Aklımda bir soru: Önce medya mı bozuldu, yoksa siyasi hayat mı? Merak etmeyin, bizim ülkeden söz ediyor değilim…

26
Reklam

Neredeyse bir aydır günümün belli bir bölümü Amerikan televizyonlarını izlemekle geçiyor; özellikle de CNN ile FOX News’ü… Bu bir aylık Amerikan televizyon kürü sonrasında edindiğim izlenimi sizlerle de paylaşmak istedim.

Önce bir açıklama: Bugünün dünyasında, teknoloji, sınırları kaldırmış durumda. Türkiye’nin herhangi bir köşesinde, eğer bulunduğunuz yerde sizi mahçup etmeyecek hızda bir internet bağlantısı varsa, istediğiniz ülkenin haberlerini değişik mecralardan edinebiliyorsunuz.

Gazetelere erişim zaten çok kolay; ancak zor gibi görünen televizyon yayınlarını buradan izlemek için de üstün zeka olmanız gerekmiyor.

Kimi yayıncı para ödemeyene kendi ülkesinde bile erişim engeli koyuyor, çoğu kez de ülkeler istemedikleri yayınları kendi vatandaşları izleyemesinler diye çeşitli tedbirler alıyorlar. 

Her engeli aşmanın bir yolu mutlaka bulunuyor.

Devletler buna rağmen eski refleksleriyle yasakçı anlayışlarını sürdürmekten vazgeçmiyorlar.

Yasak koymak ve uygulamak için harcanan emeğe acıyorum.

Biri CNN, öteki FOX News

Reklam

Gelelim ABD’nin bu iki haber kanalına.

Burada bir ara açıklamam daha olacak: Türkiye’deki Digitürk ve d-Smart gibi platformlardan da izlenebilen CNN International ile ABD’den Amerikalıların izlediği CNN’in yayınları arasında büyük farklar var. CNN International adı üstünde bütün dünyaya hitap ettiği için daha global anlayışla haberleri veriyor; ABD’deki CNN ise 24 saatin tamamını ABD ile ilgili konulara ayırıyor. Benim bir aydan fazla süreyle izlediğim, Amerikalılara hitap eden CNN…

FOX-TV konusunda da bir ara açıklamaya ihtiyaç olabilir: Bizdeki FOX-TV ile ABD’deki FOX adını taşıyan kanalların sahibi aynı: Rupert Murdoch. Benim izlediğim FOX News FOX kanallarının 24 saat haber yayınlayanı. 

Beyaz Saray’da sürekli açık olanın FOX News olduğunu bizzat Donald Trump hem de birkaç kez açıkladığı için biliyoruz. Kanalın programcılarının da, bazen, “Bizi şimdi Trump izliyordur” demek için şöyle bir durakladıkları oluyor; özellikle ağızlarından yanlış bir şey kaçmışsa…

CNN için ise, Trump, her fırsatta ‘fake news’ (çakma haber) diye söz ediyor.

Bunların bizdeki hangi haber kanallarına benzediğini söyleyemeyeceğim; yalan adetim olmadığı için… Bizdeki haber kanallarını çoktandır izlemiyorum çünkü. Ancak konuyu açtığım dostlarım, benden öğrendiklerinden hareketle, Fox News’ün bir yerli kanala fena halde benzediğini söylediler.

Amerikalıları aydınlatmak amaçlı yayın yaptıklarını farz etmemiz gereken bu iki kanal, eğer birine saplanıp kalmamış, arada birine bakarken ardından diğerinin aynı konuda ne söylediğini de öğrenmeye gayret etmiş bir Amerikalı varsa, o kişinin aklının müthiş karıştığına inanabilirsiniz.

İki kanal aynı konuda birbirine taban tabana ters yayınlar yapmaktalar.

