Anketler çok şey söylüyor, fakat zaten herkes durumun farkında

26
Reklam

Çok uzun sayılmayacak yıllar önce, değişik ülkelerden aldığım davetlerle oralarda faaliyet gösteren düşünce üreten kuruluşların toplantılarına katılırken, hep “Neden bizde böyle kurumlar yok?” diye hayıflanırdım.

Sonunda bizde de değişik isimler altında faaliyet göstermek üzere çok sayıda vakıf kuruldu.

Televizyon programlarında konuşturulan katılımcıların isimlerinin altında mensup oldukları vakıfların ismini görüyorsunuz.

Bizdeki o tür kurumların sayısının pek çok Batı ülkesindeki benzerlerinden daha fazla olduğunu sanıyorum.

Kötü bir şey değil bu.

Vaktiyle hayıflandığım bir konu da, ülke insanının nabzını tutma amacıyla düzenli kamuoyu araştırması yapan firmaların eksikliğiydi. Hatırladığım kadarıyla, yıllar önce bir tek PİAR adlı firma bu boşluğu doldurmaktaydı. O da aslında çeşitli şirketlere piyasa araştırmaları yapmak üzere kurulmuştu ve şirketler kendisinden istediğinde -bu genellikle seçim yaklaştığında söz konusu olmaktaydı- politik araştırmalar -anketler- yapmaktaydı.

O boşluk da son yıllarda hem de fazlasıyla doldu.

Neredeyse her gün yeni bir anket çalışması bir yerlerde yayınlanıyor.

Reklam

İyi de oluyor.

Çevremde anketlere hoş gözle bakmayanlar var. Ne zaman bu konu açılsa, son bir-iki seçimde yanılma payı hayli yüksek çıkmış araştırmaları hatırlatma yoluna gidiyorlar. Bunu yaparken de konuyu fazla bilmeyen birilerinin kullandığı türden iddiaları seslendiriyorlar.

Yönlendirme amaçlı buluyorlar anket çalışmalarını…

Oysa konuya eleştirel yaklaşanların unuttukları bir şey var: Açıklanan araştırmalar gizli saklı şeyler değil; genellikle firmalar çalışmalarını rapor haline getiriyorlar ve raporlar bir biçimde kamuoyuyla da paylaşılıyor. Dolayısıyla, şişirilmiş, masa başında hazırlanmış, yönlendirme amaçlı anketlerin o niteliği gerçeklerle zıt çıktığında kötü niyetten herkes haberdar oluyor.

İtibar mesleği anketçilik…

Nitekim, son birkaç seçimde yayınladıkları anket sonuçları ile sandığa yansıyan halk iradesi arasında çatışma görülen bazı firmalar sahayı terk etmek zorunda kaldılar.

Yanlışlıkları yüzünden itibarları kayboldu da ondan…

Mümkün olduğu kadar firmaların politik araştırmalarını yakından izlemeye, anketleri anlamaya çalışıyorum. Fırsat bulduğumda, bazısını iyi tanıdığım firma yöneticileriyle görüştüğüm de oluyor.

Reklam

Faydasını gördüğüme inanıyorum.

Son araştırmalarda neler görüldüğünü anlama amacıyla etrafa kulak verirken, birilerinin çok yararlı bir çalışmasıyla karşılaştım. Tam 12 ayrı araştırma firmasının ‘son’ anketlerinin “Bugün seçim olsa” diye başlayan soruya aldıkları cevapların oranlarını bir arada gösteren bir tablo bu.

Tam 12 faal anket yapan kamuoyu araştırması firması varmış…

Firmaların ocak ayından bu aya gerçekleştirdikleri anket çalışmaları, aralarında ufak tefek farklılıklar bulunsa da, şu sıralarda genel hatlarıyla halkın politik hayata yaklaşımının ipuçlarını ele veriyor.

Hiçbirinde Cumhur İttifakı ‘yüzde 50+1’ çıtasını aşacakmış gibi görünmüyor. 

Büyük çoğunluğunda kararsızlar ile cevap vermek istemeyenlerin oranı hayli yüksek.

