6’lı masa, yasağı yasaklamak üzerinde uzlaştı; Kılıçdaroğlu’nu ve CHP’yi tebrik ediyorum

48
Reklam

“Her ay bir araya geliyorlar da ne oluyor?” deniliyordu küçümsenerek, birbirinden farklı özgeçmişe, geleneğe, bilgi birikimine ve hatta ideolojik kimliğe sahip altı liderin ayda bir yemek masası buluşmasına; ne olduğunu dün herkes görmüş oldu: Birbirlerini tanıdılar, tanıdıkça da geçmişe dönük kaygılarının azaldığını fark ettiler…

CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun gündüz sosyal medyada paylaştığında merak uyandıran “Hepimizin turnusolu olacak” tespitiyle dün akşam saat 21.00’de yaptığı açıklama ‘tarihi bir önem’ taşıyor.

Kılıçdaroğlu’nun duyurduğu tarihi teklif şu:

“Ülkemizde çok açık yaralar var ve bu yaralar bizi hep geçmişe tutsak ediyor. (..) Bu yaralardan biri de başörtü mevzusu. Burada bizim de yanlışlarımız oldu geçmişte. Ama değişmeyi öğrenmeyi bildik. Şimdi bir sonraki aşamaya geçme zamanı. Bu meseleyi toplum olarak aşma, geride bırakma zamanı. Konuyu devlet ciddiyeti ile çözme ve siyasetçilerin iki dudağı arasından çıkarma zamanı. Evrensel hukuk ilkeleri ile uyum içinde bir kanuni çerçeve oluşturduk. Kadınların giyim kuşamını siyasetin tekelinden çıkartıyoruz. Bu hakkı yasal güvenceye alacağız. Bunu bir tartışma konusu olmaktan tümüyle çıkartacağız. Yarın itibarı ile bu yarayı sonsuza kadar kapatacak adımı atıyoruz. Kanun teklifimizi grup toplantımızdan hemen sonra TBMM’ye sunacağız.”

‘6’lı masa’nın diğer bileşenlerinin liderleri de açıklamanın hemen ardından girişime destek çıktılar.

Tarihi önemde bir gelişme gerçekten.

Ülkede pek çok aileye kendi tarihlerinden acıklı sayfaları çağrıştırdığına eminim.

Örnek, kendi ailemin tarihi. 

Reklam

Eşim, Nebahat Koru, Ege Üniversitesi kimya mühendisliği fakültesinde başörtülü olarak okudu. Parlak mezuniyeti sonrasında, fakültenin hocalarının yönlendirmesiyle girdiği asistanlık sınavını kazanarak bir yandan doktorasını tamamladı, bir yandan da mezun olduğu fakültede dersler verdi.

Başörtülü olarak…

Zamanı geldiğinde, fakültesi, Massachusetts Institute of Technology’den (MIT) aldığı davet üzerine kendisini ABD’ye gönderdi.

ABD’nin en itibarlı üniversitelerinden MIT’de bulunduğu iki yılda, sonradan önemi daha iyi anlaşılan ‘alternatif enerji kaynakları’ üzerine yapılan araştırmalara katıldı.

Yine başörtülü olarak ve yabancı ortamda hiç kimseden herhangi bir yadırgama emaresi görmeden…

Fakültesi, Türkiye’deki maaşını, ABD’de geçinebileceği bir miktarla takviye de ederek, o iki yıl boyunca göndermeyi ihmal etmedi.

Orada edindiği yeni bilgileri de kullanarak yazdığı ‘doçentlik’ çalışması ile ülkeye döndüğünde ise, öncesinde dersler verdiği, bilimsel etkinlikler düzenlediği fakültesinde sorunlar yaşamaya başladı eşim.

Türkiye’de YÖK kurulmuş ve kurum olarak askeri yönetim adına ‘başörtülü’ avı başlatmıştı.

Reklam

Derslere girmesi ve bilgilerini öğrencileriyle paylaşması önlendi eşimin, birbiri ardına verilen cezalar sonucu üniversiteyle ilişkisi kesildi.

Başörtüsünü açmayı kabul etmediği için…

Eş zamanlı olarak yüzlerce -muhtemelen binlerce- kız öğrenci de benzer baskılara maruz kalmaktaydı.