Reklam

Onları biz birleştirebildik, kısa süreliğine de olsa…

Yine araya gireceğim: İki kanalı bu bir ay içerisinde aynı noktada buluşturan bir olay yaşandı: ‘Barış Pınarı’ operasyonu… İki kanal da operasyona şiddetle karşı çıktılar, Türkiye ve yönetimle ilgili müthiş aleyhte yayınlar yaptılar. Yalnız biri (CNN), Türkiye’yi suçlarken mutlaka Trump’ı da hedefine koymayı ihmal etmezken, diğeri (FOX News) Trump’a toz kondurmamak için elinden geleni yaptı.

Her iki kanalın çok sayıda programcısı ve gün boyu yayınlarına çıkardığı onlarca kendine bağımlı hale getirdiği yorumcusu var. 

Tabii maaşlı yorumcular yanında konuya göre davet edilen konuklar da oluyor.

Biraz önce, CNN’de, Trump’ın daha önce resmen açıklanmış önemli bir belge üzerinde tahrifat yapma ihtimali üzerine konuşuluyordu. Sunucu, yanına, üçü kanala maaşla bağlı, biri ise 20. yüzyılda hakkında azil muamelesi yapılmış başkanlardan Richard Nixon’un biyografisini yazmış birini almıştı.

Diğer yorumcular güncel şeyler anlatırken o konuk şu farklı ayrıntıya dikkat çekti: Görevden alınması için üzerine gelindiğinde, Nixon, konuşmalarının metinleri üzerinde oynamış ve tahrif edilmiş nüshaları gerçekmiş gibi tahkikat komisyonuna sunmuştu. Sonunu getiren de metnin bizzat kendisi tarafından tahrif edildiğinin ortaya çıkması oldu. Kendi partisinden politikacılar bile, “Ne yani, başkan bunu gerçekten yapmış mı?” sorusu eşliğinde ipini çekmeye hazır hale gelmişlerdi. 

Biyografi yazarı, “Eğer” dedi “Trump da şu meşhur belgenin üzerinde bizzat oynamışsa akıbetinin Nixon’dan farklı olacağını sanmıyorum.”

CNN’nin programcıları Trump’ın bir an önce koltuğunu kaybetmesini istiyorlar ve bunun için çene yarıştırıyorlar.

FOX News’de kümelenmiş sunucular ve yorumcular ise Trump gidecek diye ödleri patladığı görüntüsünü vermekten kaçınmıyorlar.

Yine biraz önce izlediğim Fox News kanalında, ülkenin öndegelen üniversitelerinden birinin bahçesinde öğrencilere Bağdadi’ye karşı girişilen operasyonla ilgili sorular soruluyordu. Bazı gençlerin soruya “Bağdadi de kim?” gibi bir karşı soruyla cevap verdikleri görülüyor. Bazıları da, operasyon emrini kimin verdiğiyle ilgili soruya bir türlü “Trump” cevabı veremiyorlar. Sunucu ve yorumcu bir ağızdan “İşte görüyorsunuz, entel geçinenler daha kimin başkomutan olduğunu bilmedikleri gibi, ismi aylar ve yıllar boyu konuşulan bir terör örgütü liderini de tanımıyorlar” tesbitinde bulundular.

Trump’ın dayandığı kitlenin hoşuna gideceği için ‘aydın düşmanlığı’ ve ‘halk dalkavukluğu’ yapmaları gerekiyor.

Esas soru şu: Önce nerede başladı?

Konunun bana ve bizlere bakan medyayla ilgili tarafı yüz kızartıcı: ABD’de de her eve giren bu kanallar yüzünden gazetecilik mesleği hızla gözden düşüyor.

“Düşen düşsün, orası Amerika, beter olsunlar” diyeceğim ama, ülkemizdeki durumu düşünüp duruyorum.

Acaba medya önce bizde mi bu hale geldi, yoksa ABD’de mi başladı kötüye gidiş?

