AK Partililer telaştan  düşünmüyorlar, onlar namına düşündüm. Zor bir döneme girdikleri kesin…

43
Reklam

Küçük bir kız çocuğuna istismar olayına en zayıf tepkinin iktidar cephesinden gelmesi üzerine, bunun yanlışlığına işaret eden önceki iki yazımda bazı tavsiyelerde bulunmuştum. 

Tavsiyelerim şunlardı: 

6 ay sonraya ertelenmiş duruşmanın tarihi mümkün olan en yakın zamana çekilmeli, Diyanet işleri başkanlığı tartışmaları sona erdirecek kesinlikte bir açıklamayla çocuk yaşta evliliklerin yanlışlığını ve evliliğin ancak olgun yaşa ermişler arasında söz konusu olabileceğini açıklamalı, siyasiler de suskunluklarına son vererek iptal ettikleri ‘İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden hayata geçirmeli…

Sağ olsunlar, tavsiyelerim muhataplarınca büyük çapta yerine getirildi.

İstanbul Sözleşmesi’ni canlandırma tavsiyem hariç.

AK Parti kendisini iktidarda tutan en büyük gücün kadınlar olduğunu ve son olayın açığa vurduğu türden yanlışlıkların temelinde İstanbul Sözleşmesi’nde yer alan tedbirlerin eksikliğinin yattığını tam anlayamamış durumda.

Seçimde bu gafletinin zararını görmesi muhtemel.

Uzun iktidarların kaçınılmazı ‘yorgunluk’ bir süredir AK Parti’de her düzeyde belli oluyor.

Reklam

Geçen seçim öncesinde bazı belediye başkanlarını ‘metal yorgunluğu’ ileri sürerek dönemleri bitmeden görevlerini bırakmaya zorlamıştı AK Parti; tespit doğruydu, ancak yöntem yanlıştı ve son yerel seçimde o illerin çoğunda belediye başkanlıklarını rakip partilere kaptırdı.

Siyaseten yanlışlıklar şimdilerde de kendini belli ediyor.

‘Metal yorgunluğu’ etkisini daha geniş biçimde hissettiriyor.

AK Parti genel başkanı sıfatı da bulunan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 15 seçim üst üste partisine oy vermiş kitlelerde çözülme olduğunu fark etmesi üzerine, onlardan ‘son bir defa daha’ olduğunu özellikle belirterek desteklerini sürdürme talebinde bulunması, o yorgunluğun dışa vurumu bana göre.

Tayyip Erdoğan’ın yakında -hem de pek yakında- başlarında olmayabileceği, AK Parti’nin en son çözülecek çekirdek seçmen kitlesinde de şaşkınlığa yol açmış olmalı.

AK Partililer kendilerini Erdoğan’ın başlarında bulunmayacağı bir döneme hazırlamış değiller.

Erdoğan başlarında bulunmadığı takdirde iktidar olabilme ihtimallerinin çok zayıf olduğunu en iyi AK Partililer biliyor.

Yalnız iktidarı da değil, Tayyip Erdoğan yoksa AK Parti parti olarak da varlık sebebini kaybedebilir.

Reklam

Partisinin başında seçime son defa katılacağını açıkladığı konuşmasının AK Parti saflarında telaşa sebep olması bu yüzden.

Liderinin kenara çekildiği bir Türkiye’de iktidarı sürdürecek çapta bir lider adayı yok AK Parti’nin. Vaktiyle birden fazla lider olabilecek güçlü siyasiler vardı AK Parti’de, süreç içerisinde hepsi tasfiyeye uğradı.

Rakipsiz kaldı partisi içerisinde Tayyip Erdoğan, ama görüyorsunuz, AK Parti de, lider bıraktığı veya bırakması gerektiği zaman, liderliği ondan devralabilecek çapta siyasilerden mahrum kaldı. 

“Son defa oy verin” diyen AK Parti genel başkanını, “Hiç partimdem ayrılır, arkadaşlarımı yalnız bırakır mıyım?” açıklaması yapmaya zorlayan işte bu durumdur.

Daha önce sürekli AK Parti’ye oy vermiş, şimdilerde vermemeyi düşünen seçmen kitlesinden ‘son bir defa’ oy istenmesinin bir anlamı vardı; ikinci açıklama, yalnız o kitleyi değil arada ‘Erdoğan’sız AK Parti’ ihtimalini düşünüp rahatsız olan sadık seçmenlerden bir bölümünü daha düşüncelere sevk etmiş olabilir.

Paniği fark edip ‘son defa’ vurgusu bulunan sözünden cayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın telafi açıklamasında bir başka yanlışı daha var.

Kendisinden söz ettiği şu cümlelerini bu gözle okuyalım:

 “Şu anda cumhurbaşkanı adayı olarak iki kez seçime girme, aday olma şansınız var. Üçüncü kez böyle bir şans yok. Dolayısıyla tabii AK Parti’nin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde artık işin içinden çekilmesi anlamına gelmez ve Tayyip Erdoğan’ın da siyasetten çekilmesi anlamına gelmez. Öncelikle biz bu seçimde Cumhur İttifakı olarak adayız, şu anda çalışıyoruz. Milletimizin teveccühünün olması halinde Cumhurbaşkanı olarak görevimize inşallah devam edeceğiz.”

Tayyip Erdoğan tam iki kez seçime girdi ve cumhurbaşkanı seçildi. İlki 2014 yılında, ikincisi de 2018 yılında. Dediği doğru: Üçüncü kez böyle bir şansı yok. Anayasa herhangi bir farklı anlamaya izin vermeyecek açıklıkta keskin ifadelerle bir kişinin ikiden fazla seçilemeyeceğini belirtiyor (m. 101) çünkü. TBMM seçim tarihini erkene çekmediği takdirde -yani zamanında yapılacak seçimde- kendisinin yeniden aday olma ‘şansı’ bulunmuyor. 

