koyarak işte size çözüm veya işte size çözdüm denecek zamanlar değil, iş samimiyette düğümleniyor. Akape nasıl yarattığı ekonomik yıkımı darphaneyi çalıştırarak ve oradan buradan topladığı swapları, kamu bankaları kaynaklarını çarçur ederek çözmeye değil günü devam ettirmeye çalışıyor ise altılı masa geleceğe dair umut bekleyen milyonları sığ bir gündeme mahkum edip, kendilerine toplumsal mutabakata açılmış kredi ve ortak hareket etmekten mütevellit sinerjiyi tüketiyorlar. Organik kimyada reaksiyonlarda aditif etki yani 2+3=5 gibi beklenen, birde 2+3=8 gibi potansiyalizasyon etkisi vardır. Şimdi hayat samimiyet dersine ve ihlâsla hareket etme zamanıdır. Çünkü sandıkta doğru aday ve geleceğe dair çözüm sunmayacak olanları tarih ve toplum asla affetmeyecektir.

  9. chp yönetim muktedirleri herşeyi herkesten daha iyi biliyor da..
    muhafazakar, heleki çarşaflı seçmene madalya rozet takmakla onun oyununda gönlününde alınamayacağını da çok iyi görüyor buarada.
    ama, lakin,..
    ortam, ağzınla kuş tutsan misali..
    ikna odalarında ikna etmeye çalışanları! bulup yargılatsanda!.. nafile..
    CHP’yi ikiye üçe bölsen de hikaye..
    çünkü hafızalar taptaze!
    netice olarak inanç üzerine yapılacak şeylerin en möhimini ve güncelini sayın RTE yaptı. cemevleri için iyi bir başlangıç olur umarım.
    gün gelir etnisiteyi de ayrı gayrı işler değil, birleştirici, tanıtıcı, turizm geliri vb gelir getirici halde görebilimeyide bu güzel yurdumuzun güzel insanlarına gösterir inşallah.
    🌞chp nasıl kurtulur benim işim değil fakat,
    seçmeni ne istiyor biliyorum:
    sol isen solluğunu bil, ona göre tavır al.
    merkeze götürmek istiyorsanız eğer, sor herkese
    yok ben annamam muharremi tanımam aşure ayını bilmem felan diyorsan da!…
    açık açık söyle, çekinme!
    belediye seçimi ayrı iş, vekil seçimi başka!..
    hükümet işi başka şey, devlet işi bambaşka😊.

  10. şahsen ben chp nin çabalarını olumlu bulduğum gibi akp nin alevi ocaklarının gönlünü almaya çalışmasını da yerinde buluyorum,
    bu coğrafyada toplumsal uzlaşıya yönelik her adım son derece değerlidir ve desteklenmelidir. akp ye samimi değil ya da oy peşinde diyerek burun kıvırma lüksümüz yok, chp ye burun kıvıranlar da bu işi yaşadığı toplumun bulunduğu coğrafyanın gerçeklerinden habersiz olduğu için cahillikten yapıyorlar, zaten bu toplumların en büyük sorunu cehalettir, sonuçları gelişememek, gönenememek, refaha erişememek olan toplumu yoksul, fakir, muhtaç kılan yoğun, karanlık, kör bir cehaletten söz ediyoruz.
    şimdi partilerin özgürlükçü adım atması başka,
    bunu oya çevirmek başka.
    oy toplumun genel refahının bir ifadesidir, bayağı olarak söylersek tencere mesesidir. özgürlükler, demokratik açılımlar, sanat, düşünce toplumun bilinç seviyesini ilgilendirir, oya çevirmek zordur.
    goy goycular, arabeskçiler, mehter takımı, trol takımı burada bile uçuşlardan, kaçışlardan, adımlardan, gollerden yazıyorlar hayret ediyorum nerede yaşıyorlar?
    dünya sıralamasında bizi 17. sıradan 21. sıraya düşüren bir iktidardan bahsediyoruz bir değil iki degil neredeyse her alanda her sıralamada gerilemekten bahsediyoruz, fakirleşmekten, yoksullaşmaktan yöneticiler her israfı her lüksü kendilerine hak görürken şatafat ve debdebe içinde yaşarken halkın temel gıda maddelerini alamayacak hale gelmesinden bahsediyoruz. yoksulluk ve yolsuzluk kıskacında olan bir ülkeden söz ediyoruz.
    bunun oya dönecek bir yanı bir yönü yoktur, iktidardan düşmekten başka.
    efendim % 30 oyu varmış,
    20 yıllık iktidarların bu kadar oyu olur, son derece normaldir, bizim gibi ülkelerde illa ki olur, yukardan aşağı inen bir saadet zinciri, bir besin zinciri. 500.000 konut projesinden yapılan oy hesabını duymadınız mı?
    bir de 20 yıllık iktidarda kalmanın yukardan aşağıya saadet, is, ek gelir, proje, yardım yardım dağıtmanın hesabını yapın % 30 biraz küsür bulursunuz.
    iyi de bu % 30 biraz küsür ne işe yarar? ne seçim kazandırır ne mecliste çoğunluk?
    sayin erdoğanın anket sonuçları ortada, erdoğana güven endeksi ortada.
    seçim öncesi harika çalıştı sayın korunun dediği gibi başarılı olduğu konu olan umut satışı iyi gitti oyu %35 cok iyi gitti % 40 oldu,
    n’oldu?
    yine seçim kaybedecek.
    tencere daima kazanır.