ΩΩΩΩ

Reklam

26 YORUMLAR

  1. Türk Dilini çok güzel kullanma istidadınızı politik yazılar yazarak heder etmenize benimde gönlüm razı olmuyor. Bir okurunuzun yazdığı gibi. Sizin adınıza üzülüyorum. Halbuki o güzel üslubunuzla mükemmel eserler yazabilirsiniz diye düşünüyorum. Politik yazılar yazarları zamanla çok (absürd) hale düşürebiyor. N. F. Kısakürek’in siyasi gazete yazılarında olduğu gibi.
    Selam ve saygılarımla

    • Sayin kaya, valla biz bu kadarini buldugumuza sukrediyoruz; iyisi mi siz de a.altanin o guzelim nadide ucuz romanlariyla yetinirsiniz artik…

  2. Ülkemize karşı dış saldırılar olanca gücüyle devam ederken AKP nin acilen iç barişa dönük aşağıdaki sesi uygulamaya koyması gerekir.
    ”Eski Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç, KHK ile gerçekleştirilen ihraçlarla ilgili olarak “Evime temizlik yapmaya gelen, daire başkanlığından ihraç edilmiş bir kadını gördükçe, eşi polis, ihraç edilmiş bir başka kadını gördükçe ben yerin dibine geçiyorum” dedi.”

    • Dogrudan idam cezasina islerlik kazandirilsa daha da pratik olmaz mi ahmet bey..? Ic baris dediginiz sey yoksa damadini saliver gitsin, mahduma da mebusluk mudur yani..?

      • Bence şunu yapalım. Devlette üst düzey görevliler yolsuzluk-hırsızlık yaparsa elini kesme cezası uygulayalım. Böyle bir teklife ilk karşı çıkanlar kimler olur acaba?

  3. Sovyet sosyalizmi çok başarılı değildi fakat onlar kapitalizmden başka yaşam tarzı da olabileceğini gösteriyor ve insanoğluna bir umut veriyorlardı. Sovyetler Birliği dağılınca dünyanın düzeni bozuldu. Şartları uygun görüp “artık küreselleşme (globalizm) dönemi başladı” dediler, Dünya artık tek bir pazardı. Çin aşırı nüfusunun bedelini ödeyerek ucuza üretim yapacaktı. Arap Baharı ile, Batı’dan terörizmle öcünü alan Müslüman toplumlar adam edilecekti …

    Diğer yandan elektronik ve bilişimdeki olağanüstü gelişmeler dünyayı değiştirdi. İlk üç sanayi devriminden sonra dördüncü aşamaya Endüstri 4.0 veya Dijital Devrim adı verildi. Uydu haberleşmesi ve fiber optik ağlar ile fiziki iletişim alt yapısı tüm dünyayı sardı. Artık en alt tabakadan insanlarda bile akıllı telefonlar ve tablet bilgisayarlar var. Bu alt yapı üzerinde doğal olarak sosyal medya inşa edildi. Beklenen bir sonuç olarak siyaset pazarlaması da bu gelişmelere ayak uydurdu.

    Kapitalist sistem giderek verimli olma niteliğini kaybediyor ve sosyalist bir rakibi olmadığı için de kendisine sağduyulu bir rota çizmekte zorlanıyor. Geleceğin kapito-sosyalist veya sosyo-kapitalist rejimlerde olduğunu düşünüyorum. Geri kalmış veya gelişmekte olan ülkelerin klasik kapitalizm ile kalkınmasının mümkün olmadığı kanaatindeyim. Zira dünyayı talan ederek sermaye biriktirme süreci gerilerde kalmıştır. Türk insanı müşrik islamdan gerçek islama geçebilirse bununla uyumlu olan Atatürk devrimleri ile birlikte bunu başarabilir. Bunu söylerken geleneksel dinciler ile modern dincileri aynı kefeye koyduğumu da kaydedeyim. Sünni dinciler olduğu gibi Alevi dinciler hatta kısmen ateist dinciler de vardır.
    . . . . .
    Trump’ın yediği haltları ABD halkı ve hakim sınıfları düşünsün. Biz bundan nasıl yararlanırız ona bakmalıyız. Bence ilk yapılacak iş Siyasal İslamcı’lardan kurtulmaktır.