Adayları anayasada belirlenmiş şartlara uygunluk açısından değerlendirip seçime girebilecekleri belirleyecek Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) hepsi de mesleklerinin zirvesinde hukukçu üyelerinin farklı bir karara varmalarını beklemek bir hayal.

TBMM’den erken seçim kararı ise ancak muhalefetin de katılmasıyla alınabiliyor.

Muhalefetin gönlünü alarak ancak üçüncü kez aday olabilir Tayyip Erdoğan

Siyaseten bir açmaz durumu var AK Parti’nin önünde.

Tayyip Erdoğan’a çok yakın bireylerin yönetiminde bulunduğu bazı kadın örgütlerinin de desteğiyle hazırlanmış ve Türkiye hazırlanmasına öncülük ettiği için de adında ‘İstanbul’ sözcüğü bulunan Birleşmiş Milletler sözleşmesinin iptali, ‘6 yaşındaki çocuğun istismarı’ türü gelişmelerle bir siyasi yanlışlık olarak sırıtıyor. 

Eminim, bugüne kadar sürekli AK Parti’ye oy vermiş kadınları düşündürüyordur bu durum.

‘Son defa’ olacağını düşünerek öyle bir çağrıya olumlu cevap vermeye yanaşabilecek AK Parti’den çözülmeye yüz tutmuş seçmen kitlesi, o çağrının geriye alınmasına nasıl bir tepki verebilir?

Birbirine ters iki açıklama arasında kafası karışan seçmenler de var mıdır?

Erdoğan’sız -yani onun yerini alabilecek güçlü bir liderden de mahrum- bir AK Parti seçmen gözünde cazibesini yitirecek midir?

İki defa seçildiği halde anayasa engeline rağmen bir kez daha aday olabileceğini düşündüğü anlaşılan Tayyip Erdoğan’ın adaylığı YSK’dan onay almazsa ne olur?

Cevabını şimdi vermenin zor olduğu sorular bunlar…

Seçim vakti de yaklaşıyor.

ΩΩΩΩ

Reklam

43 YORUMLAR

  1. EN ANLAMLI İFADE !!!!
    Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Türkiye’de muhalefet sorunu olduğunu söyleyerek, “Zaten bu muhalefet başarısız olduğu için 20 yıldır bu iktidar var. Bu ülkede iktidarı değiştirmek istiyorsak ilk önce muhalefeti değiştirmeliyiz. Buradan başlamalıyız” dedi.

  2. Ben Fehmi Koru’yu yıllardır okurum. Zaman ve Yeni şakak taki yazılarını kesip kutulara koyup saklardım zaman buldukça tekrar okurdum. Son zamanlarda cumhur başkanının tekrar aday olamıyacağını tekrarlayıp duruyor. solcu yazarlarda bile fazla görmediğim bu durumu fazla kafasına takmış durumda.

  3. Sosyal medyada RTE’nin yıllar önce söylediklerini, söylediklerinin tam aksini söylediği, yaptığı binlerce örnek bulabilirsiniz. Bu kimseyi şaşırtmasın. RTE beslendiği kaynağın en ustasıdır. Her zaman her zeminde kendine göre bir çıkış yolu bulacaktır. Ama sorun RTE değildir. Çünkü tek adam olarak; yargı, güvenlik, ekonomi, eğitim… akla gelen her konuda karar veren ve son sözü söyleyen durumundadır. Kendisi ve yandaşları farkında olsalar da olmasalar da bu TC için, halk için asla hayırlı bir şey değildir. “Demokrasi amaç değil, araçtır. Laiklik İslam’a uymaz” diyenden bu günkü Türkiye’den (Başta kalırsa daha kötü günlere hazırlıklı olmak gerek) daha iyi bir Türkiye bekleyemezsiniz. Rakamlar yalan söylemez (eğip bükseler bile). Dünya sıralamalarında üniversitelerimizi, gelişmişliğimizi, ekonomimizi, gelecek umudumuzu, vizesiz gidilebilen önde gelen ülkeleri, sayın Koru’nun zaman zaman paylaştığı yabancı medyada görünüşümüzü… bakmak yeter. Çapsız muhalefet yüzünden koyunun olmadığı yerde keçi abdurrahmançelebi durumundayız. Asıl sorun budur. Gelecek umutları köreltilmiş, adaleti, özgürlüğü, ekonomik değerleri yok edilmiş, bunları normal duruma kolaylıkla getiremeyecek, düzeltilemeyecek noktaya gelmemizdir. Altılı ganyan masası adeta bu pis pastanın kreması. On milyonlar sosyal yardım almayı iktidar gibi bir başarı olarak görüyor. Sosyal yardım almaya muhtaç bırakıldıklarını sorgulayan yok. İnsan yanıla yanıla doğru yolu bulabilir; ama hep yanılmaz. Fetö, komşularla ilişkiler, ne idiğü belirsiz milyonlarca mülteci, her yerde cirit atan mafyavari oluşumlar, TL da kalın diye baskı yapıp dolarla geleceğimizi ipotek eden yandaş ihaleler, yanlış yatırımlar. Dünya’yı 100 yıl geriden takip ediyoruz. Asıl sorun bu.

    • Doğrusu sizden böyle bir açıklama beklemezdim , beni şaşırttınız !
      Acaba sizi yanlış mı tanıyorum ?
      Her şey bir yana bu gerçekçi açıklamanız için teşekkür ederim .
      Iyi geceler efendim .

    • Bu günkü muhalefeti hangi açıdan çapsız görüyorsunuz. Mevcut şartlarda muhalefet ne yapabilir. 6 partinin kurduğu millet ittifakı bir arada ayrı ayrı konuşmalarına kulak verdiğinizde 6’sının konuşmaları da pek ala tek bir metinde tek bir başlıkta toplanabilir. Bunu yeterli görmüyor musunuz. Ne yapmasını istiyorsunuz?

