AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ülkede her şeyin güllük gülistanlık olduğunu anlatmayı seviyor. Cumhurbaşkanlarının bir görevinin de vatandaşlara moral vermek olduğunu düşünüyor olmalı. Şu sırada insanların hayat pahalılığı yüzünden moralleri hayli bozuk; Cumhurbaşkanı Erdoğan o eksiği ortadan kaldırmaya çalışıyor.
Moral için son günlerde söylediği bir cümle bayağı tartışılıyor.
Dediği şu: “Amerika’nın, İngiltere’nin halini görüyorsunuz değil mi? Benzin yok benzin. Aynı şekilde Almanya’da, Fransa’da kuyruklar. Yiyeceklerini bulamıyorlar.”
Almanya’da, Amerika’da, İngiltere’de benzin sıkıntısı yaşanmasını, bir çok ülkede kuyruklar oluşmasını, insanların marketlerde aradıklarını bulamamasını abartılı iddialar sayanlar var.
Oysa gerçekten de dünyanın öndegelen ekonomileri şu sıralarda daha önce hiç karşılaşmadıkları sorunlarla baş etmeye çalışıyorlar. Bazı ülkelerde gerçekten benzin istasyonlarında kuyruklar oluşmakta. Bazılarında büyük marketlerin rafları boşalınca yerine yeni mal bulmakta zorlanıldığı oluyor.
Yokluktan değil ama.
Sorun genellikle pandemi döneminden kaynaklanıyor.
ABD’de, İngiltere’de uzun yol araçlarında çalışacak insan kıtlığı var; bu sebeple yüklü gemiler ile TIR’ların ürün taşımasında aksamalar yaşanıyor. Marketlerdeki raf boşlukları malların zamanında oralara ulaştırılamamasıyla ilgili.
Pandemi döneminde ABD’de insanlara çalışmadan takviye paralar ödendi. İnsanlar çalışmadan gelire alıştıklarından mıdır nedir, belli sektörlerde işgücünde azalmalar fark ediliyor. ABD’de haziran ayında 10 milyon iş açığı meydana geldi, işçi bulunamıyor.
İngiltere’nin sıkıntısı ise daha çok yılbaşında Avrupa Birliği’nden kesin kopuşla –Brexit ile- ilgili. Rafinerilerde petrol var, ancak tankerleri kullanacak nitelikte şoför bulunamadığı için petrolü benzin istasyonlarına ulaştırma sorunu yaşanıyor. Daha önce kamyonları ve TIR’ları AB üyesi Doğu Avrupa ülkelerinden şoförler kullanıyordu, Brexit sonrası onlar ülkelerine dönmek zorunda bırakıldı..
BBC ülkede 100 bin nitelikli şoför sıkıntısı bulunduğunu haber veriyor.
Sıkıntı petrol fiyatlarını da etkiledi.
Marketlerde süt ve et rafları boş. Sebep yine aynı. Şoför azlığı. Doğu Avrupa ülkelerinden eleman çalıştıramadığı için şimdi kendi vatandaşlarıyla yetinmek zorunda İngiltere.
Bir-iki gün benzin bulunmayınca, marketlerde raf boşlukları görününce, böyle bir olayla daha önce karşılaşmamış ülkelerde telaşlanıldığı görülüyor.
Kuyruklar oluşuyor.
Almanya’da bile sıkıntılar var.
Enerji fiyatları bir çırpıda yüzde 14.3 arttı Almanya’da; bu durum benzin fiyatlarına yüzde 20 olarak, gıda fiyatlarına da yüzde 4.9 olarak yansıdı. Almanya’da haziran ayında yüzde 4.1 artışla 30 yıllık aylık enflasyon rekoru kırıldı.
Yıl sonu enflasyonunun yüzde 5 olmasını bekliyor Bundesbank. [Türkiye’nin bu yılki enflasyon rakamının yüzde 20 olması bekleniyor. Resmi beklenti bu. Gayrı resmi beklenti bunun en az bir misli fazlası.]
Çip üretiminde yaşanan sıkıntı Alman otomotiv sanayiini etkiliyor. Bilinen markalar bazı fabrikalarını kapatmak zorunda kaldı.
Almanya’da marketlerde ürün sıkıntısı yaşanmıyor.