    • Siyasal islamcılardan kurtulmak için siyasal islamcıların geliş sebeblerinden kurtulmak gerekir, sebebler olduğu sürece sonuçları olacaktır.

      • Tespitinize katılıyorum. Bu vesileyle bir kere daha teklifimi hatırlatayım. “Sürekli sonuçları tartışmayalım, kaynak sorunlara da eğilelim.” Örneğin, müslüman bir kadının saçının tek teli gözükmeyecek şekilde başını örtmesi dinin bir gereği midir, yoksa bu uygulama bir gelenekten mi ibarettir.

        • Siyasal atatürkçü ve kemalistlerden kurtulmadan siyasal islamcı ve dincilerden kurtulmak zor görünüyor. Kaynak sorunlara eğilelim tespitiniz yerinde lakin menemen soğanlı mı olur soğansız mı olur kaynak sorunu sağlıklı bir sonuca ulaşmadan müslüman bir kadının saçının tek teli gözükmeyecek şekilde başını örtmesi dinin bir gereği midir, yoksa bu uygulama bir gelenekten mi ibarettir kaynak sorunununa eğilmek de zor görünüyor.

          • Didem hanim selam, son zamanlarda okudugum en guzel yorum metni, varolun… Sevgilerimle

  4. “Medya ilk bizde mi bu hale (kötü hale!) düştü ABD’de mi?” sorusunun cevabı Koru’nun önceki yazılarından bir veya bir ikisinde var ve Sn. Koru cevabını bildiği halde yine aynı soruyu neden soruyor acaba? Diye düşünmeden edemedim.

    Bizde olan/yapılan sonradan orada, ABD ‘de, yapılsın diye mi gerçekleşiyor [bir deneme gibi] minvalinde konu başlıklı bir yazısını hatırlıyorum Koru ‘nun…

    Gazeteci-yazarların işten atılması, hapse tıkılması, basın yayın organlarına el konulması uygulamaya ilk bizde başlanıyor; el verir ve ihtiyaç olursa ve başarılı da olursa orada da (ABD ‘de) uygulanır zahir minvalinde bir yazı idi…

    Şimdi, onun üzerine, ABD ‘de de medya, bizdekine benzer bir hal aldı ki dışa bakan yüzüyle birlik görüntüsü veren ABD medyası içeride parçalı ve yanılgı üreten bir durum sergiliyor.

    Hoş, bizde çoklu (en azından ikili) bir Medya kalmadı ya!

    Sorunun cevabı belli: Medya ilk bizde bozuldu.

    Diğer dünya medyasının yanında sadece bizdeki Medya ile ABD’de ki Medyayı karşılaştırıyor olmanın amacı, anlamı ne olabilir?

    Bu da benim sorum olsun:

    Sorunun cevabını biliyor olmak bizi nereye götürecek ya da bize ne kazandıracak?

    • Hasan hocam! Şimşek çaktıran soruyu siz sormuşsunuz. Teşekkür ederim.
      Yanlış anlamadıysam Üstad bu soruyla bize ahlak dersi veriyor bir nevi ikaz ediyor bizleri.
      Yani, yaklaşmakta olan tufan iyice belli oldu. Bunun zararını azaltmanın tek yolu gözünüzle görmediğiniz görseniz de emin olmadığınız her habere benim yaptığım gibi bilmiyorum deyin, karışmayın demek istiyor.
      Ben bunu aldım cebime koydum herkese de tavsiye ederim.