      • Baran bey muhalefet hiçbir şey yapmadan sadece bekleseler daha iyi olur, seçimi kazanamasalar bile maksinum oylarını alırlar, ama böyle başörtü yasası gibi olur olmaz hamleciklerle ya da boşboğaz polemiklerle battıkça batıyorlar görmüyor musun? Sen de gelmişsin, ne yapabilirler bilmem ne diye dövünüyorsun, elcevap: hiç!!!!

      • Çaplı bir muhalefet seçim ufukta görülmüşken; eğitimde, adalette, ekonomide, Kürt sorununda neler yapılabileceğini, neler yapması gerektiğini, ne yapacağını, nasıl yapacağını partili partisiz uzmanlarını toplar, komisyon kurar, komisyonlardan çıkan sonucu kamuoyuna açıklar. Bu işlerin başında kimlerin olacağını da. KK’nın ilk bilmem kaç günde şöyle yapacağız dediği konu bini aştı, simdi sorsanız birini hatırlamayacaktır. Ben duymadım, siz duydunuz mu eğitim uzmanlarını toplamışlar, ekonomi uzmanlarını toplamışlar, hukuk uzmanlarını toplamışlar diye? Ben duymadım. Ülke her konuda harabeye dönmüş, nasıl düzelteceklerini bırakıp yemekli çene toplantıları yapıyorlar. Altılı ganyan masasındakilerin olası bir seçim kazanımında her birinin hangi bakanlıkların işlerini yürütüp sorumluluk alacaklarını kim biliyor? Kimse. Başta kendileri. AKP çuvalladı, onlar da çuvallamaya adaylar. Asıl sorun dediğim bu

        • “Ben duymadım, siz duydunuz mu eğitim uzmanlarını toplamışlar, ekonomi uzmanlarını toplamışlar, hukuk uzmanlarını toplamışlar diye?”
          BEN DUYDUM, BELKİ DE MUHALEFETİN EN İYİ BİLDİĞİ VE EN ÇOK YAPTIKLARI ŞEY, TAM DA SİZİN BU SIRALADIKLARINIZ:
          “… neler yapması gerektiğini, ne yapacağını, nasıl yapacağını partili partisiz uzmanlarını toplar, komisyon kurar, komisyonlardan çıkan sonucu kamuoyuna açıklar…”
          HAKSIZ MIYIM?

    • Hayrat yaa! sayın Yahya Özal ne inciler sıralamışın. Çelişkili olsa dfa olur olmasada inci incidir

      `RTE çelişkilerine binlerce örnek bulabilirsiniz`
      `Beslendiği kaynağın ustasıdır. Mutlaka bi çıkış yolu bulur`
      `Ama sorun RTE değildir`
      `Yinede başta kalırsa daha büyük kötülük yapacak hazır olun`
      `Muhalefet çapsız aynı pisliğin kremasıdır`
      `Umut yok asıl sorun bu`

      RTE hem sorun ama hem de sorun değil ne yapsanız umut yok dünyayı 100 yıldır geriden takip etmek neyinize yetmiyor türünden kötümser saptamalar. Bu hesap yanlış hesap. Yanlış hesap doğru rakamlar üretmez. Sen diyosunki rakamlar yalan söylemez

      • Gerçek rakamlarla Türkiye harabeye dönmüştür. Döndüren RTE dir. Seçimle zor bile olsa, hastalığı nedeniyle, çuvalladığının farkına vararak bir gün mutlaka baştan gidecektir. Bu yüzden sorun saymıyorum. Harabeyi düzeltme konusunda somut HİÇ BİR ŞEY söyleyemeyen (ki çapsız olduklarından) altılı ganyan masasından da bir şey olamayacağı için sorun Türkiye’yi bekleyen karanlık gelecektir. Daha açık nasıl anlatabilirim bilmiyorum.

    • Yahya bey “sorgulama” demişken şu her iki bayramda verilen/aldığınız emekli ikramiyeleri de buna dahil mi?

      • H Gayret, sizden bana yanıt vermemenizi daha önce rica etmiştim. Yineliyorum. Lütfen bana ne şimdi ne sonra cevap verme.

