Abes bir tartışma: Laiklik… Araştırmacılara birkaç da duyurum olacak…

17
Reklam

Laiklik uygulamalarının geçmişte rahatsızlık verici sonuçlar doğurduğunu biliyoruz. Türk Ceza Kanununun (TCK) 163. maddesi anayasanın laiklik ilkesini koruma amacıyla çıkarılmıştı ve zaman içerisinde o madde sebebiyle pek çok insan özgürlüğünden mahrum hale getirilebilmişti.

Sol düşünce ve o düşüncenin ifadesine yönelik faaliyetleri yasaklama amaçlı çıkartılmış TCK’nin 141 ve 142. maddeleri de öyle.

Özgürlükleri halkına çok gören sesi fazla yüksek çıkan bir kesimin ve onların medyadaki temsilcilerinin şiddetli itirazlarına aldırmayan Turgut Özal, partisi içinden karşı çıkanları da ikna ederek, kararlı tutumuyla bu üç maddeyi TCK’dan çıkarttı; 1990’ların başında Türkiye daha özgür bir ülke haline geldi.

TCK 163. maddenin kaldırılması laiklik tartışmalarına da son verdi.

Türkiye o dönemi geride bıraktıktan sonra, muhafazakar kesim, sonraki yıllar boyu “Daha az değil daha fazla laiklik” formülünü benimser göründü. Anayasanın laiklik ilkesi, inançlı insanlara inançlarını istedikleri gibi yaşama kolaylığı getirdiği için…

Gerçek buyken günümüzde laiklik konusunun yeniden gündeme tırmanmasını, birilerinin “Anayasadan çıkarılsın” teklifini dillendirmesini ne ile yorumlayacağız?

Maddeleri arasında laiklik ilkesinin bulunmadığı anayasası olduğu bir dönem vardı Türkiye’de. Bugün “Anayasadan laiklik çıkarılsın” diyenlerin aklında o döneme özenme bulunduğunu sanmıyorum.

Akla gelebilen tek gerekçe laiklik yerine anayasaya “Devletin dini din-i İslam’dır” maddesinin, devletin ismine de ‘İslam’ sözcüğünün –İslam Cumhuriyeti– eklenmesi olabilir.

Reklam

Dünyada öyle devletler var. 

Ancak Türkiye pek çok yönden o devletlerden farklı. Her şeyden önce, bir imparatorluk bakıyesi olduğu için, Türkiye Cumhuriyeti yalnız değişik etnik gruplara değil değişik dini inanışlardan insanlara da sahip bir ülke. Farklı dinlerden TC vatandaşlarını dışlayan bir anlayışın anayasaya yansımasının şık kaçmayacağı ortada.

Daha da önemlisi ‘İslam’ sıfatı devlete yüklenmek istendiğinde “Hangi İslam?” sorusunun gündeme gelmesi de kaçınılmaz olur. Hiç de ihmal edilemeyecek kalabalık bir nüfus bu soruya laiklik tartışması açanların hoşuna gitmeyecek itirazlarda bulunabilir.

Hala Alevi kesimin kimliğe dair sorunlarını çözememiş bir ülkeyiz.

Oysa anayasalar, üzerinde uzlaşılmış mutabakat metinleri olmak zorunda.

Ne yönden ele alırsak alalım, “Anayasadan laiklik ifadesi çıkarılsın” demenin mantıklı bir izahını bulmak zor. 

Laiklik ilkesinin her inançtan -hatta inançsız- insanlar üzerinde tahakküm kurma amaçlı kullanılmasını engellemek üzere kavramın bir tanımının anayasada yer alması savunulabilir; nitekim geçmişte bunu savunan siyasiler olmuştu. Sonradan onlar da “Daha fazla laiklik” noktasına gelmişlerdi.

Yüz yaşına girmeye hazırlanan Türkiye Cumhuriyeti’nde, başlangıçtan günümüze, siyasi tarihimizin kara sayfaları sayılacak ne kadar yanlışlıklar varsa, neredeyse hepsi, ‘laiklik’ tartışmaları gölgesinde yapılmıştır: Demokratik sisteme müdahaleler, parti kapatmalar, insanların özgürlüklerine tasallut… Hepsi.

Reklam

O günleri geride bıraktık. Bu arada demokrasinin kıymetini de öğrendik. Demokrasinin önemli bir unsurunun laiklik olduğunu da…

Bugün geldiğimiz noktada demokratik hak ve özgürlüklerin eksikliği kendisini fena halde hissettiriyor. Eksiklik yüzünden ciddi mağduriyetler yaşanıyor.

Tam da böyle bir ortamda laiklik konusunun gündeme gelmesi manidar.

Aklı başında herkesin “Daha fazla demokrasi, daha fazla laiklik” demesinin yerinde olacağı günlerden geçiyoruz.

