Ağzı olan konuşuyor.. Konuşanların biri bakan, diğeri CHP’li politikacı…

23
Reklam

İçinden geçtiğimiz dönemin kafa karıştırıcı bir yönü var. Görevleri veya konumları gereği zihinleri en açık olması gereken insanların bazısı, hayati konularda bile, üzerinde fazla düşünülmediğini belli eden görüşler açıklayabiliyorlar.

Herhalde öncelikle sorumlu mevkilerde bulunan veya sözleri temsil ettikleri kurumun görüşü olarak algılanabilecek kişilerin ağızlarından çıkana dikkat etmeleri gerekir.

Örnek mi istiyorsunuz?

İlk örnek adalet bakanı Bekir Bozdağ’dan…

Kamuoyunun dikkatini çeken yakın gelişmelerden biri, üç yıl önce, İstanbul’daki başkonsolosluklarında Riyad’tan özel olarak gönderilen bir infaz timinin vahşice katlettiği Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı davasının başına gelendi.

Türkiye cinayeti bir kişiye, bir gazeteciye karşı yapılmış ölümle sonuçlanmış bir girişim olmaktan öteye taşıdı ve topraklarında meydana geldiği için, kendi egemenliğine karşı yapılmış bir tecavüz olarak da gördü.

Suud başkonsolosluğu çatısı altında yaşananları, infaz anı ve sonrasını, dünya medyası Türkiye’den sağlanan fotoğraf destekli bilgilerden izledi. BM’nin açtırdığı soruşturmayı fiilen yürüten özel temsilci, raporunda, infazcıların vatandaşı olduğu ülkenin yönetimini isim de vererek suçladı. 

Ankara’dan edindiği bilgilerle…

Reklam

Olayı görmezden gelmeye çalıştığı fazlasıyla belli olan Suudi Arabistan yönetimi, Türkiye’nin ısrarlı çabaları karşısında sessizliğini bozmak, ‘yargı’ adı altında alelacele bir girişimde bulunmak ve tim üyelerinin çoğunu suçsuz bulsa da birkaçına idam cezası vermek zorunda kaldı. [İdam cezaları da sonradan yumuşatıldı.]

Cumhurbaşkanı, ilgili bakanlar, iktidar partisinin konuya ilgi duyan sözcüleri, cinayeti kınamakla yetinmeyip Suudi Arabistan’ın olaya yaklaşımını, kurduğu mahkemenin işleyişini, verilen sureta cezaları sürekli eleştirdiler.

Sonunda ne oldu?

Üç yıldır devam eden davada mahkeme savcısının “Dosya Suudi Arabistan’a gönderilsin” talebinin onay için ulaştırıldığı adalet bakanlığı talebi uygun buldu ve yargılamayı sürdüren ağır ceza mahkemesi de aynı yönde karar aldı.

Dava dosyası Suudi Arabistan’a gönderildi, Türkiye’deki yargılama durduruldu.

Neden?

Soruya muhatap olan adalet bakanı Bozdağ’ın cevabı şu: 

“2018’den bu yana geçen süre içerisinde yargılamada bir milim ilerleme sağlanamadı. Çünkü 26 sanık var, bu sanıkların yargılanabilmesi için Türk mahkemesinin huzuruna getirilmesi lazım ve bunlar Suudi Arabistan vatandaşı oldukları için bugüne kadar mahkeme huzurunda hazır bulundurulamadılar.”

Reklam

Ve şunlar da:

“Davanın durdurulması ve yargılamanın Suudi Arabistan’a nakledilmesi tamamen yasaya uygundur. 6706 sayılı yasanın 24’üncü maddesi, ‘1 yıldan daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda soruşturma ve kovuşturma sırasında eğer şüpheli veya sanığın yabancı devletin vatandaşı olması nedeniyle mahkeme huzurunda bulundurulamıyorsa ya da adli yardım yoluyla savunması alınamıyorsa soruşturmanın veya kovuşturmanın nakline karar verilebilir. Bu kanun burada böyle dururken ve bu kadar açık yazarken, Adalet Bakanı nasıl hayır diyebilir buna?”

Bayağı serinkanlı cümleler bunlar…

Öyle de, konunun merak edilen yönü bunlar değil ki… Kimse “Yapılan hukuka uygun değil” demiyor; yargı usulüne biraz vakıf olan biri bile, yapılanın yasal olduğundan haberli. Sanıkların mahkemeye getirilemediği de biliniyor. 