  4. SEÇİM – MEÇİM OLMAZ,OLAMAZ.
    Daha önce de dile getirdim.
    İktidar sadece seçim hazırlığı yapıyormuş gibi yapacak.
    Orta alanda top çevirip, en sonunda topu en olmadık yere, yani kornere atacak.
    İmamoğlu kararı her halükarda İktidarın aleyhine değil mi?
    Şöyle ki, İmamoğlu hakkındaki karar kesinleşti yada acilen kesinleşme riski nedeniyle İmamoğlu aday gösterilmedi.
    Bu durumda Millet ittifakının adayı İmamoğluna yapılan hukuksuzluğu dile getir(e)meyececek mi?
    Seçmen bu durumda yapılan haksızlığı görüp iktidara fatura kesmeyecek mi?
    CHP’nin yıllar önce yaptığı laikçi uygulamalara tamamen karşı bu günkü yönetimine fatura çıkartan seçmen.
    Diyelim ki Cumhur ittifakı hiçbir şekilde yolsuzluğa bulaşmamış, hiçbir şaibesi olmayan yep-yeni birini aday çıkarsa bile yolsusulukarın gölgesinde bir isim olmayacak mı? Yani yolsuzluğa duyarlı seçmen kategorik olarak bu adaya mesafeli olmayacak mı?
    Örneğin, MHP kökenli bir aday son derece uyumlu mesaj verse bile Kürt kökenli seçmen hemen gidip oy mu verecek.
    Örnekleri daha da çoğaltabiliriz.
    Evet seçmen İmamoğlu kararı nedeniyle, İmamoğlu aday olsa da, olmasa da iktidara mutlaka fatura kesecek.
    Sadece İmamoğlu aday olursa faturanın meblağı yüksek olacak.
    Pekâlâ iktidar ve ortakları bu durumu görmüyor olabilir mi?
    Görmemeleri mümkün değil.
    Daha önce dile getirdim.
    Derin klikin acilen Erdoğan’ın yerine birilerine ihtiyacı var.
    Şayet seçim olursa ve Cumhurbaşkanlığı aday belirleme sürecinin-takviminin hemen öncesinde, alel-acele İstinaf mahkemesince İmamoğlu hakkında beraat kararı verilmesi ( İstinaf mahkemeleri davaların esası hakkında karar verebiliyor) durumunda, hazırladıkları kişinin İmamoğlu olduğu sonucuna varabiliriz.
    Her neyse Millet ittifakının adayı kim olursa olsun İmamoğlu kararı iktidarın aleyhine olacak.
    Şayet seçim olursa.
    Şayet seçim olur ve bu karar klikin hazırladığı kişiye hizmet ederse ne olur?
    Gelelim asıl konumuza.
    Bir usta, ustalık eseri sergilemeden, jübile yapmadan bırakır mı?
    Putin Ukrayna’ya neden saldırdı?
    Bir eli yağda bir eli balda iken.
    Diyeceksiniz ki ABD’nin Ukrayna hamlesine cevaben.
    Tamam kabul.
    “Daha öncesinde ABD seçimlerine neden müdahalede bulundun ?” demek hakkımız değil mi?
    Demem o ki, illâ jübile yaparlar.
    Bir soru daha:
    –İktidar yüzlerce, hatta binlerce kez “olmaz, olamaz” dediğimiz icraata imza atmadı mı?Anayasayı, yasaları ve evrensel insan haklarını ihlâl etmedi mi?
    Ayakta durmakta bile zorlanan Erdoğan’ın karşısında Demirtaş bile seçimi kazanabilir.
    Yakın çevresi Erdoğan’ın durumunu bizden daha fazla bilmiyor mu?
    Havada ikmalin imkansız olduğunu görünce, ustalıklarını mutlaka göstereceklerdir.
    Mutlaka kendilerine yakışır jübile yapacaklardır.

    • Ben bu gün Millet İttifakını oluşturan aklın her şeyin farkında olduğunu ve doğru tutum içinde olduğuna tam ikna oldum. CB adayını açıklamayı geciktirmekle ne kadar isabetli bir iş yaptıklarını da anlamış oldum.

      • Baran bey önceki tüm seçimlerde de muhalefet cb adayını başvuru sürecinin son gününde açıklamıştı, sonuçlar ortada, sen tam olarak bunların neyini isabetli buluyorsun biraz daha açar mısın?
        Mesela gel bakalım buraya maaremincenin veya ekmek için ekmeleddin amcanın adaylıkları seçimden aylar ya da yıllar önce açıklanmıştı da o yüzden mi kaybetmişlerdi nedir yani????
        Bu kafayla sonuçlar yine aynı gelir; aynı sebepler aynı şartlarda aynı sonuçları doğururmuş…

  5. küçücük bir çocuğa istismara en zayıf tepkinin iktidar cephesinden gelmesi üzerine fehmi koru bile tavsiye yazmıştı, bu ayıbı dünyaya daha fazla göstermeyelim diye. ne yazık ki dünyanın her yerinde bazı böcek türleri gibi sapıklar da yaşayabiliyor yani her yerde böyle acı ve kamuoyunun vicdanını sızlatan haberlere rast gelebilirsiniz, gelişmişlik düzeyi ile bir ilgisi de yok. ama gelişmişlik düzeyi böyle olaylar karşısında yargının ve basının verdiği refleksle ilgili elbette. bizde asıl büyük sıkıntı ve rahatsızlık iktidar cephesinin ve yargı başta kurumların verdiği tepki maalesef.
    falanca tarikatın kırk bin müridi var bir diğerinin yüzbinlerce. bazısının milyonlarca.
    küçük kız ve erkek çocuklarının şeyh, hoca ya da tarikat mensubu tarafından suistimali üzerine sayısız haber okuyoruz hepsinin binlerce müridi, takipçisi var. bazıları utanmadan chp de de tecavüzler olduğunu yazmış,
    insan biraz Allahtan korkar, kuldan utanır, herşeyden önce taciz, tacavüz her yerde olur, bu bir savunma olabilir mi? orada var burada da var denebilir mi? ikinci olarak birinden bir tane haber çıkıyor ve iktidar buna zayıf tepki vermiyor, yargı korumuyor diğeri bire on hatta yüz fazlası oluyor. kıyaslanabilir mi?
    şimdi onun şu kadar müridi bunun bu kadar
    hepsi oy anlamına geliyor arkadaşlar. milyonlarca oydan bahsediyoruz.
    ahmet ünlü çıkıp tvlerde milyonlara yargıda bazı tarikatların eğitimde bazı tarikatların yuvalandığını açık açık son derece net hepimize açıklamadı mı?
    yuvalananlar kendi yolsuzuna, kendi sapığına sahip çıkar mı?
    sadece akp zor bir döneme girmedi, tüm ülke olarak hepimiz zor bir döneme girdik. sadece ekonomik bir çöküş, müthiş bir geri gidiş yaşamıyoruz, eğitimden sanayiye, dış politikadan yargıya her alanda büyük bir sıkıntı yaşıyoruz. ahlaki çöküşümüz cabası.
    küçücük bir çocuğa istismarı partiler üzerinden tartışıyoruz çünkü partiler üstü kalamayacak kadar siyasi bir karanlığa bürünmüş olduğu için. yapılan haberi facir haber getirirse diye ayetle karşılayan mı istersiniz, çocuğun beyanı doğru mu bakalım diyen mi, bir istismarcıyı dindar göstermeye çalışan. ona verilen tepkileri dindarlar aşağılanıyor diye algı yapmaya çalışan tüm bunlar maalesef ne derin bir karmaşa yaşadığımızı göstemiyor mu???
    oy için herşey mübah olsun mu?
    ülkece ilerlemeyi bırakalım, yerimizde saymayı bile başaramadık, kız çocuklarının diri diri gömüldüğü cahiliye yıllarına geri döndük.