Kim bilir kaç genç kızın hayatının akışı o dönemde yaşatılan yobazlıklar sonucu farklı mecralara doğru değişmiştir.

Çok kesin bildiğim, benim eşimin hayatının başörtüsü yasağı yüzünden değiştiğidir.

O kadar yıllık eğitim, dirsek çürütme, bilgi birikimi, bilgisini artırmak için yaban ellere parası devlet bütçesinden ödenerek gönderilme, alternatif enerji kaynakları üzerinde çalışma geçmişi bir tarafa atıldı ve bir kadın bilim insanı, başörtülü diye, öğretim üyeliğinden ihraç ediliverdi.

Gazeteci olarak meslek hayatımın önemli bir bölümü bu çağdışı yaklaşıma karşı mücadeleyle geçti.

Dönemin siyasilerinin -hiç değilse bir bölümünün- yasağı ortadan kaldırma çabaları yetersiz kaldı.

Turgut Özal’ın başbakan olarak çabalarının yakın tanığıyım. YÖK’ün konuyu görüşmek üzere yaptığı bir toplantı öncesinde, kitleler önünde yasağın anlamsızlığı hakkında konuşurken, Özal’ın gözünden iki damla yaş aktığını, toplanan kalabalıkla birlikte müşahede etmiştim.

O zamanki CHP, askerler çizgisinde bir politika izleyerek, büyük çaplı mağduriyetlere yol açmıştır.

Kılıçdaroğlu’nun, CHP’nin bugünkü lideri olarak, şimdilerde bu çağrıyla kamuoyu karşısına çıkması, hiç kuşkum yok, tarihi önem taşıyor.

CHP olarak Meclis’e sunacakları yasa teklifini bütün milletvekilleri gerçekten desteklerse, bu girişim, CHP açısından da tarihi bir değişim anlamına gelecek.

Bu ülkede eşi başörtülü diye bir siyaset adamının cumhurbaşkanı seçilebilmesinin önü kesilmek istenmiş, bunu sağlamak amacıyla CHP tarafından Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmuş, oradan çıkartılan 367 kararıyla belli oranda sonuç da alınabilmiştir.

Yine bu ülkede birbiri peşi sıra verilen parti kapatma kararlarında en önemli başlık hep ‘başörtüsü’ konusu olabilmiştir.

Daha ne diyeyim?

Çoktandır uygulanmıyor ‘başörtüsü yasağı’, ancak yine de yarın yeniden hortlatılmayacağının yasal bir dayanağı yok.

Kılıçdaroğlu’nun partisi adına bu çıkışı diğer partilerden de Meclis’te destek görürse -ki AK Parti ile MHP bu konuda öncülüğü CHP’ye kaptırmamak için yarışmalı- o eksik de ortadan kaldırılır ve konu tarihimizin kara sayfalarına terk edilir.

Ülkemiz insanları için yeni bir devrin açılması anlamına da gelir bu girişim.

Böyle bir girişime zemin hazırlamada ‘6’lı masa’nın hiç kuşkusuz ciddi bir rolü var.

CHP’yi, lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu ve ‘6’lı masa’da buluşup ülkeyi rahatlatacak zemini hazırlayan liderleri tebrik ediyorum.

*****

Kişisel bir eleştiri 

Dün, biraz da yakın zamanlarda hep olumlu izlenimler aldığım hükümetin sağlık alanındaki hizmetlerini övmeme de vesile olabilir düşüncesiyle, takviye aşısı olmak üzere gittiğim hastanede, büyük hayal kırıklığı yaşadım.

Öncesinde ‘e-nabız’ üzerinden randevu almıştım, yarım saat önce hastanede bulunmam mesajla istenmişti, ben vaktinden bir saat önce hastanedeydim. Benden önce gelmiş üç kişiyle birlikte, maske olmaksızın tur atan insanları da gözleyerek, hastane koridorlarında bekleştik.

Aşı olamadan eve döndüm. 6 kişi olamadık, 4 kişi kaldık diye aşılamadan gönderdiler… 

Randevu verirken cömert olan sağlık yönetimi adına bizleri aşısız gönderen görevli, “Sabah gelin” tavsiyesinde bulundu.  