ΩΩΩΩ

DUYURULAR

Harvard Üniversitesi’nin benim de yüksek lisans eğitimi aldığım bölümünün mezunlarla iletişimini sağlayan bir haberleşme ağı var; oradan her hafta bölümde yapılacak toplantılarla ilgili haberler yanında değişik duyurulara da yer veriliyor.

İstanbul’un Güngören belediyesinin yakınlarda vefat eden iktisat tarihçimiz Mehmet Genç onuruna 18-19 Aralık 2021 tarihinde ‘Osmanlı İktisat Tarihi’ konulu bir uluslararası sempozyum düzenlediğini gelen son mesajdan öğrendim.

Ne güzel. Ne kadar yerinde bir girişim.

Sempozyuma tebliğlerle katılmak halen mümkün. Tebliğ metinleri Türkçe veya İngilizce sunulabilecek. 

Konuyla ilgili ayrıntılı (İngilizce) bilgi için link.

……

Aşağıda sunacağım haberler de yine aynı mesajdan:

Bilmiyordum, Amerika’nın İstanbul’da da şubesi bulunan bir araştırma enstitüsü varmış. The American Research Institute (ARIT). Enstitü 2022-2023 akademik yılında Amerika merkezli bilim insanları ile doktora öğrencilerinden ülkemiz üzerine çalışanlar için Türkiye’de araştırma imkanı sağlayacağını duyurmakta. Son başvuru tarihi 1 Kasım 2021. Destek bir yılı kapsadığı gibi, araştırmaları için daha kısa süreye ihtiyacı olanlar da başvurabilirmiş.

Amerikalı veya Amerika’da ve Kanada’da ikamet eden Amerikalı olmayan okurlar arasından ilgilenenler çıkabilir diye o duyurunun da linkini sunuyorum.

………

İstanbul merkezli ‘The Orient-Institute Istanbul’ 2021-2022 akademik yılı için Osmanlı tarihi ve Türkoloji alanlarında çalışanlara aylık 1.100 Euro burs vermekteymiş. Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye’nin musikisi, İstanbul ve Osmanlı İmparatorluğu, 11. yüzyıl sonrasında ve günümüzde dini ifade biçimleri, Türk dili ve İran üzerine çalışanlar bursa başvurabiliyor.

Kabul edileceklerin en geç 15 Ekim tarihine kadar başvurması gerekiyor. (Linki).

………

Kuala Lumpur/Malezya’da 2009 yılından beri faaliyet gösteren Musawah (eşitlik) örgütü Müslüman ailelerde rahat ve huzuru hedefleyen çalışmalar yürütüyormuş. Daha çok da kadın hakları konusunda yoğunlaşıyormuş. 

Musawah örgütü sosyal medya (Twitter, Facebook, Instagram) içeriği çalışmalarında katkıda bulunabilecek iki kişi arayışındaymış. Kişilerden birinin yalnızca İngilizceyi, diğerinin İngilizce ve Arapçayı bilmesi gerekiyormuş. Altı ay iş garantisi veriyorlar; çalışmaları beğenilirse süre uzayabilirmiş.

Başvuru zamanı (14 Eylül) geçmiş görünüyor, ancak ben yine de duyurayım istedim. (Linki).

ΩΩΩΩΩ

Reklam

17 YORUMLAR

  1. Yahya bey “Şimdi her dediğime kulp takan erkekler, kadınlar; yukarıdaki anlatımımda abartı var, yalan var, yanlışın var doğrusu şudur deyiniz.” diyerek kimlere meydan okuyordur bilemiyorum ama her yorumunda olduğu gibi yukarda sıraladığı tüm olumsuzluklar bu yorumunda da fazlasıyla mevcut…
    Kendisinin özellikle turizm sektörüyle ilgili çıkarsamaları bana biraz uçukça göründü.
    Şöyle ki;
    batılı birçok turist(yahya beyin ayılıp bayıldığı memleketlerin vatandaşları) her yıl hindistan, nepal, peru, şili gibi memleketlere tatile gider.
    Bu ülkelere gittikten sonra sağ salim dönebilmek için de en azından 3-5 çeşit ekstradan aşı yaptırırlar, artık uygar dünyada görülmeyen ama üçüncü dünyada bolca bulunan bulaşıcı hastalıklara karşı; sarılık, verem, tifüs, frengi, kolera neyse…
    Özellikle okuyanlar tarafından sayfalarına hapşurulmuş gazete sayfalarına konarak serfis edilen pirinç pilavı yiyebilmek için hindistan seferine çıkan yığınla dinli dinsiz tanıdığım, dostum, kardeşim diyebileceğim batılı insanlar/turistler var…
    Şimdi bu kişiler böylesine pislik memleketlere tatile gittikleri için budala mı oluyorlar?
    Öyleyse yahya beyin pek bir ulaşılamaz, erişilmez ve uygar bulduğu bu budalalar sürüsü avrupalıların ülkelerine(avrupa vs) gidip gelen bizim vatandaşlarımız/müminler niye budala olsun ki?
    Tatil paketi veya tur satın alırken öncelikle fiyatına bakılır, kesemize uygunsa hollandaya gideriz, değilse harcamalar açısından çok daha uygun bir fuhuş destinasyonu olan taylanda gideriz, bundan daha doğal ne olabilir ki?
    Ya da yaz sıcağında arabistan çöllerine safariye çıkmak akıllı işi midir, ya da dönüşte eşe dosta hediye olarak yün battaniye getirmek?
    Valla yahya beyi bilmem ama aklı başında her turist gideceği destinasyonu seçerken önce cebindeki paraya sonra da içinde bulunduğu mevsime bakar.
    İnsanlar genellikle tatile dinlenmek ve eğlenmek için çıkarlar, yoksa pilotluk brövesi almak veya kraliyet balosuna katılmak için değil:))))