      • Baran eminim hasan bey de urkmustur sizin bu simsekli yildirimli anlayisinizdan ama yine de korler sagirlar birbirini agirlar neme lazim deyip ben de sorayim: bu yaziyi anlamamis olabilirsin ama ne demeye bir de tercume etmeye kalkiyorsun ki? Bak ortaokul diplomasi falan diye baslama gene, bu sefer nurdan abla da kurtaramaz oyle; cahilligine ver gitsin yok ona gore…

  5. ABD’de bu gün esasen bu durum oylanacak.
    Trump’ın azil soruşturması kapsamında bu gün Temsilciler Meclisinde ilk oylama yapılacak. Bakalım sonuç ne olacak?
    Temsilciler Meclisinde Demokrat Parti çoğunlukta oluğu için Trump aleyhine karar çıkabilir.
    Ancak Trump aleyhine Cumhuriyetçi Partili Temsilciler Meclisi üyesinin oy kullanıp kullanmayacağını merak ediyorum.
    Bu oylamanın ABD için olduğu kadar Dünya demokrasisi ve insan hakları için de önemli olduğunu düşünüyorum.

  6. “Yasak koymak ve uygulamak için harcanan emeğe acıyorum.”diyor ya sayin yazar; katilmamak ne mumkun..? Lakin benim anlayamadigim da bu; her turlu yasaga ragmen insanlar yine de bu niteliksiz iceriklere ve seviyesiz yayinlara ulasabilmek/maruz kalabilmek icin her turlu zahmeti de goze alabiliyorlar..! Belki de biraz daha gudulmek arzusu ya da bi cesit eglence arayisi/bagimlilindandir..? Zaten icerde para harciicaaniz bir diskotege girebilmek icin once giris ucretini yatirmak uzere bi kuyruga girmeye calismak gibi bisey bu yasak delicilik; hatta o kuyrukta bekleyenlere, kendi siralarini size satmalari icin yalvarmak gibi…

  7. Türkiyeden örnek Vereyim.
    Önce basın bozuldu.

    İstanbulda bir yakınımın apartmanında yemek yarışma proğramları yapılıyor.
    Yarışmacılara sen şunu diyeceksin, sen şöyle diyeceksin, kavga çıkaracaksınız…..
    Yolda giderken herkes bir kavga görse herkes oraya toplanır.
    Bunu bildikleri için rayting için proğramlarda kavga çıkarılıyor.

    Kurtlar vadisi disizi bundan 5 yıl evel eski parayla bir bölümü, 1trilyon 100 milyara mal oluyor.
    Tv proğramları böyle pahalı.

    Ayakta kalmak için hem devlete yaslanmaları gerekir. Hemde her tür cambaz oyunları yaparak raytingleri yüksek tutarak reklam gelirleri yüksek tutmaları gerekir.

    Bundan 20 yıl evel yeni bir sanatçının Albümü çıktığında, tutulması ve çok satması için sanatçıya sahte acındıracak bir hayat hikayesini sunarlardı önce, sonra sizde Albümü alırdınız.

    Herşey para ve makam kaygısı ile sahte seneryo izlettiriliyor.

    Daha sonra bu durumu siyasetçiler kullanmaya başladı.

  8. Bu kür fehmi beye yaramış.
    Ne olacak basınımızın hali konulu neredeyse yüzlerce basınımıza haklı ve ağır eleştiriler yönelttiği yorumu var, lakin batıdaki duruma fazla ilişmezdi, bazılarımız ahvali zamanın ruhuna bağlar durum her yerde aynı notu düşerdik. Ama her şey gözümüzün önünde artık, neyi görmeyeceksin. Sadece basın ya da siyaset değil, eğitim, kurumlar her şey bozuldu ve bozuluyor. Milletler meclisinin, avrupa birliğinin, parlamentosunun aldığı kararları görüyoruz işte hep beraber. Kurumlar bozuluyor, bizler duyarsızlaşıyoruz. Bozuldukça mı duyarsızlaşıyoruz yoksa duyarsızlaştıkça mı bozuluyoruz ben de bunu çözemiyorum.
    Bir kaç yıl önce habertürk te bir öteki gündem programında pelin çiftin konuğu erhan altunay idi. Sanırım program arşivlerde vardır hala, Deaşın yeni korku saldığı bir zamandı, bugün deaşı nefret objesi yapıyorlar yakın gelecekte bizi/ türkleri yapacaklar demişti, batı ve doğu basınında bir kalemden çıkmış gibi haberleri düşününce öngörüsü şaşırtmıyor değil. Allah yardımcımız olsun.