    saraçhane meydanında dikkatimi çeken gençlerin çokluğu oldu.
    işte bu umuttur.
    bazen kötü şeylerin altından iyi şeyler yükselir, bu süreçte hem muhalefeti hem de sosyal medyadan takip ettiğim kadarıyla siyasete biraz uzak gençleri konsolide etti.

    sayın erdoğan kendisi ve prestiji en güçlü olduğu üstelik derinde değilse de yüzeyde ekonomik bir facianın yaşanmadığı zamanda bile % 52 alabilmişti kaldı ki karşısında böyle bir muhalefet bloğu yoktu neredeyse sadece chp ve hdp vardı.
    şimdi çok ağır bir ekonomik krizin ortasında, hayli yıpranmış bir halde, yaşlı ve sağlık sorunları olan bir lider olarak kurumları ne kadar zorlayabilirsiniz?
    liderler etraflarında potansiyel lider istemezler,
    dolayısıyla erdoğan sonrası tüm lider partilerinde olduğu gibi akp nin de gündemimizi meşgul edecek bir yönü baki kalmak dışında tarihin tozlu raflarında yerini alacak tüm giden partiler gibi, giden tüm liderler gibi ya rahmetle ya lanetle anılacak kuşkusuz.

    • Her yerde tcvz varda orda oldumu yapan kişi eleştiriliyor,bizim mahallede oldumu mahalle suçlanıyor,mahalle yok olsun deniyor.Almanlar dünyayı mahvettiler ikinci dünya savaşında, anlatılırken NAZİLER deniyor.Naziler Kızılderili mi,bunlarda saf Alman.

      • şöyle diyelim;
        bir mahalleden bir hırsız çıkarsa mahalle zarar görmez, üç, beş, yedi çıkarsa biraz dikkat çeker ama bir zaman sonra sayı arttıkça insanlar burada bir sıkıntı var demeye başlarlar değil mi?

        daha önce yorumlarımda taciz, tecavüz meselelerini tarikatlar üzerinden okumanın doğru olmadığını zaten yazdım
        ama
        burada bir sıkıntı var arkadaşım.
        nasıl bazı nedenlerden dolayı siyaset üstü bir mesele gibi okuyamıyorsak aynı şekilde tarikatlardan bağımsız da okuyamıyoruz ve okumamalıyız.
        yüzleşmeliyiz.
        az bir kısmı müstesna bu yapılanmalar karanlık bir cehaletin hüküm sürdüğü, yobazlığın kol gezdiği, kendi gibi yaşamayanların tekfir edildiği hatta birbirlerini tekfir ettikleri, holdingleşen, 6 yaşında kız çocukları ile evlenmeyi mübah gören bir zihniyetin yuvalandığı yerler, içinden yunus emrelerin, hacı bayram velilerin geldiği, sevgi ve anlayışın olduğu yerlerle karıştırmamak lazım.

        almanlar dünyayı sadece 2. dünya savaşında mahvetmediler, 1. dünya savaşında da mahvettiiler o nedenle almanlar sevilmez, nazilerden ise nefret edilir.
        yapılan her şeyin sonuçları vardır.
        bir mahallede 27 yaşında biri 6 yaşında biriyle evleniyor ve bu evlilik yerine geliyorsa ve yıllar sonra ortaya çıkıyorsa yıllarca bunu izleyen, şahit olanlar dilleriyle, elleriyle engel olmuyorsa o toplulukta sorun vardır.
        mahalle suçlanmasın istiyorsanız bunun sorumluluğu bizden çok mahalleliye düşer, suça ortak olmak yerine engel olmayı tercih edin.

    • Falan tarikat cematin içinde yine! çocuğa!..
      ile başlarsak söze,
      “… yargıda bazı tarikatların eğitimde bazı tarikatların yuvalandığını ..” ihbarını !
      ne bizler anlaya biliriz!
      nede devlet hükümet senin anladığını anlayarak, olayın üzerine gider! (anlamadığını çakozlayanlar cematin milyonlarca oy! kısmı üzerine plan yapar,
      hatta sizi ben koruyabilirim anacak!! diyede mesaj atar belkide😡)
      çocuk istismarı yada ekonomi çığırtkan lığından öte, “daha iyi ne verebilirsiniz? ne var elinizde?”
      peşinde olabilir mi insanlar didem hn?
      -saraçhanede gençlerin (büyük ihtimalle işsiz işarayan ümitle bir çare arayan gençler!) çokluğundan ziyade,
      -SEÇİM sonrasında, tüm Anadolu’dan İstanbul’a gelen genç seçmenlerin yaralarına kendi illerinde memleketlerinde iş aş çareleri arayıp bularak,
      mevcut hükümet paritelerinin belediyelerinin merhem olabileceğini düşünüyorum “UMUT” ediyorum!
      (inşallah illede istanbul mutlaka istanbul inadı sürmez!)