Konuya ilişkin geniş bir değerlendirme yayınlayan Guardian gazetesi en büyük sıkıntının Çin’de yaşandığını vurguluyor. Elektrik kesintisi yüzünden trafik ışıklarının bir hafta çalışmadığı kentler olmuş orada. Kendisinin enerji kaynakları bulunmadığı için ihtiyacını dışarıdan karşılamaya mahkum bir ülke Çin; petrol fiyatlarının artışı kömürü de pahalılandırmış ve bu da elektrik kesintilerine yol açmış.
Dünyanın öndegelen ülkelerinde daha önce hiç görülmemiş sıkıntıların görünür hal almasını ilk diline dolayan Rusya. Rus medyasında İngiltere’de benzin istasyonlarındaki kuyruklar, marketlerdeki boş raflar her gün sergilenmekte.
Rusya dünyaya petrol ve doğalgaz satan bir ülke. Bu yönden rahat. Enerji kaynaklarında fiyatların yükselmesi Rus ekonomisini rahatlatıyor. Ancak nitelikli işçi eksikliği ve gıda fiyatlarında artışlar Rusya’da da etkisini hissettiriyor.
Batı ülkelerinde yaşanan sıkıntılara ilgili ülkelerin medyası hükümetleri suçlayarak geniş biçimde yer veriyor. İngiltere’de Boris Johnson hükümeti bu yüzden son zamanların en ciddi krizini geçiriyor. Yıllık yüzde 5 olarak gerçekleşmesi beklenen enflasyon Almanya’da önceki hafta yapılan seçimin sonucunu etkiledi; iktidardaki partiler oy kaybetti. ABD’de Joe Biden’ın desteği hayli eksildi.
Amerika’nın, İngiltere’nin, Almanya’nın hali bu. Ancak biraz irdelendiğinde oralarda yaşanan sıkıntıların fakirlikten değil zenginlikten biraz da hükümetlerin beceriksizliğinden kaynaklandığı anlaşılıyor. Nitelikli işgücü açığını kısa sürede telafi edebilir, ürünlerin ulaşımını kolaylaştıracak tedbirleri alabilir, enflasyonu yeniden sıfıra yakın hale getirebilir Batı ekonomileri.
Onların bugününe bakıp yerici sonuçlar çıkarmak yerine Türkiye’nin bugününe bakıp yarınıyla ilgili sorunları ciddiye almak gerekiyor.
Hangi alanda o ülkelerde işgücü açığı varsa, bunu öğrenen bizdeki nitelikli elemanları oralara kaptırabiliriz.
Bir bakmışız, ağır vasıta ehliyetli şoför kıtlığı bizde çekilmeye başlanmış…
ΩΩΩΩ
ACI ÇEKMESİNİ İSTEMİYORUM
Anlatan emekli bir öretmen.
Gelinleri Alman.
Oğlu biraz haylaz ve boşanmak istiyor.
Öğretmenimiz ve hanımı gelinlerini çok seviyorlar ve boşanmasını istemiyorlar.
Gelin de boşanmak istemiyor.
Ögretmenimiz ve hanımı gelinlerine “boşanmayı kabul etmemesini” söylüyorlar.
Ancak Alman gelin boşanmayı kabul ediyor ve boşanıyor.
Öğretmenimiz ve hanımı Alman gelinlerine boşanmayı neden kabul ettiğini sorduklarında “oğlunuzla mutlu günlerim geçti, boşanma isteğini kabul etmez isem canı yanar. Canının yanmasını ve acı çekmesini istemiyorum”
Türk bir gelin olsa ne yapar?
Kendisi de boşanmak istese bile sırf acı ve eziyet vermek için boşanmayı kabul etmezdi.
Benzer tavrı maalesef erkeklerimiz de gösteriyor. Hatta elini kana bile buluyorlar.
Bu ruh hastaları, Avrupalıların Türkleri kıskandığını söylüyorlar.
Büyük başın da sorunu derdi büyük oluyor canıımm!
Bak bize, domates çıkmış dokuza inmez sekize?
Pazarda dert yakınır Ayşe teyze Halime teyze ye.