Esas merak edilen, Suudi Arabistan’ın konuya yaklaşımı belliyken, Türk yargısının kendilerinden istediği sanıkları göndermeyerek yargılanmalarını ve adli yardım yoluyla savunmalarının alınmasını engelleyenin Suudi Arabistan olduğu bilinirken, o ülkede kurulan mahkemenin sanıkları üstün körü yargıladığı ve hak ettikleri cezaları vermediği eleştirileri ortadayken, daha da önemlisi orada yargılama süreci tamamlandığı halde, böyle bir işleme neden ihtiyaç duyulduğudur?

Ülkede günlerdir spekülasyondan geçilmiyor.

İktidarın hiç hoşlanmayacağı türden spekülasyonlar bunlar…

Bakan topu taca atıyor, kafaları karıştırıyor ve sözlerinin spekülasyonların hızlanmasına yol açacağını düşünmüyor bile…

İkinci örnek olay da CHP’den

Türkiye birkaç aydır Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanlığı seçiminde kimi aday göstereceğini dert edinmişken, ittifak içerisinde yer alan partilerin liderleri aday belirlemeyi seçime az kala yapma kararı verdiklerini açıklamışken, birden bire ortaya atılan muhtemel aday isimleri gündeme geliverdi.

Gelir a…

CHP lideri, partisinin bir belediye başkanının –Mansur Yavaş‘ın- isminin başka bir parti tarafından aday olarak zikredilmesine teşekkür ederek konuya esprili yaklaştı.

Aynı cepheyle irtibatlı birkaç kişi ise, kim/ler tarafından ortaya sürüldüğü anlaşılmayan bir başka ismin –Haşim Kılıç’ın- aday olarak düşünülmesi ihtimaline karşı çıktılar.

Ben bunu garip karşıladım.

Daha garip bir şey daha oldu ve vaktiyle CHP’de ikinci adam konumunda bulunmuş İstanbul milletvekili Gürsel Tekin, bir televizyon programında, hepsinden ileriye giden şu açıklamayı yaptı:

“Kesinlikle şuna emin olabilirsiniz. Cumhuriyet Halk Partisi’nin dışında bir adayın söz konusu olmayacağını söyleyebilirim. Aday CHP kimliğini taşıyacak. Konuşulan isimler çok kıymetli olabilir ama ana muhalefet lideri dışında bir isim tartışması sıkıntı olur.”

Neymiş? 

Bir kere “Kesinlikle” ifadesi kullanılıyor; bununla söylediğinin kişisel bir görüş olmadığını anlamamız gerekiyor. Ardından, Millet İttifakı çatısı altında dürüst bir seçim ve sağlıklı bir geçiş için bir araya gelen altı siyasi parti liderine bırakıldığı bilinen aday belirleme görevinin göz boyama olduğunu düşünmemize sebep olabilecek keskinlikte aday açıklaması geliyor.

“Aday CHP kimliğini taşıyacak” diyor. Orada da kalmıyor, “Ana muhalefet lideri dışında bir isim olamaz” anlamına gelecek bir cümle de bunun ardına ekleniyor.

Doğru mu bu?

Eğer doğruysa, ittifak çatısı altında görüşüp duran altı lidere atfedilen görev ne oldu? 

İşte size iki ayrı cepheden kafa karıştırıcı iki örnek olay…

ΩΩΩΩ

Reklam

23 YORUMLAR

  1. maksadınızı ve niyetinizi biliyor hizmette sınır tanımadığınızı gayet güzel gösteriyorsunuz. Hakikaten bravo.

  2. Millet ittifakının amacı CHP yi yıllar sonra iktidara getirmektir. Cumhurbaşkanının CHP li olmasıda normalden öte gerçekçiliktir. Gerçekleşecek olan CHP, HDP ve sol bileşenlerden oluşan iktidardır. İyi Parti elbet iktidar değişiminde gösterdiği çabanın karşılığını Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı Meral Akşener vasıtasıyla alacaktır. Temel Karamollaoğlu, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan ise emeklerinin karşılığı olarak Akpartiyi iktidardan edeceklerdir. Bunlarda bu manevi haz ile yetineceklerdir. Günün sonunda olacak olan bunlardır.

    • Nuri hayallerini büyütmüş. Sonra kedi medi, trafo mrofa deme sakın. Adam yine kazanmış de.

  3. Matrakçıbaşı “Yazarımız, bir sağdan bir soldan ! örnek vermiş ama başta maliye bakanı olmak üzere ağzı olup konuşan o kadar kişi var ki !
    İyi masallar, tatlı rüyalar” demişsiniz de;
    ağzı olanlar konuşmayıp ağaçkökü mü yesinler?