Kararsızlar dağıtılmadan MHP’nin oylarının yüzde 7’ye ulaşmayabileceği, buna karşılık HDP’nin hemen bütün araştırmalarda kararsızlar dağıtılmadan dahi baraj üstüne çıkacağı görülüyor. Karasızlar partilere bölüştürüldüğünde ise MHP araştırmaların çoğuna göre yüzde 7 barajını aşabiliyor, HDP’nin muhtemel oyu ise yine çoğunda yüzde 10’un üzerinde…

Merakım biraz da ‘ittifak içerisinde ittifak’ kavramıyla ifade edilen Saadet, DEVA ve Gelecek partilerinin seçimde gösterebilecekleri performansa kaydı. Bu üç parti ortak bir platform kurar ve seçime öyle girerlerse, ayrı ayrı girdiklerinde hiçbiri yüzde 7 barajını aşamaz görünürken, üçü bir arada, kararsızlar dağıtıldıktan sonra, hemen her araştırmada yüzde 7 üzerinde bir oyu bulabilecekleri izlenimini veriyorlar.

 ‘İttifak içerisinde ittifak’ ile kast edilen nedir, bu yola başvururlarsa üç ayrı güç bir araya nasıl gelecek ve istedikleri sonuca erişecekler?

Bu sorunun cevabı bende yok; sanırım altı partili ittifakta da henüz bu konu berraklığa kavuşmuş değil.

Anayasa Mahkemesi CHP’nin yeni seçim yasasının dört maddesi için yaptığı iptal başvurusunu kabul edip görüşür ve iptal kararı verirse her şey değişebilir.

AK Parti yönetimi 2023 yılı haziran ayında yapılacak zamanında seçimde bugünkünden daha kötü şartlarla karşı karşıya kalınacağı beklentisiyle tarihi erkene çekme arayışı içerisine girer ve muhalefetle anlaşarak bu yıl sona ermeden sandık başına gidilirse, bu gelişme de tabloyu değiştirir.

Seçim tarihi yaklaşıp insanlar politika arenasında olup bitenlerle daha yakından ilgilenir ve yeni kurulan partiler o sırada kendilerini ve kadrolarını daha iyi tanıtma fırsatı bulabilirlerse, bu da oyların dağılımını etkileyebilir.

Anlaşılacağı üzere çok seçenekli muhtemel senaryo var ve kamuoyu yoklamalarına bakarak çok keskin sonuçlardan söz etmek doğru olmaz.

Yine de, firmaların anlık fotoğrafını çektikleri muhtemel oy dağılımı tablosunu, seçime kadar gelecek yeni araştırmaları da ekleyerek güncellemeyi sürdüreceğim.

Sizleri de ara ara haberdar ederim. 

ΩΩΩΩ

Reklam

26 YORUMLAR

  1. Küççük partilerin başkanlarının milletvekili olmaları imkansız.
    Davutoğlu, Babacan, Temeeell ve Dursunun Chp, Hdp ve İyi partiden hangi illerde ön sıradan aday olacak merakla bekliyoruz.

  2. Chp ve İyi parti ısrarla 6 lı ittifak diyor. Hdp li Mithat sancar hayır 7 diyor. Görüşüyoruz diyor.
    Chp ve Hdp niye kendine oy verenlere yalan söylüyor. Şimdi Chp ve İyi parti kendi seçmenlerini kandırmıyor mu?

  3. CHP ve İYİ Parti’nin Millet İttifakı ve 6’lı masada yer almadığını ısrarla ifade ettiği Hdp li Mithat Sancar konuşmuş.
    Bunlar yalan dünyası gibi.
    6 lı ittifak diyorlardı.. Biz de 6+1 diyoruz.
    2 gün önce Halk Tv de soruları cevaplayan millet İttifakı’nın gizli ortağından itiraf geldi: 7 parti birlikte hareket ediyoruz.
    Programda konuşan Mithat Sancar, ” Biz diyoruz ki temeli sağlam kuralım. Demokrasi mücadelesiyle yürüyelim. Nitekim 7 parti yapı olarak ortak faaliyetler yapıyoruz. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde birlikte çalışmalar yaptık. 1 Mayıs’a da aynı şekilde bu 7’li yapı ortak çalışıyor ama çok geniş kesimlerle 1 Mayıs’a hazırlanıyoruz.”
    Sunucu, Suat Toktaş’ın “7 yapı birlikte hareket etme kararı almış durumda”  sözleri üzerine konuşan Sancar,” Evet, birlikte hareket ediyoruz zaten, Şuanda temel gündemimiz seçim değil. Bu süreç ilerledikçe seçimde nasıl hareket edileceği de konuşulacak. Ayrıca bu yapının daha fazla bu cenahta nasıl genişleyeceğine ilişkin tartışmalar da devam ediyor.” ifadelerini kullandı.