Ha bizdeki büyük dert mi; ye kürküm ye
Sayın koru ne diyor .. sorun bu ülkelerdeki YÖNETİM BECERİKSİZLİĞİ… demek ki neymiş san TAYYİP ERDOĞAN ÇOK DAHA İYİ YÖNETİYORMUŞ sonucu çıkmaz mı … yani … BU DA MI GOL DEĞİL . MUHALİFLER …
Maskeye ve aşıya muhtaç etti milleti bu iktidar. Hala yönetemiyor pandemiyi. Ekonomi çökmüş. Dolar 9, faiz yüzde 18, enflasyon resmî yüzde 20 gerçek yüzde 40, borçlar dağ olmuş, işsizlik sınırsız, … daha sayalım mı? Hangi yönetim?
2009’da AKP hükümetinin politikaları iflas etmişti o zaman gidecek AKP’ye Amerika’nın parasal genişlemesi bu süreci uzattı.
Artık parasal genişleme politikasından dönülüyor AKP hükümeti şu an uzatmaları oynuyor Abbas yolcu.
Ne “parasal genişleme”ymiş arkadaş yaa, yiye yiye bitiremediniz gitti bilader!?
neyseki sizin gibi herşeyin farkında olan insanlar varda herşeyin doğrusunu öğreniyoruz.
DÜNDEN KALMA KAPAK!
“H. Gayret
10 Ekim 2021 At 20:19
Sayın namlu ortada iyi/güzel ve doğru bir şey/iş varsa o zaman ne yapmak gerekiyor acaba?
Ona köstek olup bela mı okumalıyız, yoksa takdir edip destek mi olmalıyız?
Efendim?
Neye mi?
Mesela mega projelerin açılışlarında din adamlarımız hayırdua için ellerini göğe kaldırıp bu eserleri yapan yaptıranlar için allah razı olsun dese; ona sövelim mi yoksa amin mi diyelim???”
Türkiye için bu mazeretleri yazmazsın, ama başka ülkeler olunca ne mazeretler buluyorsun maşallah, çevir kazı yanmasın. Unutulan Allah’ın adaleti.
Bizde mazaretçi çok. Yazar da sıraya girmek zorunda değil. Ayrıca hiç bir bahane başarısızlığı kapatmaz. 20 yıldır bahane üretiyor Talibancı yolsuz iktidar. Daha ne kadar yutacak bu millet. Beceremiyorsanız bırakacaksınız güzel güzel efendice.
olanlar aysbergin görünen yüzü ve,
şoför krizi olmaktan biraz daha derin sorunlar var gibi.
pandemi süreci yaşanan büyük bir felaket olduğundan sadece hayatlara mal olmadı aynı zamanda oldukça ağır bir faturası oldu. özellikle gelişmiş ülkeler kapanma sürecinde ve iş kayıbı yaşandığı dönemlerde halka ciddi para yardımı yaptılar ve doğal olarak bunu basarak yaptılar. 70’li yıllardan beri karşılıksız basılıyor. pandemi sürecinde olmadığı kadar para basılıp kullanıma girdiği içinde dolaşan para bollaştı ve değeri dünyada düştü. bu nedenle de dünyada enflasyon arttı, abd de ise rekor seviyeyi gördü.
dolayısıyla bazı parametrelere bağlı olarak her ne kadar ülkelerin alacağı tedbirlere göre değişiklik olursa da ufaktan dünya genelinde sıkıntılı bir süreç hatta kriz beklemek mümkün.
ülkemizde durum biraz daha farklı.
dünyada para bollaşıp, değeri düşerken bizde bütün zamanların rekorunu kırdı döviz.
dünyada eşimiz benzerimiz yok gibi.
olağanüstü, istesen olmaz yanlış politikalar ve gece yarısı alınan akıl almaz kararlar nedeniyle. pandemi sürecinde inanılmaz boyutlardaki israflardan ve hizmet eden müteahhitlere ödenen astronomik rakamlardan sonra kalan paralarla gelişmiş ülkelere göre devede kulak kalan 5 binlik 10 binlik hibeleri saymazsanız halka kredi kullandırılma yoluna gidildi, elbette biz de de bol bol para basıldı, yine eşi benzeri az enflasyonumuz oldu.
bizim için de ülke genelinde de sıkıntılı bir süreç, hatta kriz beklemek mümkün.
hatta bankacılık sektöründe sıkıntı olabilir,
alacağımız tedbirlere bağlı.
panama rezaletinden sonra pandora rezaleti de dünyada ekonomik sıkıntıların yanı sıra çok ciddi boyutlarda bir ahlak çöküntüsü yaşadığımızı da bize belgelerle gösterdi.
olanlara baktığımızda her şekilde hem biz hem dünyanın geri kalanı alışık olmadığımız kadar farklı bir geleceğe evriliyoruz, hayırlara vesile…
Tüm dünyada büyük bir savruluş var .bu bir sağlık sorunu değil tüm dünyayı yerle yeksan eden bir durum.Buna karşı tüm ülkelerin tedbir alması gerekiyor du fakat durumdan vazife çıkaran fırsatçılar maalesef bunu kötü kullandılar.