  2. Bunda tartışılacak bir şey yok ki;
    devlet dinliye de dinsize de standart hizmetleri verir,
    ayrıca dindarların ihtiyaç duyduğu hizmetleri de verir, hepsi bu!
    buna da laiklik diyoruz…
    İtirazı olan?

  3. Dün akşam ana haberlerde bir camii yangını haberi vardı yandaş kanalın birinde. Camiyi yakan bir erkek yakalanmış. Camiyi yaktılar haberinin yanında laiklik kaldırılsın tartışmaları ya da laiklik tartismaları eşliğinde camiyi yaktilar haberi iyi gider diye düşünmüş olmalı Cumhur ittifakı propagandacıları. Ak Parti çalışıyor!

      • Ben o zamanları bilemem ama Ergenekon davaları o giden canlar için de hassasiyet gösterenler sayesinde açılabildi. Sizin destsklsdiginiz siyaset Ergenekon davalarında mahkum olanları terfi ettirerek en kritik görevlere getirdiler. Mesela balyoz davasından mahkum olan bir asker şimdilerde genel Kurmay istihbarat dairesi başkanı. Ulusi usul usul akıyor galiba.

  4. İstisnasız tüm dinciler (İslam dinini çıkarı için kullananlar) tüm laiklik karşıtı olanlar ve bunu savunanlar her nedense olanak bulduklarında tatillerini kendi dinlerinden olmayan, laikliğin değişik versiyonlarını benimsemiş ülkelere yapıyorlar. Sanmayın ki görgü ve bilgilerini artırmak, meraklarını gidermek için; onlar zaten her şeyin en iyisini biliyorlar. “Şööyle benim gibi düşünen, dinini özgürce yaşayan, laiklik olmayan müreffeh ve mutlu bir ülkeye/devlete gideyim” “Beş vakit namazımı huşu içinde cemaatle kılayım” demezler. Haa unutmadan; özendikleri, benzemek istedikleri ülkelere de hiç gitmemişlerdir. Ama bilirler ki veya en azından duymuşlardır ki o ülkelerde hayat bozuktur. Şimdi her dediğime kulp takan erkekler, kadınlar; yukarıdaki anlatımımda abartı var, yalan var, yanlışın var doğrusu şudur deyiniz. S Arabistan’da bir hafta geçirmiş, Cidde, Mekke görmüş, Kabe’de cuma namazı kılmışlığım var. Arkadaşlar umre yaparken Kabe’de terliklerini çaldırmıştı. Özetle sallamayınız. Elbette dini vecibeleri için Hicaz’a gidenlere bir şey demiyorum.

    • Yahya bey arkadaşlarınız terliklerini çaldırmakla kurtulduysa şükredin;
      arabistanda testereli prensin fantazilerine kurban gitmek de var, ödediğiniz umre parası da cabası yani:))))

    • Kabe’ de terlik çalınmaz olsa olsa karışır, kaybolur yüzbinlerce genç yaşlı hacı aynı veya benzer nalınlar ile geldikleri Kabe için hacıları terlik hırsızı gibi töhmet altına sokacak lakırdı terki edeptir.