  9. Uzmanı değilim elbette! Nasıl FOX News fena halde bizdeki bir TV kanalına benziyorsa TRUMP da bizdeki birini fena halde taklit ediyor bana kalırsa. Medyası, halka yönelik tutumu, establishment kavgası, ticaret savaşları ve öncesindeki yerli ve milli tutumu, ailesiyle topyekün hükümet etmesi, dindar ve fakir amerigalılara hitapları vs.

  10. Yine Müslümanlar
    Ben gazete okumam, televizyon seyretmem. Yazısı yorumladığım yazarları okurum. Şimdilik Fehmi Koru ve Ergün Diler bunlar. Dünyayı onların gözleri ile takip ederim. Türk basını yoktur. Sermaye’nin yönlendirdiği basın var. Onu da kimse okumuyor, etkisi olmuyor.
    Türk Ordusu’nun davranışlarını yakından izlerim. Seçimleri takip ederim. Türkiye’deki iç gelişmeyi halkın oyu ile bilirim. Para başkanlarının beyanları önemlidir. Türkiye ve insanlık üzerinde yazdıklarımda çok az yanıldım. İnsanlık ve Türkiye benim tespit ettiğim hedefe doğru gitmektedir.
    Fox ve NTV Barış Pınarı Harekatı’na şiddetle saldırdılar, buna rağmen Başkan’ın, Pentagon’un, Rusya’nın ses çıkarmayışı Türkiye’ye bunu yaptırması, Sermaye’nin sonunun gelmekte olduğunun işaretidir. Derin Sermaye Barış Pınarı’na karşı olsa da Barış Pınarı’nı gerçekleştirdi.
    Devletler henüz zafer kazanmış değiller. Çünkü Dolar hala Sermaye’nin elinde ve hala Fox’u da emrinde tutabiliyor. Bunun anahtarı Türkiye’de. Ya AK Parti akıllanacak ve altın bonosunu çıkaracak, ya da AK Parti gidecek yine altın bonosu İstanbul’da çıkacak.
    İnsanlık ancak ondan sonra barışa ulaşacaktır.
    Sermaye mağlup olacak ama İsrail oğulları varlıklarını koruyacaklardır. Üçüncü bin yıl uygarlığında da rolleri olacaktır. Yahudiler Medine’den ve Arabistan’dan sürüldüler ama onlara Kudüs’te yer veren Müslümanlar oldu. İmparatorluğumuzu yıktılar. İsrail devletini kurdular. Şimdi Hristiyanlar tarihi intikam alma peşindeler. Papalık gittikçe güçleniyor. Ortodoks’la anlaşıyor. İsraillileri yine Müslümanlar koruyacaktır.

  11. Mektepler bozulunca her yer bozuluyor. Her fert mektepten geçiyor şeklinin çoğunu oradan alıyor aklı orada akıllanıyor unutkanlık çok olunca bir gün öncesini hatırlayan yok

      • Amerikan egitim sisteminin neyini begenemediniz de; mektep cok bozulmus da ondanmis da..! Yani herkesi okutup profesor etsek (mesela bizim baran) her sey yoluna girer mi dersiniz hamza bey..? Olsa olsa secimlerde chp den sandik gorevlisi filan olur ancak…

  12. Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte gazete satışları giderek düşmektedir. Bu yüzden medya ve basın mümkün mertebe iktidara yakın haberler ve programlar yapmaktadır. Bugün Türkiye’de CHP bile olsaydı: medya ve basın CHPye yakın programlar yapacaktı. Günümüzde medya basın maddi sıkıntılar çektigi için iktidarlara yağ çekmekten öteye gidemiyor.

Yoruma kapalı.