Aynı şeyler ülkemiz içinde geçerli fakat biz kendi seçim derdimize düşük konuyu çok yüzeysel alıp kişiselleştirdi. İktidarı muhalefeti hepsi suçlu ve çözüm getirip olayı pozitife geçirecek bir hamle yok maalesef. Burada iktidarın halka umut verecek icraatları olması gerekiyor , örnek olacak davranışlar , tasarruf tedbirleri vs. vs. maalesef bunu da göremiyoruz.
Dediğiniz gibi allah sonumuzu hayır eylesin!!!!
fatih beyin dünkü yorumuna kısaca değinmek istiyorum.
“Kılıçtaroğlunun Son açıklaması ise tam bir dış operasyonlara davetiye çıkaracak cinsten. Demişki hazretleri:
*Karşı taraf gerilimi tırmandıracaktır. Siyasi cinayetten endişe ediyorum. Ben şundan eminim, eğer iş belli grupların ellerine silah alıp, belli kişileri öldürme yoluna gitmezlerse, bir gerilim olmaz..”
Karşı taraf dediği kim. Akparti, Mhp, Büyük birlik partisi. Vay vay vay.
Kendi tarafı kim.
Terör sorununu kürt sorunu haline getirip, muhatap aldığı Hdp. Üstelik Pkk kurucularından Duran Kalkan geçen hafta AK Parti-MHP faşizmine karşı mücadeleyi sokaklara taşıyalım çağrısından hemen sonraya gelen açıklamasından sonra yapmıştı bu açıklamasını.
son derece vahim bir iddia değil mi?
doğal olarak sordum, teröristbaşı duran kalkanın “geçen hafta” -kılınçdaroğlunun konuşmasıyla çakıştırmak gerekiyor o nedenle geçen hafta- mücadeleyi sokaklara taşıyalım çağrısı nerde diye?
teröristbaşının “geçen hafta” yapılmış bir sokak çağrısı var mı?
ben haberlerde görmedim, internette bulamadım çünkü,
yok.
geçmiş zamanlardan teröristlerin 40 yıldır her konuşmalarında sayıkladıkları aynı yaveleri yollamış bana link diye. geçen hafta tarihli konuşma var mı? bir de yandaş medyanın bildik kalemlerinin yavelerini göndermiş, bir anlamı var gibi.
adamlar terörist, sokağa da çağırır, mayın da döşer, masum da öldürür.
ama bu birbirinden son derece farklı zamanlarda olan konuşmaları üst üste koyup bir kurgu tasarlamak nedir?
ülkenin içinde bulunduğu bunca sıkıntılar varken bazıları da hayal ve kurgu peşindeler,
kurgu şöyle;
terörist duran kalkan geçen hafta sokaklara dökülün dedi
ve hemen ardından eş zamanlı kılınçdaroğlu bu ⬆ beyanı verdi.
ne anlayalım biz buradan?
fatih bey yanlış anlamıyorsam açıkça pkk chp ile bir olup insanları sokağa dökecekler diyor değil mi?
ya, kargalar güler buna.
geçenlerde de kılınçdaroğlu abd büyükelçisi ile görüştü akşamına ülkeyi afganlar bastı yazıyordu. sınırlardan sorumlu bakan chp genel başkanı oluyor öyleyse.
insanları resmen aptal yerine koyuyorlar.
peki, kimi aptal yerine koyuyorlar?
muhalif birileri bu kurguları ciddiye almayacağına gülme işini de kargalara bırakacağına göre kendi gibi düşünen olayları böyle görmek isteyenleri ve kendilerini aptal yerine koyuyorlar. kendi insanlarına bunu reva görüyorlar, bir hayaller alemi bir kurgular dünyası yaratmaya çalışıyorlar, insanları, partileri, grupları terörize ediyorlar.
eli kanlı masum insan katili bir terörist üzerinden argüman üretmekten bile rahatsız olmuyorlar,
nasıl bir akıl?
nasıl bir ahlak?
nasıl bir vicdan?