      • “çocuk istismarı yada ekonomi çığırtkan lığından öte, “daha iyi ne verebilirsiniz? ne var elinizde?”
        peşinde olabilir mi insanlar didem hn?”
        insanlar ne peşinde bilemem ama
        önce bir çocuk istismarı ve ekonomi çığırtkanlığının altını iyice çizelim,
        yanlışları bir bir ve iyice bir anlayalım,
        ilk düğmeden başlayalım derim.
        o yanlış iliklenince artık işi düzeltmenin, görünüşü kurtarmanın bir yolu bir kolayı yoktur.

        göçü tersine çevirmenin tek yolu, üretim ekonomisine geçmektir, insanların tarlasına, ağılına, dönmek istemeleri gerekir, neden vermemiz gerekir, fabrikaların anadoluya teşviki gerekir kısaca rant kafasından çıkmak gerekir.
        bu rant düzen değişecek elbette.
        ben de “UMUT ” ediyorum!
        değişeceğine de inanıyorum…

    • Hayret yaa! Böcek türleri gibi sapıklar tanımını istisna denebilcek bir durum için kullanabilmişsin. Olay bittiği halde bitiremediniz bi türlü. Asıl sapıklık eşcinsel sapıklık. Lut kavmi sapıkları haşerat gibi çoğalıyor. Sapıklık haktır toplumda saygınlık istiyoruz sloganlarıyla arzı endam ediyor. Ve sende buna sizin cenahtaki birçokları gibi neden olmasın modern dünyada yaşıyoruz şeklinde yaklaşabiliyorsun.

  6. Kılıçdaroğlu,
    Abd gezisine gitmeden önce Başörtüsüne yasa teklifi etti. İktidar Anayasa tekifiyle vurdu gol oldu.
    Kılıçdaroğlu Abd gezisine gitmeden dezenformasyon yasasının geleceğini biliyordu Buna rağmen Abd ye apar topar gitti. Kılıçdaroğlunu kim gaza getirdi.
    Almanya gezisinde içerden bir gol daha yedi. Duruşmanın olacağı tarihi biliyordu. Karar açıklanacağını da biliyordu. Yine apar topar Almanya yolculuğuna çıkarttılar adamı.
    Birileri Kılıçdaroğluna sürekli yanlış yürüyen merdiveni gösteriyor.
    Chp medyasına bakıyorum ikiye bölünmüş durumda. Akşener çak yaptı. Vurdu gol oldu.
    Gelen giden gol atıyor Kılıçdaroğluna. Sezonu tamamlaması zor. Kasetle geldi ihanetle gönderecekler gibi.

    • Fatih bey, dersimli kemali oraya buraya gönderseler de koltuğu kimse altından çekemez, o konuda gayet dikkatli bir liderdir kendisi, seçim sandığını bulup oy kullanamasa bile:)

  7. Ferhat ile Şirin gibi🤔. bir araya getirsen gelmiyor, boşa koysan dolmuyorlar!
    .. kelp tahirdir.. şiiri bu coğrafyanın edebiyatından, silemezsin!.
    6 yaşındaki çocuğun başına gelenleri dinle edebiyatla inançla açıklamaya çalışma, örtbas! asla deneme bile!..
    SORUN, nerde? ben biliyom da..
    şimdi diyemem banane😡.
    Aile bakanlığı kadınada çocuğada korumayı üniversiteleri de katarak bakan yardımcılarıyla birlikte çalışıyorlar canla başla.
    ist. sözleşmesi vs şey çıkmaz umarım sonunda!
    Çalışma bakanlığıda çalışıyor canla başla!
    çözecekler eyt sorununu da seneye😊 inşallah.
    Asgari ücret sorununu (iki ayrı ücret skalası) ikiye ayırarak çözebilirler mesela🤗
    -Açlık sınırı!
    -Enaz verilebilecek aylık/ücret sınırı!
    Ekstradan örneğin 6 aylık 1 yıllık kısa süreli işlerin tazminat yüksekliği vb tedbirlerle düzenlenebilir,
    Asgari ücretle ilişkili hesaplamalar zamlar harç vergi vb düzenlemeler ise Bakanlar kuruluna! (şimdilik CB😊) bırakılır bu ikisi arasında tespit bunlara bırakılabilir pekala!!🤗.
    Son söz:
    küfür yerine şiiri tercih ederim🤔
    bakın, kel ile fodul pardon,
    kelp ile tahir miydi ne🤗.

    • Birbirine ters hiçbir şey yok cumhur cenahında.
      seçmene, teveccüh gösterirlerse denmiş zaten.
      erken seçim için muhalefetin “hayır ben erken seçim istemem” deme şansı yok.
      RTE’nin ben aday değilim yerime..
      yada önce seçilip, sonra yerine!🤔..
      Havuç 🥕 mu nerde?
      Parlamenter sistem de sistem diyen muhalefet kıtır kıtır kütürdetiyor tarla yanına çökmüşler😂

      • Atilla arkadaş “erken seçim için muhalefetin “hayır ben erken seçim istemem” deme şansı yok.” filan demişsiniz ama siz hiç muhalefet partilerinin erken seçim istediğini duydunuz mu? Ben duymadım, hatta isteyen olsa bile ne yazar, zaten seçim takvimi çoktan başladı:)

  8. Tayyip bey olduğu sürece İstanbul sözleşmesi ölmüştür, yaşadığı sürece de Parti’nin ve İslam’ın emrindedir inşaallah.Fehmi bey boşuna heveslenme lider kenara çekilmez.

    • on cümlenin içinde bir cümlede ist sözleşmesi dediğin ne ise (ben bilmiyorum ve bilmeden tartışmadan birşey imzalayanlarıda eleştiriyorum!) karşı çıktığın yada doğruları yazki bizde bilelim!
      siyasetçinin nesini beğendiğini de yazmıyorsun!
      niye başkasının gelmesini istemediğini de bilemiyoruz!
      gelen gideni aratır mı ? mesela!