Sabah gittiğimizde “Akşam gelseydiniz” de denilebilir.

İstenirse 65 yaş üzeri için hizmetin eve kadar gelinerek verileceğinin reklamı yapılmakta oysa. 

Seçim vakti yaklaştıkça siyasi iktidar adına bu tür talihsizlikler artacaktır; geçmişte hep öyle olmuştur çünkü.

ΩΩΩΩ

Reklam

48 YORUMLAR

  1. Usame B.Zeyd anlatıyor:
    “Resulûllah aleyhisselam bizi bazı kabilelere gönderdi. Onlar da bizim gelişimizden haberdâr olarak kaçtılar. Biz bu grubun içinden birisine yetiştik. Onu yakalayınca, ‘Lâ ilahe illâllah’ deyiverdi. Fakat biz kendisini öldürdük. Döndüğümüzde bu olayı Peygamber aleyhisselâm’a aynen anlattım.

    Peygamber aleyhisselâm:

    ‘Kıyamet gününde o adamın söylediği bu tevhid kelimesinin kıymet ve büyüklüğünden dolayı sana kim yardımcı olacak?’ dedi.

    Ben:

    ‘Ey Allah’ın Resûlü, o adam, bunu ölümden korktuğu için söyledi,’ diye cevap verdim.

    Peygamber Aleyhisselâm:

    ‘Kalbini yarıp baktın mı ki, bunu başka bir sebepten dolayı söylemiş olduğunu bilesin! Kıyamet gününde ‘Lâ ilâhe illallah’ kelimesinin karşısında kim senin yardımcın olacak?’ buyurdu. Bu sözü o kadar çok tekrar etti ki, ‘keşke Müslümanlığa o günden sonra girmiş olsaydım,’ dedim.”

    efendim kılınçdaroğlu samimi değilmiş,
    ne biliyorsun?
    dinini tanısaydın, dindar olsaydın bilemeyeceğini bilir, sorumlu tutulacağın konularda konuşmazdın, hesaptan, kitaptan, sorgudan, sualden, kul hakkından korkardın.
    samimi olmayanlar olabilir ama bunun partisi yok değil mi?
    yani her parti içinde göründüğü gibi olmayan, aynı inancı paylaşmayanlar var makam, mevki, para için mış gibi yapanlar var öyleyse herkes kendi samimiyetine baksın, kendi evini temizlesin,
    bugün herkesin dinini, imanını, halini herkes görüyor,
    chp nin dinini, imanını beğenmeyenlerin dinini, imanını gördük
    kimsenin övünecek “amma da dindarım” “nasıl da mübareğim” diyecek hali yok,
    varsa biri buyursun desin,
    hodri meydan.

  2. hayır biz bir şey bilmiyoruz, Allah (cc) biliyor hatta dini İslam-ı mübine bir recul facirle bile hizmet ettirmeye kadir olan O’dur !
    Sebilürresad kardeşim.sizin demeniz gereken HAYIR biz dedigin gruplar ile baraber degiliz.bizim ittifak grubumuzda lezbiyecinsever din düşmani demirtasci setiatci adil düzenci ve maalesef azarbaycana yardim ediyor türkiye diyen yok demeni beklerdim.vaazı nasihat değil.

    • Fikren kendinden olmayanları sınıflandırmak yerine kendi hatalarınızı tasnif ederseniz kişisel gelişiminize daha büyük fayda sağlarsınız.
      “Kişi başkasının gözündeki çöpü arayacağına, kendi gözündeki merteği zamanında görebilse ne kadar iyi olacak.” Lev Tolstoy

  3. Chp madem samimi bu kılık kıyafet konusunda..
    ” Bir teklif beklerdik çarşaf için de;
    Şalvar, kavuk,
    fes de olsun içinde.
    Kalpağı, sarığı unutmayın ha!..
    Bunları istese ya chp…vereye kanunu..sıkıştırsın akp yi..desin bak akp samiyetsiz..biz çarsafada şalvarada fese de özgürlük istiyoruz..ama akp karsi diye ..hadi..