Evvelki günü , ülkemizde , haber bültenlerine yansıyan çok çok enteresan iki olay yaşandı.
Elinde satır olan bir sapığın kovaladığı bir genç kız , can havliyle bir dükkanın önünde tavla oynayan kişilere sığınmaya çalışıyor .Bu kişilerden hiç biri oralı olmuyor ; sapık , kızı saçlarından tutup yere yatırıyor ve satırla defalarca vuruyor , hatta tavla oynayanlardan birisi kalkıyor sanki satırcıya yer açıyor !
Bu kişiler , sapık adam işini bitirip ayrıldıktan sonra da yerde kıvranan kıza yardım etmiyorlar!
Bir diğer olay ise ; eşinden ayrılmak için bir avukatlık bürosuna giden bir kadın , arkasından gelen kocası tarafından , bürodaki görevlilerin gözleri önünde , ağzını burnunu dağıtacak ve komaya sokacak şekilde dövülüyor , bir kaç gün yoğun bakımda kaldıktan sonra da beyin kanamasından hayatını kaybediyor !
Bu iki hadise , aslında bu günkü değil daha çok dünkü yazının ilgi alanına girer .Ancak ne olursa olsun halkımızın , insanlarımızın ne hale geldiğini gösteren kan dondurucu ve ibretlik bir durum olması gerçekten çok çok düşündürücüdür !
Ülkeyi yönetenler ise kedinin pisliğini örtmesi gibi sorunların üstünü kapatıyorlar ve tabii ki mızrak çuvala sığmıyor !
Herkese selamlar , saygılar
Ali namlı bey, biz daha kanadadaki kilise yurtlarında kalırken türlü şekillerde yok edilerek gömülmüş/kaybedilmiş olan binlerce çocuğun sırrını çözemedik siz de elinizde büyüteç hala gastelerin 3.sayfa köşelerinde cinayet haberleri mi arıyorsunuz? Kolaygelsin:))))
Didem hanımdan ali beyin bugünkü yorumuna NE GÜZEL KAPAK!
“kendi insanlarına bunu reva görüyorlar, bir hayaller alemi bir kurgular dünyası yaratmaya çalışıyorlar, insanları, partileri, grupları terörize ediyorlar.
eli kanlı masum insan katili bir terörist üzerinden argüman üretmekten bile rahatsız olmuyorlar,
nasıl bir akıl?
nasıl bir ahlak?
nasıl bir vicdan?”
Nekrofil/ölüsevicilik sapıklıktır:))))
solculuk dinsizlik değildir, bir dünya görüşüdür.
Solculuk, var olan sosyal hiyerarşiyi kaldırmak isteyen ve zenginliğin eşit dağılımını destekleyen politik hareketlere karşılık gelen terimdir. Emek-sermaye çelişkisinde emekten taraftır. İnsan merkezlidir, odağına din, ırk, milliyet, cinsiyet vb. kavramlar yerine insanı alır. Burada kastedilen istisnasız tüm insanlardır.
Siyasal kökeni
Sol siyaset kavramının kökeni Fransız İhtilali dönemine dayanır. İhtilal sonrası kurulan parlamentoda özgürlüklerin destekçisi olan halkçılar genellikle başkan koltuğunun solunda oturmaktaydılar. Değişimlere karşı çıkmakta olan zenginler, burjuva kişiler ise sağda otururlardı. Bugün Fransız parlamentosunda bu gelenek hala devam etmektedir.
Mistik kökeni
Politikadaki sol kavramının dindeki sol kavramı ile alakası yoktur.
Karşılıklı etkileşim
Sol kavramının dinlerdeki bu anlamı politikaya da ister istemez etki etmiş, bilinçli veya bilinçsiz olarak sol kavramı zaman zaman “din dışı olma” ile özdeşleştirilmiştir.
Dindeki sol kavramı
Müslüman’a sağcı veya solcu denmez, ama Kur’an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde bildirilen sağcılık ve solculuk farklıdır. Sağcılardan kasıt, amel defteri sağdan verilen ve Cennet’e giden Müslümanlardır. Solcular ise, amel defteri soldan verilip Cehennem’e giden kâfirlerdir.
Devletimiz Laikliği benimsemiş din ve devlet işelrini ayrı tutup her inanca eşit davranmayı seçmiştir.