      • Bu sorduklarınızın tersine bir şey mi söylüyor mağdure de kendisini sorguya çekiyorsunuz?

  9. Bay Kemal, İmamoğlu davası ile ilgili kendisine ” ya beraat ya ertelenir” diyerek Almanya ya mutlaka gidilmeli diyen isimleri mutlaka gözden geçirmeli.
    Mağduruz lan çakkkk.

  10. Kılıçdaroğlu İmamoğluna Senin arkanda 16 milyon var dediğinde Akşener İmamoğlunun elini tutarak rabbi yesiri yüzünde okuduğu Hayır Onun arkasında 86 milyon var diyerek adayının Kılıçdaroğlu değil imamoğlu olduğunu kılıçdaroğlunun yüzüne baka baka söyledi
    Bence Ekrem İmamoğlu, artık İyi parti tarafına geçmelidir. Kılıçdaroğluna yapılan son operasyonla artık Chp de barınamaz.

  11. YSK. nun (Buradaki Y. yüksek anlamındadır ha , onu söyleyeyim ! ) hepsi de mesleklerinin zirvesinde olan hukukçu üyelerinin, farklı bir karar vermelerini beklemek hayal değil gerçek, gerçek !
    Sanki şimdiye kadar hiç görmedik!
    Hem kim hesap soracak ki !
    He de geç onu !
    Ha bu arada benim de bir teklifim var ; Ebedî Şefimiz var , Millî Şefimiz var , eee bir de Daimi Başganımız olsun , ne var yani , olmaz mı!
    Hemi de bal gibi olur !
    ‘ Olur oluuur bal gibi olur … ‘

  12. Şimdi CHP medyası “İmamoğlucular” ile “Kılıçdaroğlucular” olarak ikiye bölündü.
    Zafer kazanmış bir edayla Meral Akşener ile birbirlerine sarıldılar. Ama bu tiyatronun etkisi 24 saat bile sürmedi.
    Akşener’le birlik olup CHP’nin arkasından iş çevirmeye çalışan İmamoğlu’nun suyu artık iyice ısınıyor.
    Fehmi Bey, artık erken seçim, baskın seçim modunu bıraktı Erdoğan aday olamaz moduna dümen kıvırdı tekrar.

  13. Bu algılarınızın arkada işleyen bir mekanizması vardır. Siz boşuna yazmazsınız.Boş adam değilsiniz
    Muhakkak Gül ün atadıkları “Işıkları sabaha kadar” yakıyorlardır.
    ama Reis i de hafife almayalım.Bu Sabihcik taktiklerini muhakkak hesaplıyordur.
    ve Muhakkak onları tarda sayacaktır.

  14. Mahir Kaynak’ın güzel bir tespiti vardır: “Bir olay olduğunda, olayın failini bulmak istiyorsanız; olayın sonucunun kime yaradığına bakın. Bu olay kimin işine yarar? Bunu bilirseniz, bu işi kimin yaptığını da bilirsiniz.”
    Mahkeme kararına en çok sevinen hapis cezası alan İmamoğlu ve onu Cumhurbaşkanı adayı yapmak isteyen Akşener ise, yaklaşan seçimleri büyük ölçüde etkileyecek bu karar nasıl alındı?
    Muhalefet cephesinde dava sürerken hakimin değiştirilmesi örnek gösterilerek hükümetin mahkûmiyet kararı çıkmasını istediği yönünde yorumlar yapıyorlar! Şu anda kamuoyunda oluşturulmaya çalışılan algı da bu yönde! Madem öyle AK Parti, bütün anketlerde Kılıçdaroğlu’ndan daha güçlü aday profili çizen İmamoğlu’nun yıldızını parlatacak, adaylığını güçlendirecek bir mahkeme kararının çıkmasını neden istesin? 2 yıl 7 ay 15 gün hapis kararının Yargıtay tarafından onanması halinde İmamoğlu, siyasi yasaklı hale gelecek.
    Normal şartlarda bu onama kararının çıkması seçim sonrasına kalır! Peki, ‘Altılı Masa’ İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı gösterirse ve seçimden önce mahkûmiyet kararı onanırsa ne olacak? İşte o zaman kaos çıkabilir! Ama o zaman da ‘Altılı Masa’ya mahkûmiyetin onanma ihtimali varken neden İmamoğlu’nu aday gösterdiniz diye sorarlar!
    Klişe olacak ama bu kararın çıkmasında küresel güçlerin de etkisi olabilir! Çünkü yaklaşan seçim dünya siyasetini yakından ilgilendiriyor.

      • Mucib bey aynı tüyoyu burda sebilürreşad arkadaş kullandığında hiçbir şey söylemiyorsunuz ama, ne iş????

    • Adamlar böyle iddialarda bulunabileceğinizi bildikleri için cevaplarını önceden yayınladılar Muzaffer bey kararı veren hakimin akparti yöneticileriyle çekilmiş fotoğraflarını yayınladılar. O hakimi atayan kurumları ak partinin nasıl şekillendirdiği de bilinen bir şey.

      Boşta kalmasın diye Kıbrısa elçi atadığınız Metin Feyzioğlu’nu baro başkanlığına tekrar seçilmesi için yaptıklarınızı kim unutur?

      Erdoğan’ın onayı olmadan hakimin Ekrem İmamoğlu’na ceza verebileceğine kimi inandırabilirsin, artık senin iddiana Kadir bile inanmaz! Savcı da cezayı az bulmuş artırmanın yollarını arıyormuş. YSK başkanı da “İmamığlu seçilse bile mazbatasını alamaz” demiş.

      Sizinkiler cezayı biz verdik az vermişiz diye yeri göğü inletiyorlar sen hala ne diyorsun:))

    • Muzaffer bey tamam benimkisi kötü bir şaka, zaten ben şaka yapmayı hiç beceremem. Güzel yorum yazmışsın tebrikler!