    • Herşeyi de CHP’den beklemeyin. Çarşafa takkeye özgürlüğü de AKP getirsin. Yan gelip yatma arada parmak kaldırma yeri değil orası. Eyyyyy …

  4. bence kılıcdaroglunun boyle bir çıkışı siyasi atak olarak dogru cünķu muhafazakar kesimde chp gelince basortusu sorun olur yasak gelir gibi soylentoler yapiliyor oda meclisten
    kanunlastirarak kesin kararini ve boyle bir sey olmayacagini ve o tabana garanti vererek guven sagliyor

  5. Azarbaycana MAALESEF yardım ediyoruz diyenler..küfür tek millet diyip geçmişte insanlari nerde ise dinden çikarir derecesinde siyasete ifrat eden erbakanci sadettci şeriatcılar…iyi partili ülkücüler..hdp li demirtascılar…HEP BİRLİKTE CHP yi iktadar yapamak istiyorsunuz..😆Ama başaramayacaksınız..bunu sizde biliyorsunuz…

    • hayır biz bir şey bilmiyoruz, Allah (cc) biliyor hatta dini İslam-ı mübine bir recul facirle bile hizmet ettirmeye kadir olan O’dur !

  6. NİKÂH/ALENÎYET VE PEÇE/BURKA
    Kadın yada erkek farketmez.
    Bir kişi umumi mahellerde kimlik teşhisini engeleyecek, daha doğrusu kimliğini gizleyecek(amacı kimlik gizlemek olmayabilir) şekilde giyinebilir mi?
    Başörtüsünü temel hak ve özgürlük olarak tescillenmiş biri olarak söylüyorum.
    Kesinlikle kişilerin böyle bir hakkı yoktur.
    Tüm Dünyadaki kamu oteriteleri bunu yasaklayabilir ve cezai hükümler uygulayabilir.
    Zira;
    1– Nikah ve ALENÎYET:
    Nikahtan maksat evli kişilerin toplum tarafından evli olduklarının bilinmesi, evli olduklarının topluma ilân edilmesidir.
    Özellikle dini nikahta mehir daha sonra verilebilir.
    Ancak tanıklık nikah anında olmazsa olmazdır.
    Tanıklıktan maksat toplum içinde evliliğin aleniyetinin sağlanmasıdır.
    Yani iki kişinin evli olduklarının bilinmesi aynı zamanda “kim” olduklarının da bilinmesi ile mümkündür.
    Kadın yada erkek öyle giyinmiş ki, giysinin içindekinin kim olduğu belli değil.
    Yani bu aynı zamanda kimin kim ile evli olduğun da belli olmaması anlamına gelir.
    İlahiyatçıların konusu ile ilgili bir hadisten bahsedilir:
    Peygamber/imiz Hz Muhammed hava kararmak üzere evine giren hanımlarından birini geri çağırır ve evinin önündeki sahabilere
    ” Bu eşlerimden …filandır” der.
    Hatta sahabilerin
    “Sendende mi şüpheleneceğiz ya Resulullah ?”
    Şeklinde tepki gösterdikleri rivayet edilir.
    Hadisin doğru olup olmaması da önemli değil.
    Zira benim tezimin dayanağı bu hadis değil.
    Samimi müslümanlar için zikrettim.
    2– Günümüzde pik yapan güvenlik endişesi:
    Terör örgütlerinin en önemli ihtiyaçları kimliklerini gizlemek.
    Asayişi ve kamu düzeni ve güvenliğini sağlamaktan sorumlu olanların da ön önemli ihtiyacı teröristleri yada sakıncalı kişileri tespit edebilmek.
    Evet;
    –Kadın yada erkek farketmez. Umumi mahallerde kimlik tespiti yapılamayacak ve kimlik tespitini engelleyecek şekilde hiç kimse giyinemez.
    Kişilerin böyle bir temel hak ve özgürlüğü yoktur.
    Ta ki, güneş ışığına aşırı duyarlı bazı cilt rahatsızlıkları olan sağlık gibi makul gerekçesi olsun.

  7. iyi chp güzellemesi yapmışsınız. yarın başörtüsü yasağı olursa bunu ak parti mi yapar sayın koru… yoksa chp mi.aklımızla alay etmeyin lütfen.