  5. Bu laiklik konusu , özellikle bizim ülkemizde bitmez tükenmez bir tartışma konusudur .
    Bu gün de bu köşede uzun uzun tartışmaların olacağı muhakkaktır , ancak henüz hiç bir yorum çıkmamış .
    Ben şahsen bu konunun nazari boyutlarına yani siyasi , felsefi ve hukuki yönlerine girmek istemiyorum.
    Sadece uygulamalarda yaşanan bazı çelişkilere , tersliklere değinmek istiyorum.
    Devletin ,DİB denen , sadece sünnilerin dini faaliyetlerini yöneten devasa bir bütçesi ve kadrosu olan bir kuruluşu var .
    Sünnilerin dışındaki din ve inanç sahipleri veya inançsız insanlar neden dışlanıyor, bunların durumu ne olacak !
    Aynı bağlamda laik olduğunu iddia ettiğimiz ülkemizde iki dini bayramda toplam 7 günlük bir resmi tatil var
    Yine ülkemizde yaklaşık olarak 100 bine yakın ve sadece sünnilere hizmet veren camilerimiz var ; bu camilerin başta personel giderleri olmak üzere bir çok masrafları devlet tarafından karşılanmaktadır , bu konuda vatandaşın , yapılan bağışlar dışında cebinden para çıkmamaktadır yani bedava hizmet alıyoruz !
    Ayrıca sünni eğitim verilen başta Kur’an kursları ve imamhatip okulları var vs..
    Bu ve bunun gibi çelişkili uygulamaların olduğu ülkede hangi laiklikten bahsedeceğiz , doğrusu bilemiyorum .
    Netice olarak devletin bütün inançlı ve inançsız vatandaşlarına eşit ve tarafsız davranması gerektiğini belirtmek istiyorum ; burada bir ihtiyaç olan dini eğitime karşı olduğum gibi yanlış bir anlam çıkarılmamasını da özellikle vurgulamak isterim !
    Herkese selamlar , saygılar

    • Doğru saptamalar yapmışsınız. Fotosunu çektiğiniz, açıklamaya çalıştığınız konu amacı ile tam örtüşmese bile bir saptama ekleyeyim; devlet (kamu), camilerin giderlerine katkı yapmasa, yapımında olağanüstü kolaylıklar göstermese, imamlarına maaş vermese ve tüm bunları o caminin cemaati karşılasa nasıl olur acaba? Diğer dinlerde genellikle giderler mensuplarınca karşılanıyor.

      • Yahya bey parası olmayanlar ibadet etmesinler mi diyorsunuz yani?
        Nerde kaldı anayasamızın sosyal adaletçi hukuk devleti ilkesi?
        Ateyiz satanist demeyip hepsi devletimizin ücretsiz yükseköğrenim hakkından tepe tepe faydalanıyorlar ama vergilerini tıkır ödeyen vatandaş camiye aidat ödemiyor diye cenaze namazı bile kılınamasın, öyle mi?
        Ama aynı dinin tatil günlerinde yangelip yatarsınız, çalışmadığınız o işgünlerinin parasını da tam olarak alırsınız, bayram ikramiyelerini de yok kalsın deyip bırakan ateyizler var mıdır acaba?

    • Ali bey “Netice olarak devletin bütün inançlı ve inançsız vatandaşlarına eşit ve tarafsız davranması gerektiğini belirtmek istiyorum” demişsiniz de;
      yahu herhangi bir ateyiz bugüne kadar bu camilerden ben de faydalanmak istiyorum demiş de imam efendiler olmaz, giremezsin mi demiş?
      En azından çeşmesinden su içip tuvaletlerinden yine faydalanmışlardır, öyle değil mi?

  6. Bugün hala laikliği tartisiyorsak yazık bizlere.
    İnsanların işi gücü yok habire biryerleri kasiyorlar.
    Temennim başlarını kasiyacak dertlerden kurtulmasınlar insallah

  7. “Anayasanın laiklik ilkesi, inançlı insanlara inançlarını istedikleri gibi yaşama kolaylığı getirdiği için…”
    Bu cümle bile ne hoş geliyor kulağa ?
    -camiler niçin devlet kontrolünde? Diye sormuştum. Cevap: öyle olmazsa her camide bir tarikat kurulur, bir Mü’min şimdiki gibi her minare gölgesi düştüğü yere seccadesini serip namaz kılamaz evlat! idi.
    -Alevi inancını ise böyle bir tehlikeden ari görüyoruz ki, Kendi kontrolünü sağlayabiliyor çok şükür! Ama, masrafları? ARGE ? Sonraki nesle sağlıklı ve doğru aktarım?
    Sonuçta, vergi veren tüm insanımızın giderlerini de “fayda gelir gider dengesi içinde” devlet mutlaka karşılayacaktır! Yeter ki doğruyu isteyip arayıp savunalım! Zamanı gelince kendiliğinden işler rayına oturur.
    Güzel yurdumun güzel insanları asla bu topraklara bir taleben zihniyeti hakim olamaz! Kimsenin böyle bir korkusu olmasın.
    Etnik bir ayrışma sen şu sun aslında… Taktik leri tutmadığı zaten ortada☺️. Tutmazda.

Yoruma kapalı.