    Bunların başı yalan sonu yalan. Madem koalisyon iyi niye Hdp yi saklama ihtiyacı duyuyorsunuz.

  4. Fehmi Koru’nun bahsettiği PİAR Kamuoyu Araştırma Merkezi, 24 Haziran 2018 deki cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri için yayınladığı anket sonuçlarıyla rezil olmuştu.
    Şirket, seçimden önce yayınladığı anket sonuçlarında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yüzde 39.7, AK Parti’in yüzde 34.8, MHP ise yüzde 7.3 oranında oy alacağını ileri sürmüştü.
    24 Haziran 2018’de yapılan cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde Erdoğan yüzde 52.6, MHP yüzde 11.1, AK Parti yüzde 42.6 oranında oy alırken Cumhur ittifakı’nın toplam oy oranı ise yüzde 53.7 olmuştu.

  5. Cumhur ittifakı %51 bulamıyormış ankette.
    Millet ittifakı bulabiliormuyumuş.Ondan bahsetmiyor.Çünkü yandaş değil ya yanlışı söylemese de doğruyu ters düz ediyor.
    Mesala karasızları ve HDP oylarını da 6 lı ganyanda sayıyor.Bildiğimiz HDP millet ittidakına dahil değil.
    Karasızlar sadece Millet ittifakına gitmiyor.

    Neyse fonlanınlar demokrasi için fonlanıyoruz derler.
    En yandaşdan yandaştırlar ama başkaları yandaştır.
    Bütün doğruları ters düze ederler ondan doğru yoktur.
    6 benzemez biraya getirip okus pokus bir blinmezi çatı yapmak için kırk dereden su getirler ama RTE aday olduğunu daha söylmedi derler.

    derler de derler.Yandaş olmak zor zannat vesallam

  6. Anket iyidir. Yalanda olsa anket yapılan kişi üzerinde ve avanesinde bir farkındalık yaratır. Düşünmeye sevk eder. Belki birileri partilerinin propagandasını yapmış olur bilmeden.
    *Vatandaşın cebinden çıkmaması dır masrafın burda dikkat edilmesi gereken!
    – ittifak içinde ittifak olacak muhakkak
    – önceki seçimdeki ben onu istemezük inadı olmayacak
    – ekmek davası olacak ekmekçi değil ekmeği tüketen öncellenecek
    – Abi CHP ve AKP olacak, her şehirde ayrı politika uygulanacak, üzerinde ayrı ayrı çalışılacak (başkanlığın gerekleri olsa gerek)
    # bu kadar olumlu bilinenlerin içinde yinede merak edilen: aday kim?
    Aday, sayın RTE sayın Kılıçdaroğlu sayın Abdullah Gül sayın Meral Akşener sayın Ekrem İmamoğlu sayın. Mansur Yavaş sayın Muharrem İnce sayın İlhan ..
    Felan fiştan. Aday mı yok memlekette. Yeterki sen iste.
    Hepsi bekler ister devletin başında olmayı herhalde. Önemli olan kimin aday gösterilirse kazanma ihtimali var o dur bence.

  7. Almanya’da koalisyondaki üҫ parti koalisyon kuracaklarını seҫimden önce aҫıklasalardı büyük ihtimalle seҫmen kaybederlerdi.

    6 partinin tek adayla cumhurbaṣkanlığı seҫimine katılmalarının bir anlamı var.

    6 parti etik politika ve demokrasinin temel kuralları konusunda da anlaṣtıklarını seҫmene zaten duyurdular. Belki bu noktayı ısrarla tekrarlamakta fayda var.