  8. Kadınların giyim kuşamını siyasetin tekelinden çıkartmak çok önemli bir geliṣme. Kıllıçdaroğlu’nu tebrik etmek lazım.

    Ama önemli olan bir nokta daha var.

    Din plitikacılar tarafından oy almak için alenen istismar edildiği sürece bu sorun çözülmüṣ olmaz.
    Dini inancı siyasetin tekelinden çıkarmak lazım.
    Laiklik diyanetin cumhurbaṣkanının emrinde olması değildir.

    Ayrıca politikacılarında Cuma namazından sonra cami avlusunda siyaset yapmalarının bitmesi lazım.

    Baṣ örtü yasağı uygulayanların gerekçesini bir düṣünelim…
    Kadınlara eziyet etmek için baṣ örtüsü yasaklanmadı…

    Yasak taraftarları bu yasaklarla kadının iradesinin özgürlüğüne katkıda bulunacaklarını sanıyorlardı…

    • Çok iyi niyetlisiniz! Baş örtüsü yasağı politik siyasi gücü muhafazakar dindarlara kaptırmama mücadelesi olarak kullanıldı. Başka bir ifadeyle Lordlar Kamarasına asil olmayanların girmesine engel olmak için yapılmış bir uygulamaydı. Ama Gelinen noktada öyle sanıyorum ki lordlar kamarasında çoğunluk bu gün asil olmayanların elinde. Yani o günün kendini asil sananları bu gün azınlığa düşmüş durumda. O günün asil olmayanları da bu günün asilleri oldular. Asiller asil olmayanlarla yer değiştirdiler yani:))

      Bu bir daha tersine dönermi asla dönmez. Çünkü kendilerini asil görenlerin gerçekte asil olmadıkları herkesçe görüldü ve bundan sonra geleceğin Türkiye’sinde o asilzadelerin bir yeri yok.

      Bu günün kavgası da sahte asil olanlarla gerçekte asil olanların kavgası.

      Sonuç olarak asaletin ağırlığını taşıyamayanları hep beraber görmüş olduk.

  9. Yazıklar olsun, siz ne zaman ne için bu duruma düştünüz. Bu ülkeyi yasaklarla yöneten partiyi alkışlıyorsunuz. Bu vebal , bundan korkmuyor musunuz zalimi övmekten.

  10. Fehmi Bey,
    Chp nin içinden başka başörtüsünün yasak olduğu bir yer varmı?

  11. BAŞÖRTÜSÜNÜ MÜSLÜMANLARDAN KORUMA
    Başörtüsünü şu an temel hak ve özgürlük olarak tescil edilmiştir.
    Bu haliyle yasa yani kanun dışında bir metin ile yasaklanamaz.
    Yani tüzük, yönetmelik ve genelge ile yasaklanamaz.
    Ancak halen yasa ile yasaklanabilir.
    Tabii şekilden bahsediyorum.
    Yasa ile yasaklanması Anayasaya esastan uygun olduğu anlamına gelmez.
    Bu kez bu düzenleme Anayasanın “Demokratik toplum gereklerine aykırılık” ilkesi nedeniyle Anayasaya esastan aykırılıktan iptal edilecektir.
    Yasal düzenleme ile olay daha da netleşecektir.
    Dini duyguları suistimal eden müslüman olduğunu iddia edenlerden bu tür konular korunucaktır.
    Zira başörtüsünü temel hak ve özgürlük temelinde ele alıp hukukî güvence için kafa yorup uğraşanları, bu uğraşları anında, bu ikiyüzlü kişiler fişleme, ihraç ve mahkum etme faaliyet ve projesi yaptıkları ortaya çıkacaktı.