  4. NE OLDU OLDU BESLEYEMEDİK ÖLDÜ

    Altı liderin ortak aday belirleme yetki ve yeteneği yok, hiç olmadı da zaten. imamın yüzünde rabbiyessir gören meralin biraz sesi çıkabilir o da zaten ben aday değilim deyip chp ye teslim bayrağını çekti. Selahattin demirtaş bile daha etkili. meral ile birlikte imamı öneriyorlar. Hem masaya oturup ben teslimim diyor meral hem de kılışdaroğluna karşı devamlı kumpas peşinde. İnsanlar ve fk şunu anlamıyor. Daha önce chp ortak adaya, kendi dışında bir adaya evet demiş olabilir. Çünki o günlerde muhalefet adayının kazanma şansı hiç yoktu. Şimdi chp nin yaptığı bütün araştırmalar Erdoğanın karşısına boş bidonu koysak kazanır şeklinde raporlar veriyor. Buradaki boş bidondan işaret çıkaran boş durur mu? :))))

  5. Millet ittifakın Adayını cumhur ittifakı açıklıyor bilinçli bir şekilde Rastgele adaylar açıklanıyor. Amaç Millet ittifakını birbiri arasına düşürüp Altılı masayı dağıtmak.

    Cumhur ittifakı daima Çatışmadan , Ayrışmadan Beslenmiştir.

    Aşırı Milliyetci Ümit özdağı , Millet sevmez bu Kişi Mansur Yavaşın ismini Zikretmekle Amaç Mansur yavaşın ismini Halkın gözünden Düşürmek.

  6. Temel, farkında olmadan ters yönden girdiği otobanda keyifle ilerlerken , karşı yönden gelen araçların kornalar çalmasına , selektör yapmalarına veya elkol hareketleriyle bir şeyler anlatmaya çalışmasına bir anlam verememiş , merak edip şöyle etrafına bakınmış , bir şey bulamayınca ,
    – Herhalda , hapunlar penum takami kıskanayur daa ! diyerek yoluna devam eder .
    O arada , polis radyosundan adeta bağıra bağıra ve sürekli olarak yapılan bir anons dikkatini çeker ,
    – Bütün sürücüler, dikkat dikkat ! Otobanda ters yönde ilerleyen bir araç var , dikkat dikkat…!
    Temel , nihayet işin garipliğinin farkına varır ! ve bir kahkaha atarak bağırır ,
    – Ula uşağum , ne pi tanesi, hepisi hepisi !
    Yazarımız, bir sağdan bir soldan ! örnek vermiş ama başta maliye bakanı olmak üzere ağzı olup konuşan o kadar kişi var ki !
    İyi masallar, tatlı rüyalar

  7. Osman Diyadin isimli köşe yazarını okuyunca bugün, ufkum açıldı biraz🏋️. İllerde bir bakıyorsun (kök salmış sanki) kalıpvar ve gireni yutuyor.her partide ve her ilde böyle. (Onun için bu yazıyı okumalı çoğu kişi).
    Bir bölümünde şöyle demiş yazar:
    “..seçim kaybedildikten sonra büyük şehirlerde yaşayıp MHP’li olduğunu söyleyen, ülkücü olduğunu söyleyen arkadaşlarımızdan
    oy vermeyenler, muhafazakâr olduğunu söyleyip oy vermeyenler, Allah’tan kitaptan korktuğunu söyleyip Tayyip Erdoğan’a oy vermeyenlerin hesapları daha ağır olur sadece.” 🙂
    – bazı illerde ki siyasetçi köşebaşı olaylarını çok iyi özetlemiş.
    – şu kişiyi seçeceksiniz!!! diyen bir parti başıda çıkar mı yarın birgün?
    – bir bölge-il den b.şehire göç etmiş bir kodaman, bu ilde benim memleketlim çok!..
    Ben kimi istersem o seçilir!!
    Benim köyümden bir aday olacak o kadaarrr!!!
    derim ki aceba!?😠
    Son söz:ben bir seçmenim. CB adayı için tek oy vereceğim! Yani adaya göre oy vereceğiz partiye değil.
    Ve adaya bakıp o’nu ben! seçeceğim.
    Kimse boşuna yorulmasın.

  8. Bu puslu havaları ,puslu insanlar ne kadar seviyor.
    devamlı bir algı operasyonla ortada olmayan ama göbeğinde olan arka plan hokkabazlarını son dakika golü ile aday etme projeleri.Bitmez tükenmez bilmeyen gerçeklere ters düz etme görevleri.Taş olsa çatlar ama görev kutsal yılmadan görevler yapılıyor.