    % 7 barajını aṣabilmek iҫin proğramları benzer ve aynı seҫmen kitlesine hitabeden partilerin bir arada olmasını seҫmene anlatmak daha kolay olsa gerek. Haklı olarak, seҫim kanununun kendilerini mağdur ettiğini de seҫmenlerine söyleyebilirler.

    Böyle bir iṣbirliğinden seҫim sonunda bir parti de oluṣabilir. Iyi de olur.

    • Almancı arkadaş “Almanya’da koalisyondaki üҫ parti koalisyon kuracaklarını seҫimden önce aҫıklasalardı büyük ihtimalle seҫmen kaybederlerdi.” demişsiniz de;
      ki doğrudur!
      Peki sizce almanyada kurulan bu koalisyon seçmen iradesini dolandırmak için yapılmış bir üçkağıtçılık değil midir?
      İlkeymiş…

      • Hiҫ seҫim kanunu ile oynanmadan,

        Hiҫ bir muhalefet lideri hapse koyulmadan,

        Bütün partilerin eṣit koṣullarda seҫime katıldığı bir ülkede,

        Hiҫ bir partiye yeterince ҫoğunluk vermeyen Alman milli iradesi koalisyon istiyor demektir.

        Almanya sanıyorum 1961 yılından bu yana koalisyonlarla yönetiliyor. Gayri safi yurtiçi hasılatıyla dünyada 4. durumda.

        H.Gayret, Türkiye’nin nerede olduğunu aṣağıdaki listede görebilirsiniz.
        https://ogy.de/frvz

        • Almancı arkadaş “Hiҫ seҫim kanunu ile oynanmadan,” demişsiniz de;
          12eylülden kalma %10luk seçim barajı çok hoşunuza gidiyordu heralde, ayıptır sorması almanyada kaç baraj?

  8. Anketlerde en büyük 3. parti olan elim kırılsaydı da bunlara vermeseydimciler, kararsızlar, protest oy, sandığa gitmeyeceğim ve görüş bildirmeyenlerin oyları istatistik kurallarına göre dağılmaz ve seçim ortamında kahir ekseriyeti ile Temel reyis sevk ve idaresinde olan nadimin ittifakına gidebilir. Bu durumda sebilürreşad için geriye, gri alanda kalan tek şey, milleti 🌹 dürecek ve yerli, milli müptezelleri tarihe sevk edip amel defterlerinin hesabını vicdanlara tevdi edecek adayın isminin faş olması kalmıştır.

    • İki ankete baktım kararsızlar dağıtıldığı halde en fazla 4.5 yüzdeyi gösteriyor. Kararsızlar 10 oy kullanmayacağını ifade edenler 13. Piyasada konuşulan davalardan birine inandığı için oy verdiği halde sonunda inandığı davasının piyasada sahipsiz başı boş dolanan davalardan biri olduğunu görünce hayal kırıklığı yaşayanlar sandığa gitmeyecek olanlar. Geriye kalan yüzde 10 kararsızları dağıtınca 100 küsur partiden seçime katılacak olan 20 civarında partiye nasıl dağıtırsanız dağıtın hiç bir garantisi yok.

      Velevki dediğiniz gibi oldu ve üç küçükler barajı aştı diyelim Meclis’e 40 vekil sokabilirler. 570 vekilin karşısında bir 40 vekil ne iş yapabilecek?

      Benlik bir mesele değil de hani böyle bir gerçeklik var sonuçta. Yani 40 vekil 300 vekilin karşısında mı daha faydalı olur yoksa içinde mi?

      Bence hayalleri realiteye uydurmak gerekir. Realite hayallere girmeye pek hevesli değildir çünkü.

      Gerçi benim siyasi bir hayalim yok, olanlar için söylüyorum.

      • Özet olarak benim demek istediğim, yorumcuların tam olarak anlamlandıramadıkları 7’lik baraj üç küçükleri hedefleyen bir anlama sahip olabilir.