Dinimizde, dinde zorlama yoktur demiştir. Zorlamayla inanmadığı halde inanmış gözüken münafık insanları kabul etmez.
“Osman
11 Ekim 2021 At 10:43
solculuk dinsizlik değildir, bir dünya görüşüdür.” demişsiniz de elhak öyledir!
İyi de dinsizlik de bir dünya görüşü değil midir?
Her batıl inançta olduğu gibi onun da kaynağı cehalettir, öyle değil mi?
Aynı pandemiden dolayı bizde problem olunca diliniz maşallah pabuç gibi onlara gelince kırmızı gül
ZENGİNLİK BAŞA BELA:))
“Amerika’nın, İngiltere’nin, Almanya’nın hali bu. Ancak biraz irdelendiğinde oralarda yaşanan sıkıntıların fakirlikten değil zenginlikten biraz da hükümetlerin beceriksizliğinden kaynaklandığı anlaşılıyor.” demiş yazar. Oysa yazının içinde Almanya da elektriğe, gıdaya benzine peş peşe zamlar yapıldığı da yazıyor. Hem de almanya enflasyonunun kat kat üstünde. Bu üfeyi baz alırsak türkiyede mesela elektriğe %400 zam demek gibi bir şey. Zenginlikten peş peşe zam yapan avrupa ülkeleri:)) son günlerin moda deyimi ile iktisatçılar bunu açıklasın bakalım.
Yine, halinize şükredin mesajı veriyorlar.
Yine, ölümüm gösterip sıtmaya razı etmeye çalışıyorlar.
Yine, cambazı gösteriyorlar.
Bir sorun görmezden gelmek o sorunu ortadan kaldırmıyor.
Bir sorunu yok demekle o sorun yok olmuyor.
Üniversite öğrencileri için yurt sorunu yok dediler, yurt sorunu yok olmadı maalesef benim kızım kyk da 1659. sırada, şimdilik geçici üç haftalık misafirhanede kalıyor. Üç hafta sonrası meçhul. Yani yurt sorunu yok deyince bütün öğrenciler yurtlara yerleşmiyor. Bazılar sadece başını kuma gömüyorlar.
Ekonomi ile ilgili sorunlarında yok deyince yok olmuyor.Çiftçinin hali ortada buğday fiyatları belli seviyede tutulurken gübre fiyatlarına sınırsız zam yapmaları için önü açılıyor. Çiftçinin sorunu yok deyince yok olmuyor. Bu gidişatın faturasını yakın zamanda bütün halk iliklerine kadar hissedecek ve uzun süre kendine gelemeyecek diyeceğim ama, birileri sorun yok der ve bu sorunu da ortadan kalkar. Yani bizim sorunumuz sorunları sorun olarak görmemizden kaynaklanıyor. Mesele her sorunu sorun olarak görmekten vazgeçmemiz gerekiyormuş, bütün sorun burada….
Bütün sorunlara bir kılıf bulunurken ekonomik sorunlara da pandemiyi gösteriyorlar ama ne hikmetse şu pandemi, itibarı etkilemedi, hani diyorlardı ya itibarda tasarruf olunmaz anlaşılan pandemi itibarı teğet geçmiş.
Ülkemizdeki işsizlik sorununa geçlere yabancı dil lisesi açarak çözüm bulunamaz tam tersi avrupa ülkelerine kalifiyeli elaman yetiştirmiş oluruz, biz gençleri yetiştirip avrupaya göndeririz onlar üretir biz satın alırız. Çözüm bu olmamalı…
Celladına aşık olmuşsa bir millet;
İster ezan ister çan dinlet,
İtiraz etmiyorsa sürü gibi illet,
Müstehaktır ona her türlü zillet..
Bundan 10 sene önce biri kalkıp CHP’nin “Biz sırtımızı YPG’ye, PYD’ye dayıyoruz”, “PKK sizi tükürüğünde boğar”, “Önder Apo’nun heykelini dikeceğiz” diyenlerle, PKK’ya silah taşıyanlarla, terörist cenazesinde göz yaşı dökenlerle yol yürüdüğünü söylese zinhar inanmazdınız.
Bunlarla birlikte anayasa çalışması yaptığını, Anayasa’nın ilk dört maddesinin değiştirilmesinin mümkün olabileceğine dair bir yaklaşım benimseyeceklerini söylese “Yok daha neler” demez miydiniz.