    RTE yi destekliyorum sonuna kadar karşı taraf için hem adil olan hemde kazanabilecekleri en iyi formül Kılıçdaroğlu aday (eğer aday olmuyorsa CHP den birini hem koltuğunu hemde adaylığı vermesi özneğin ekrem e) yardımcısı Meral,
    diğer çatı bileşenleri de bakanlık ilanı ama mesala davutoğluna dışişleri olmaz.
    Böylece tüm parti tabanları rahatça benim başkanım bu işin içinde der.
    Aksi durumda Gül ü çatı aday yap .CHP seçmeni çocuklarına Gül e oy verdiklerini nasıl anlatabilsin ömür boyu yalan söyleyecek.
    Duyar gibiyim ne olacak “Yalan söylesin” de işte herkes her gün yalanı kaldıramayabilir.

  9. Sayın adalet bakanı diyor ki yapılan kanuna uygun, fakat bu kanun olayın başından bu yana vardı. Çark etmenin adı da kanun oldu ya başka ne demeli…
    Millet ittifakı adayını hatta aday adayını kim olduğunu ortaya çıkarmak için her yol denenebilir. Aday olabilecek tüm isimler ortaya atılarak yıpratılmaya çalışılacak hatta grubu dağıtmak için ellerinden geleni yapacaklardır. Bu tür olaylar siyasetin doğasında vardır. Burada millet ittifakının tavrı, duruşu seçimin kaderini belirleyecektir.
    Mevcut şartlarda seçimin sonucunu muhalefet adayının kim olduğu değil, seçimin sonucunu tencere belirleyecektir.

  10. Mecliste (komisyon) hukukla ilgili (sanırım av. Ağırlıklı) kanun konuşuluyor ve bu dönemde ha bire gazetelerde köşelerde kaşık ta kaşık kepçe vs…
    Ama biz konuşuyoruz, aheste aheste😯.
    – CB seçimi halkın direkt adayı!!!!!
    Seçtiği bir seçim!!!!!
    Ana yada baba bilemedin aile hanedan aşiret kabile cennetten çıkarılma bir kaşık bulunmaz Hint kumaşı seçilmiyor alooooo.
    Yani anamuhalefet kuyruk sokumu kemiği sökmez bu işte.
    Olacak olan:ya kafana anayasa kitapçığı fırlatacak biri olacak😂
    Yada Erzurum Bayburt Gaziantep Antalya Balıkesir Edirne Samsun Konya illerinden çıkmış bir bu vatanın helal süt emmiş bir evladı (omfnin gönderdiği önerdiği demiyom bak) olacak.
    Kesin☺️

  11. Gürsel beyin açıklaması çok normal.Olması gerekeni söylemiş.Nezaket için siyaseten söylenmiş sözleri gerçek sanacak kadar naifmisiniz? % 1 oyu olmayan Davutoğlu, % yarım oyu olmayan Uysal, %2 oyu olmayan Babacan, % 25 oyu olan Kemal bey, % 15 oyu olan Meral hanım kadar söz hakkı olacak öyle mi?Siyasette oyun kadar söz hakkın olur. Eski seçim sisteminde bu küçük partiler biraz anlamlıydı, oy tamamlıyorlardı.Şimdi oda kalmadı.Şema siz kabul etmek istemesenizde belli. Kemal bey Cumhurbaşkanı adayı.Meral hanım tam icrai yetkilerle Cumhurbaşkanı vekili-1.yardımcısı adayı.Meral hanım tek yardımcılıkta ısrarlı ama bu belki aşılır.Babacan ekonomiden sorumlu Başkan yardımcısı yada bakan olarak açıklanabilir.Ama onunla beraber CHP ve İyi partili 1-2 isimde açıklanır ki Babacana olan tepki dengelensin.Ekonominin Ali babacana teslimini tabanlarına izah edemezler.Davutoğlu asla dışişlerinden sorumlu olamaz.başka bir alandan sorumlu olur.Babacan hangi ünvanı taşırsa oda o ünvanı taşır.Ama Meral hanım bu ikisinden farklılaştırılmış bir ünvan taşıyacak.Bu arada Gültekin bey Gürsel beyden çok daha radikal bir tweet attı.Onu neden kaale almıyorsunuz?O tweeti Kemal beyden Meral hanımdan habersiz atmaz.