      Kuru kuruya tebrik etmemek için yazdıklarını doğrulayan bir katkıda bulunmak isterim;

      TRT WORLD’ün de görüşlerine başvurduğu Rusya uzmanı Kerim Has’ın bir Rus gazetesine verdiği mülakatın deepl translate aracılığıyla tercümesini bırakıyorum buraya:

      “Türkiye’de 18 Haziran 2023 tarihinde cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacaktır. 15 Aralık’ta ülkenin cumhurbaşkanlığı kampanyası tuhaf bir şekilde başladı: Recep Erdoğan’ın muhtemel muhaliflerinden İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, hükümete hakaret ettiği gerekçesiyle iki yıl yedi ay hapis cezasına çarptırıldı. Ancak ceza henüz yürürlüğe girmedi ve muhalefet, İmamoğlu’nun popülaritesine oynamak ve böylece Erdoğan’ın Türkiye’deki adıyla “Sultan “ın 19 yıllık iktidarını sona erdirmek için cezayı bozdurmak istiyor. Ancak ona yardım edebilecek olan sadece Türk adaleti değil, aynı zamanda Rusya’dır. Uzmanlara göre, İstanbul’daki terör saldırıları da bir rol oynayabilir.

      Erdoğan’ın rakibi ne için hapse girdi?

      “Seçim sonuçlarını bozanlar aptaldır” ifadesi, 2023’teki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmaya hazırlanan 52 yaşındaki İmamoğlu’na pahalıya mal olabilir.

      Siyasetçi, 2019 İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerini muhalefetteki Millet İttifakı’ndan kazandı. Ancak, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) oylarının çalındığını iddia etmesi üzerine seçim sonuçları iptal edildi. İptal kararı bizzat AKP lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından talep edilmiştir. YSK yeniden seçim çağrısında bulunmuş, İmamoğlu da buna yanıt vermiştir. Muhalefet lideri, ilkinden daha da etkileyici bir farkla yeniden seçimleri kazandı. Ancak, yargı onun bu ifadesini yakaladı. Türkiye’de kamu görevlilerine hakaretten sorumlu tutulmaya ilişkin bir kanun bulunmaktadır. Bu yasa kapsamında İmamoğlu sadece hapis cezasına çarptırılmakla kalmadı, aynı zamanda beş yıl boyunca siyasi faaliyetlerden men edildi. Muhalefet bunu popüler bir adayı seçimden uzaklaştırma girişimi olarak gördü.

      İkincisi, Erdoğan İmamoğlu’nu seçim dışı bırakarak, tek aday çıkarmak isteyen muhalefet bloğuna nifak tohumları ekiyor. Türk uzman, “Eğer İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı yine de aday olmazsa, birleşik bir bloktan aday olmak isteyen pek çok aday var, ancak hiçbiri İmamoğlu’nun karizmasına sahip değil” dedi. İmamoğlu’nun görevden alınması muhalefet içinde çatışmaya yol açabilir ki bu da tam olarak Erdoğan’ın istediği şey.

      Rusya ve Kürtler Türkiye’deki seçimleri nasıl etkiliyor?

      Erdoğan’ın dış politikası, son aylarda reytinglerindeki artışın bir kısmını sağladı. İlk olarak, Soçi’de Rusya ile yapılan anlaşmalar ekonominin biraz istikrara kavuşmasına yardımcı oldu. Diğer hususların yanı sıra Erdoğan, Vladimir Putin ile karşılıklı ödemelerde dolardan ulusal para birimlerine geçilmesi konusunu görüştü. Bu da lira kurunu güçlendirebilir. Ve genel olarak, Batılı şirketlerin Rusya pazarından çekilmesinden sonra, şimdi Rusya’ya en cesur şekilde giren Türk iş dünyası için mükemmel beklentiler ortaya çıktı.

      Kerim Has, ikinci olarak Erdoğan’ın Kürt meselesini ustalıkla kendi lehine kullandığını söylüyor. Sonbaharda İstanbul’da Kürtlerin sorumlu tutulduğu iki terör saldırısı meydana gelmiştir. Ancak hem saldırıların gerçekleştiği yer (İstanbul muhalefetin ve İmamoğlu’nun bölgesi) hem de olayın Türk kolluk kuvvetleri tarafından yıldırım hızıyla ortaya çıkarılması, saldırıların Türk güvenlik güçleri tarafından organize edilip edilmediğini merak ettiriyor. “Bunu inkar edemeyiz, çünkü Kürtlere yönelik herhangi bir zorlayıcı eylem Erdoğan’ın seçmenleri tarafından çok seviliyor. Moskova ile ilişkileri bozmamak için Suriye’ye karşı geniş çaplı bir askeri operasyon düzenlemeye cesaret edemez ama Kürtlere karşı başka bir operasyon düzenleyebilir. İstanbul’daki terör saldırıları da ona bir sebep verdi,” diyor Türk siyasi analist.”

      • Yani Ekrem İmamoğlu’na siyasi yasak verilmesinin arkasında Erdoğan var ama muhalefete ancak Rusya yardım edebilir diyor Kerim Has ve adresi de gösteriyor.

        Peki muhalefet Rusya’dan yardım ister mi?

        Avrupa ile Rusya arasında sıkışmış Türk siyaseti hakikaten de şakaya müsait bir konu değil zaten!

  15. Bir an icon insanlara Istanbul sozlesmesini iota o Eden bunlar bu yuzden kadinlara yönelik siddetten sorumlular diye ima ettigimizi düsündüm. Tabiki akli olan yazdiklarinizi ciddiye alir ve gerekli duzenlemeyi yapar. Akilsiza istesenizde Hardin edemzsiniz cünki basireti yoktur

Yoruma kapalı.