Şu an CHP öyle bir partiye dönüştü ki, kongrede Selahattin Demirtaş aday olsa Kılıçdaroğlu’ndan daha çok oy alır.
Pandemi bizim dışımızdaki bütün ülkelere zarar verdi bize asla zarar vermedi.Sn Korunun mantığı bu .
El insaf bizdeki hayat pahalılığı zevkten oldu sanki.Turizm geliri 4 kat azaldı enerji fiyatları 3/5 kat arttı navlun keza 5 kat arttı .Bizdeki hayat pahalılığı bundan değil galiba.biz uzayda yaşıyoruz.Yapmayin etmeyin.
Biz deki tamamen Tayyip Erdoğan’ın hatası:)) Erdoğan gidince turistik tesislere peşkeş çekilen otelleri yıkıp orman yapacağız ama ülkemize turist yağacak, kılışdaroğlu gelince rusya ve arap ülkeleri bir bir petrol ve doğalgaz fiyatlarını düşürecek, hatta bedava verecekler. Bütün paralı yollar kamulaştırılıp halkın hizmetine bedava sunulacağı için döviz ve enflasyon hızla düşecek. İmamoğlu yönetiminde İki yılda bir paris bir nevyork seviyesine gelen hatta geçen istanbuldaki gelişmeler bütün ülkede yaşanacak. Halk restarantlara götürdüğü şaraplar için tribüşon parası ödemeyecek.
enerji ve gıda fiyatlarının arttığı ülkelerde dolar kurları düştü ama bizde sürekli artıyor. doları da mı c-19 virüsü artırıyor.
Ahmet bey yazar haklı, demek ki korona batı avrupa ülkelerine ve adaya zarar vermiş ama bize teğet geçmiş; peki siz bundan niye rahatsız oldunuz ki?
PKK’nın HDP’ye 15 gün önce bir talimat metni gönderdildiğinin belgesi güvenlik güçlerinin elinde. Nasıl davranacağını, hangi adımları atacağını, siyaseti nasıl yapacağını, PKK’ya nerede bağlı olacağını ifade eden bir talimat metni.
Belgede, HDP’nin CHP ve İyi Parti ile ilişkisinin de nasıl olması gerektiği anlatılıyor. PKK’nın HDP’ye direktifinde, sözde “direniş” adını verdikleri, PKK’nın terör faaliyetlerinin parçası olarak ülke içerisinde, HDP merkezli bir sözde direnişin yürütüldüğü, bunun başarılı olması için ortaya çıkan avantajlı durumların iyi değerlendirilmesi gerektiği fakat yeterli çabanın gösterilmediği belirtiliyor.
İzmir de Deniz Poyraz’ın öldürülmesi olayının, “HDP’nin kapatılması gündemi” sırasında ortaya çıktığı ve bu konunun çok iyi değerlendirilmesi, “HDP’yi Savun” konulu etkinliklerin büyük kitlelerin katılacağı eylemlere dönüştürülmesi gerekirken bunun gerçekleşmediği ifade ediliyor.
En önemli ifşaat.
Belgede, HDP olmadan da seçimi kazanma ihtimallerinin olmadığını hatırlatarak, “HDP’nin bu partilere bize doğru yaklaşırsanız biz de yerel seçimlerdeki gibi yaklaşabiliriz, aksi takdirde kaybedersiniz” biçiminde onlara bir yandan tehdit bir yandan da umut vermesi gerektiği ifade ediliyor.
Ayhan Bilgen’in yeni parti kurma çalışmalarını yürüttüğü, parti kurması halinde HDP’ye karşı konumda olmaması gerektiği belirtiliyor.
PKK, söz konusu belgede HDP hakkındaki kapatma davasıyla ilgili görüşlerini de aktarıyor. HDP’nin kapatılması konusuyla ilgili yedek bir partinin olmamasının büyük bir sorun olduğu ve daha önce söylendiği gibi yeni bir parti kurma hazırlıklarının yapılması talimatının verildiğini hatırlatıyor.
Erken seçim ihtimaline karşı her an hazır olunması, cumhurbaşkanlığı seçimi için de bir adayın hazır olması gerektiği ifade edilen belgede, birinci turda HDP’nin kendi adayıyla gireceği, ikinci turda ise ne yapılacağına dair PKK’nın üst yönetiminden talimat beklenmesi isteniyor.