  12. Kaşıkçı bir ABD vatandaşıydı. ABD kendi vatandaşına sahip çıktı mı? Hayır. Emin değilim araştırmadım. Bir su-i zanda bulunacağım. Muhtemelen Kaşıkçı’nın eşi de çoktan bir başkasının önüne kaşık koymaya birlikte kaşık sallamaya da başlamıştır. Eee ABD vatandaşına sahip çıkmasın. Suud ile alavereye devam etsin. Olan Türkiye’ye olsun yine. “Alavere dalavere Kürt Memmet nöbete” misali. Kraldan daha kralcı olmanın anlamı yok. Yeter… Alsınlar kaşıklarını çorbalarına çalsınlar.

    • Güzel bir yazı olmuş tebrik ederim, sağlıklı düşünen insanların yorumu böyle olur, elinden başka şey gelmiyorsa bu dava yüzünden ilişkileri devamlı gergin tutmak bir şey kazandırmaz. Binlerce masum insanı katleden darbeci Mısırla bile neden barışmıyoruz diyenler bu olayı dünya yıkılıyor gibi sunmaları Erdoğan düşmanlığından başka bir şey değildir, çok şükür iktidarda ne zaman kızılacağı, ne zaman eleştirileceği, ne zaman barışılacağını (barışma teklifi daima onlardan gelmektedir) iyi biliyor. Ak Partisinin arkasındayız. Demirel gibi şaşırmadığı müddetçe desteklemeye devam edeceğiz. Sayın Devlet Bahçeli gibi bir devlet adamına da sahip olduğumuzdan çok şanslı bir ülkeyiz. Sağ olsunlar var olsunlar.

    • Oruç için niyet edipte saat 05:44’te bu yorumu yazdıran zihin 5-10 sene önceki p sikolojijisin i hatırlattı bana baĞzı insanların.
      Hele ki şu günlerde kadınları saçından sokakta sürükleyen kafa nerede demlendide bu günlere geldik diye sorar dururum hep.
      Kadın narin elleriyle kaşık çatalı tutar peçete ile isterse.
      Ana ise bir sarılır ki evladına…
      Kolları yetse tüm bedenini sarmaya evladını.
      “Bunların dini benim dinimle aynıysa eğer, ben bunların di….” dedirten kişilerdir yine sizi kaşık düşmanı yapanlar.
      Allah ıslah etsin.

      • Duahan arkadaşım heralde siz de başörtülü bir türk kızının polis olmak yerine yerlerde sürüklenip joplanmasını tercih ediyorsunuz heralde ama onlar eski türkiyede kaldı cancaazım;
        aldırma sen furuattandııır!

  13. ASLINDA ERKES HALINDEN MEMNUN.
    Mualefetin sorumluluk alacak feraseti yok.
    İktidar devasa bir borç yükü altında ezilmesini ve halkıda iyice perişan etmesini bekliyor gibi.
    Halk öyle bir kıvama gelsin ki,adeta mualefete yalvarıp,ne olur bizi bu yönetimden kurtar demesini bekliyor.
    Enkaza dönmüş bir yükün altından kalkacağına inanmıyorlar.
    Yeni dönemde,yeniden iktidara gelsin ve acı reçeteyi o uygulasın isteniyor.
    Sefasını sürenler,cefayı bize çektıremezler modundalar.
    Gözleri bu korkunç devasa yükün altına girmeyi yemiyor;görüntüsündeler.
    M.Akifin dediği gibi,vardır elbet bu makberi kurtaracak bir fani.

  14. agzi olan konusuyor… demistiniz sanirim. o zaman bu yazi yazilmaya degermiydi. Fehmi bey bir gununuzu heba etmisiniz.

  15. Gürsel Tekin’in açıklaması neden kafa karışıklığı olsun. partili cumhurbaşkanı uygulaması var ve bu uygulama gereği cumhurbaşkanı adayının da en büyük muhalefet partisinden olması kadar doğal ne olabilir. Küçük partiler CHP’nin adayını beğenmezlerse kendi adaylarını çıkarırlar olur biter:))

    Henüz bir ittifak söz konusu değil ki şartnameleri belirlenmemiş daha. Henüz görüşmeler devam ediyor son toplantıda ittifak şartları da son şeklini alır ve herkes ona göre hareket eder herhalde. Yani 6 partinin ortak kararı ile ilan edilmiş Başkan adayı açıklanana kadar herkes düşüncesini rahatça ifade edebilmeli. Haşim kılıça karşı çıkanlar şimdi karşı çıkmayacak da ilan edildikten sonra mı karşı çıksınlar yani.

Yoruma kapalı.