    • yanılıyorsunuz Didem hn,halk herşeyi görüyor şuan 30-35 bandında geziyor çünkü alternatif yokkkk.Hala bir adayını belileyememis geleceğe dönük tek bir somut çözüm önerisi olmayan bir muhalefet var.Oysa yapılacak çözüm sunulacak öylesine projeler var ki maalesef göremiyoruz.Bizleri kötünün iyisine muhtaç ediyorlar.Halk imam efendiye güvendi ve şans verdi oysa sukutu hayale uğradı.Peskes çekilen ihaleler tarumar edilmiş bir ulaşım as. yalnızca reklama harcanan paralar.

      • yanılıyorsunuz Ahmet bey,
        alternatif bu %30 a göre yokkkk.
        bize göre ve muhalefete oy veren milyonlara göre var ve bu alternatifi kullanacağız ve iktidara getireceğiz, azinlıkta kaldınız.
        ben muhalefetin çözüm önerisi olmadığını düşünmüyorum belki arttırılabilir ve arttırılacaktır. ülkeyi bugünden çok daha iyi yönetileceğine de inanıyorum muhalefete oy veren milyonlar gibi.
        imamefendiye oy verip sükuta uğrayanlar sadece sizlersiniz, neden acaba?
        beyfendiye halkın gösterdiği ilgi ve teveccüh ortada, sevgi ortada ve de anketler ortada.
        peşkeş çekilen ihale olsaydı bu bir yargı konusu değil mi? iktidar göz yummazdı herhalde, hele şimdi?
        kendinize yakıştırıyor musunuz peşkeş çekilen ihaleden şikayet etmeyi cidden?
        pesss.

    • Enflasyon: Yüzde 6.4…
      Faiz: Yüzde 4.6…
      Böyleydi.
      Ne zaman?
      -2013’te…
      Gezi ayaklanmasından hemen önce…
      Kim başarmıştı bunu?
      -Erdoğan…
      Balıkesir’deki konuşmasında haklı olarak o günleri hatırlattı.
      “Başardık, yine başaracağız” dedi.
      Ve iddialı konuştu.
      Ekonomideki sıkıntılar aşama, aşama ortadan kalkacak. Hayat pahalılığın beli kırılacak.Enflasyondan kaynaklanan kayıplar telafi edilecek. Faizler düşmeye devam edecek. Yatırım, üretim, istihdam, ihracat daha da artacak.
      Erdoğan “en büyük sorunumuz enflasyonun yol açtığı sıkıntılar” dedi.
      Kayıpların telafi edileceğini vurguladı.
      Böylece önümüzdeki süreçte neler olacağına dair güçlü bir işaret verdi.
      Nedir?
      -Aralık’ta tüm kesimleri rahatlatacak ücret artışları göreceğiz.
      Dar gelirli, sabit gelirli, işçi, memur, emekli enflasyona ezdirilmeyecek.
      Peki Türkiye’nin bunun altından kalkabilecek gücü var mı?
      -Fazlasıyla var.
      Nasıl?
      -Yatırım, üretim, ihracat, turizm gelirlerindeki yükselişle birlikte devletin kasasındaki para da artıyor. Bütçe performansı güven veriyor. Enerji ve altın dışarıda bırakıldığında ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 100 seviyesini yakaladı.
      Ve Türkiye 2023 ile birlikte kendi doğalgazını kullanmaya başladığında bambaşka bir dönem açılacak.
      Şimdi önümüzde çok kritik bir süreç var.
      Seçim yaklaşıyor. O güne kadar iki zihniyet arasında mücadele yaşanacak.
      Bir tarafta gelecek umutlarını yeşerten adımları atmakta kararlı iktidar…
      Diğer tarafta daha “aday” meselesinde bile netleşemeyen, umutsuzluk, çaresizlik ve çözümsüzlük pompalayan muhalefet…
      Son anketler seçmen nezdinde bu tablonun iyice belirginleştiğini ortaya koyuyor.
      Rakamlar, Erdoğan ve Cumhur İttifakı’nın arkasındaki desteğin arttığına, kendi içlerindeki sıkıntılarla boğuşan muhalefetin ise güç kaybettiğine işaret ediyor.
      Bunun elbette şaşırtıcı hatta sarsıcı sonuçları olacak.
      Muhalefetin içine düştüğü açmaz, “olmaz” denilenlerin yaşanabileceğine dair güçlü sinyaller veriyor.
      Ocak ayı ile birlikte siyasetteki tüm denklemleri değiştirebilecek durumlarla karşılaşabiliriz.
      Ayak sesleri duyuluyor, siyasete “netlik ayarı” geliyor.