PKK yönetimi, Doğu ve Güneydoğu illerinde Adalet ve Kalkınma Partisi’nden giden oyların HDP’ye değil diğer muhalefet partilerine kaydığını belirtiyor.
HDP’nin Lübnan, Mısır ve Irak gibi ülkelerde temsilcilikler açması ve Türkiye aleyhine olacak çalışmalar yürütmesi talimatı da veriliyor.
gelişmiş ülkelerin kendi vatandaşları zor mesleklerde çalışmıyorlar, daha kolay para kazanabilecekleri işlerde mesai harcıyorlar. uzun yol şoförlüğü de zor işlerden biri. avrupa ülkelerinde tır şoförlüğü yapanların anlattıklarına göre avrupa ülkelirinin 3/4’ünde şoför sıkıntısı yaşanıyor. polonya bile ukrayna’dan çalışanların temel ihtiyaçlarını üstlenen firmalar aracılığıyla işçi getiriyor. avrupa ülkelerinde bir tır şoförünün aylık kazancı 2500-4000€ arası iken amerikada 8000$’dan başlıyor aylık ücretler. linkteki vidyoda eskişehirli Can amerikada yüksek lisansını bitirdikten sonra başladığı masa başı işini bırakıp sevdiği için tır şoförlüğü yapıyor ve ilk 40 günlük kazancı 22500$ küsuratı da var. buna rağmen amerika şoför bulmakta sıkıntı yaşıyor.
“Müdürlüğü bıraktım, AMERIKA da TIR ŞÖFÖRÜ Oldum – Aylık kazancım ne kadar ? 20.000 $ ?” on YouTube
https://youtu.be/SJrBkikF_cg
Baran bey “gelişmiş ülkelerin kendi vatandaşları zor mesleklerde çalışmıyorlar, daha kolay para kazanabilecekleri işlerde mesai harcıyorlar.” demişsiniz de; elhak öyledir!
Demek böyle gelişmiş ülke olunuyor!!!
“Hangi alanda o ülkelerde işgücü açığı varsa, bunu öğrenen bizdeki nitelikli elemanları oralara kaptırabiliriz. ”
bunu genclere egitim.vererek ve bati ile kavga etmeyerek basarabiliriz. boylece baskasinin sorunu bizim gelir kaynagimiza donusur.
Sadece bu firsatlari gorme kabiliyetine sahip ve iyi niyetli idarecilere ihtiyacimiz var…
Dur yolcu!
Yani batı ile kavga etmezsek eğitimli gençler yurtdışına kaçmaz ve batının sorunları bizim gelir kaynağımıza mı dönüşür?!
Yahu biz avrupadan çöp ithal edip ayrıştırıp enerji üretiyoruz diye burda işitmediğimiz küfür hakaret kalmıyor siz de gavurun sorunlarını gelir kaynağı olarak mı görüyorsunuz?!
Başta tırcılarımız olmak üzere tüm tc vatandaşlarına şengenvizesi muafiyeti getirilsin o zaman?
Sayın yk nın da dediği gibi topal ördek merkel ablam sadece parasına bakarmış, ayın 16sında kös kös geliyor, bakalım yücetürkün nesine bakıyor:)
İlk türk işçilerini seçerlerkenki kriterlere bakılırsa fazla sorun çıkmaz ama neyse:)
Her yıl 1 milyon 100 bin gence iş bulmak zorundayız.Bu mümkün değil.Bu nedenle nüfusu sürekli azalan Avrupa’yı iyi takip etmeli oraya işgücü ihraç etmeliyiz.Gençlere Almanca İngilizce Fransızca Flemenkçe ve İskandinav dilleri öğreten yabancı dil liseleri açmalıyız
o fatih bey metinerden sonra siz de mi? Hayırlı olsun.
olmadi fatih bey avrupa bizi kiskaniyor. onlar Türkçe ogreten liseler ve kurslar acsinlar. gencleri bizde tir soforlugü yapar. bizde keyfimize bakariz.!
Dur yolcu!
Avrupa üniversitelerinde ve diğer ülkelerde kaç tane türk dili bölümü var -ki çoğunda yüz yılı aşkındır o bölümler açılalı- hiç haberin var mı senin? O dediğinizi gavur yapalı yıllar oluyor!
Yoruma kapalı.