  9. Gider misin? Diye soruyor cevap:kaç para verecekler? Oluyor yurdum insanının ilk meraklı sorusu!
    İlk aya basan, ilk meraklı insan, “kaç para” sorusu. Ağlarmısın Güler misin?
    Üniversite girişi bitti lise girişinde de sınav,
    Parti seçme geçti bir rakamı (50+1) (%7) tutturabilme yarışı başladı😠
    SON TREND:
    Parçalasak ta mı bölsek😯
    Bölünsek te mi çoğalsak😯
    (Yazarımız sık sık kaçırmadan biz meraklıları haberdar edecekmiş müjdeler olsun tüm sorunları halletmek için bir yerden başlamak gerek yani).

  10. yazdim. Turk demokrasi tarihinde ilk kez CHP birinci parti cikacak. bunu yapanlar kendileriyle gurur duyabilirler. bu Chp nin kotu veya iyi olmasindan degil degismesinden kaynakli olacak….

    • Dur yolcu!
      Bundan önceki seçimlerde de “bu secim cooook farkli olacak cooook.” diye duymuşluğunuz vardır eminim:)
      Ha gayret!!!!

        • Dur yolcu!
          “onceki secimlerle” İLGİLİ BİLGİLERİNİ Bİ GÖZDEN GEÇİR İSTERSEN, BİLİP BİLMEDEN ATIP TUTMAYALIM:
          “Akademisyen
          17 Nisan 2022 At 19:23
          1973 ve 1977 seçimleri ne oldu? Bakın bakalım hangi parti birinci gelmiş…”

  11. Hz. SÜLEYMAN KANUNU
    Açıklamaya çalışacağım Hz Süleyman’ın koyduğu bir kanun değil.
    Hz Süleyman’a da uygulanan ilahi bir kanun.
    Sosyolojik bir tespit.
    Hz Süleyman aynı zamanda Dünyevi bir gücün simgesi ve zirvesi.
    Cinler, rüzgar ve hayvanlar da emrinde.
    Sebe süresinden öğrendiğimize göre, vefatı dayandığı değneği bir ağaç kurdunun yemesi sonucu, değneğin kırılması ve yere düşmesi ile farkediliyor.
    Yani vefatı hemen farkedilemiyor.
    Demek ki, güçlü yapılar çok daha önceden vefat ediyor. Ancak farkedilmesi epey sonra oluyor.
    Demek ki bu kevnî bir kanun.Yerçekimi, kütle çekim gibi.Peygambere bile istisna yok.
    Şu anki iktidarın hem parasal hem de kadro gücü hiçbir iktidar ile kıyaslanamaz.
    Şu anki iktidar da aslında ömrünü çoktan tamamladı.
    Beyin ölümü gerçekleşti. Bitkisel hayatta.
    Sadece bu dediklerim daha sonra farkedilecek.
    Bu iktidarın en önemli dayanağı yani değneği olan ekonomi için-için gitmiş durumda. En son içine giren kurt KKM.
    “Hz Süleyman kanunu”na dair benim bir çıkarsamam daha var. O da asıl sonuç.
    O da güçlü yapıların giderken oluşturacakları tahribatın boyutu.
    Bu konuda bakkal ve holding örneği veriyorum.
    Bir bakkal giderken, yani iflas ettiğinde bir kaç kişiyi götürür.
    Bir holding ise binler hatta milyonları.
    Benim bir iddiam var:
    – AKP öyle bir gidişle gidecek ki, yandaş, yancı, kontrollü, irtibatlı ve iltisaklı muhalefeti de götürecek.

  12. Kamuoyu araştırması değil kamuoyu oluşturma çabasıdır bu anketler, her seçimde de ellerinde patlar çalışmaları…
    Nadiren de olsa seçim sonuçlarını tutturanlar varsa, bu da ancak bir sonraki seçimler için bir yatırım aracıdır aslında, müşteri de hepten kaçmasın yani…
    Nitekim en iyisi bile seçime kadar tam tersi sonuçları sürekli pompalarken, doğru sonuçları oy verme işlemi başladıktan hemen sonra aniden açıklayıp bir de “nasıl da doğru tahmin ettik” cinliği sergiler ki gül gül ölürsün,
    nasıl olsa alem sersem, öyle değil mi?
    Sn.ender yoldaş da şu sıralar elinde bir kısım anket taslağıyla aramıza katılırsa değme keyfine:)

Yoruma kapalı.