      • umarım bu netlik ayarından sizde nasiplenirsiniz ve ülkenin rakamlarla olan gerçekliğinin yorumunuzla hiç ama hiç benzerliği olmadığını farkedersiniz.
        akp iktidarda kaldığı sürece bir düzelme olmayacağını söylüyor ve yorumlarımda temellendiriyorum.
        ocakta sizin bile farkedeceğinizi de önceki yorumlarımda yazmıştım zaten.

  11. Şu başörtüsü ve Alevilik Açılımı konuları; bizim siyasetin ve siyasi partilerin karakterlersizliginin ,alcak zihniyetinin ve rezil mantığının ortaya sacılmasında gercekten tam bir turnusol görevi görmüş oldu !
    ‘ En ummadığın keşfeder esrarı derununu ,
    Sen herkesi kör alemi sersem mi sanırsın ‘
    Ziya Pasa
    Ancak ben burada gözden kaçan baska bir riyakarliga dikkat çekmek istiyorum ; Lozan’a göre farklı bir statüde de olsa bu ülkede hıristiyan ve yahudi dinine mensup vatandaşlarımız yok mu Allah aşkına!
    Selamlar saygılar

    • Sayın namlu, var var, isterseniz bir azınlık okuluna gidip bir türk çocuğunu kaydettirmeye kalkın bakalım ne cevap alıyorsunuz, lozanmış!!!

      • Tesekkür ederim H. Gayret kerdeş,
        Ben burada çagdaş bir devletin; siyasi menfaatcilik yapmadan , farklı din ve etnik aidiyeti de olsa bütün vatandaşlara eşit yaklaşması ve onları kucaklaması gerektiğini vurgulamak istedim .
        Sizin dediğiniz ve buna benzer aksaklıklar olsa bile doğrusu budur .
        Kaldı ki onlar da oturulur konuşulur, bir çözüme bağlanabilir.
        Selamlar iyi günler

  12. Başörtüsü konusunda sorun CHP ve zihniyetidir. Ortada bir sorun yokken toplumun büyük bir kesimini hedefe koydular. İnsanlarımızı kendi zihniyetleri doğrultusunda bir kalıba sokmaya çalıştılar. Kendilerini “Olmuş/Aydınlanmış”, Anadolu insanını ise “Olması/Aydınlanması gereken” olarak gördüler. Anadolu irfanını bilmeden “Beyaz adamın yükü” misali milleti kendi kalıplarına sokmaya çalıştılar. İşte sorun bu idi.

    Geçmişte olduğu gibi yine yanlış yerlerden konuya yaklaşıyorlar. Başörtüsü konusunda ikna edilmesi gerekenler bu işin mağdurları olamaz. Tam tersi ikna edilmesi gerekenler sorunu ortaya çıkaranlar olmalıdır.

    Bu yüzden Kılıçdaroğlu samimi bir giriş yapmak istiyorsa ilk önce CHP ve doğrudan kendisinin içinde olduğu kötü süreçle ilgili kapsamlı bir nedamet getirmeli. Ardından hâlâ başörtüsü konusunda karşıtlık yapan teşkilat mensuplarını, CHP zihniyetinin taşıyıcı kolonları olarak çalışan kesimleri ve kendi medya mensupları ikna etmelidir.

    Bunlar yapılırsa ortada ne sorun kalır ne de sorun çıkaranlar. Yıllardır milletin gücünün boşa harcandığı mesele, çözülmüş olur.

    Benden söylemesi; muhafazakâr kesim öyle seçim süreçleri yaklaşırken iki açıklamayla farklı bir yöne yönelecek bir kesim değil. Onlar sadece seçim süreçlerinde Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına bakmazlar. Aynı zamanda CHP zihniyetinin taşıyıcı kolonları olan kesimlerin konuşma ve tavırlarına da bakarlar. CHP medyasındaki muhafazakâr değerlerler karşıtı “ayin” formatında yapılan programlara da bakarlar.

Yoruma kapalı.