  12. din sömürüsü insanlık tarihi kadar eski olmalı,
    insanlar birbirini öldürmüş din adına, bırak farklı dinlerin savaşını aynı dinden insanlar da mezhep bahane edip yine savaşmışlar,
    zulümleriyle anılan bütün firavunların, diktatörlerin yanında yamacında hep o toplumun din adamları olmuş, onlar tarafından aklanmışlar, onlar tarafından meşrulaşmışlar. kitleleri uyutmak, manipüle etmek için halen bu yüzyılda bile en etkili, en kolay yol dindar taklidi yapmak ve insanların dini duygularını sömürmek.
    bunun önüne geçmek için yapılan işler kullanılan yöntemlerde maalesef en az sömürmek kadar büyük zulüm olmuş, yasaklar, engeller, hak ihlalleri yaşanmış, insanlar bu defa yine acı çekmiş.
    ülkemizde bu çatışmanın en kanlı yaşandığı yeryüzü arenalarından biri elbette,
    kanlı bir coğrafyanın parçası.

    dinbaz kesimde değil de dindar kesimim büyük kısmında akpden ciddi bir kopuş yaşanırken ve kararsız seçmen muhalefete yönelirken bazı kazanılmış haklarını kaybedeceklerinden korkuyordu, muhalefetin ve özellikle chp nin bu adımı atması son derece yerinde ve olumludur. zaten uzun zamandır bir helalleşme, hatayı kabullenme, toplumsal uzlaşı noktasında ciddi çaba sarf ediliyordu, böyle bir teklifle haklarını kaybedeceğini düşünen kesime de önemli bir mesaj verilmiş oldu, bütün partilerin bu teklife olumlu yaklaşacağını düşünüyorum zaten yaklaşmazlarsa bu da bir turnusol kağıdı gibi ne kadar samimi olduklarının da rengini verecek. dindar kesim üzerinde hayli olumlu sonuçları olacağını düşünüyorum, samimiyete inanmak istemeyenler akp nin samimiyetine inanmaya devam edebilirler.
    toplumdaki bu tür uzlaşmalara şans tanımak lazım, bulunduğumuz coğrafyada uzlaşıya dayalı her türlü çabanın kitlelerce kabulü çok önemli, hem kinine nefretine sahip çıkacaksın hem ırak olmaktan korkacaksın, oluyor mu böyle?
    bırakalım herkes özgürce giyinsin, özgürce inansın.
    ben de kılınçdaroğlu ve chp yi tebrik ediyorum,
    kendi adıma teşekkür ediyorum.

    çok sevgili ve değerli muhalefetimizden toplumun tümünü sevgiyle kucaklamasını talep ediyorum.

    • Yasak olmayan birşey kanun ile nasıl serbest hale gelebilir.Tersi kanun ile serbest olan bir şey yine kanunla
      yasak edilecegine göre bu eylem bir projesi olmayanların kafa karıştırıp manuple etmesinden başka bir şey değildir.
      Bir haftada tüm faizleri silecegini soyleyen muhteremin yine sallama bir vaadidir.
      işte muhalefet bu .Bunu anlatmaya çalışıyorum.Deneyelim görelim bu mantık ile yol alamayiz.

      • hayret ediyorum, hiç mi teknik bilginiz yok,
        başörtüsü serbestiyeti var ama bunun kanuni dayanağı yok,
        sayın kılınçdaroğlu da bunun yasa ile güvence altına alalım,
        kim gelirse gelsin artık bunu değiştiremesin,
        ülkenin gündeminden bu konu çıksın, enerjimizi almasın diyor.
        beğenmediniz mi?
        ama neden?
        velev ki oy için olsun amaç hasıl olmayacak mı?
        burada kafa karışacak ne var?
        nedense bazılarının kafası karışmaya pek hevesli sanki.

        tüm faizleri silme vaadini beğenmediyseniz 500 lük ev vaadine oy verin, daha önceki 100.000 konut sözünü tutmamıştı, bunun gibi tutmadığı binlerce sözü var ama belki bunu tutar, ona oy verin o zaman.
        ülkenin hali ortada,
        iktidar bu, denedik gördük,
        yol almak şöyle dursun,
        uçurumdan aşağı düşen bir taş gibi geriledik.
        paramız bütün zamanların en büyük değer kaybını yaşıyor, millet temel gıda maddelerini alamıyor siz kalkmış başörtüsünü ülkenin gündeminden çıkarma önerisine burun kıvırıyorsunuz,
        daha ne kadar gerileyelim istiyorsunuz?
        bazıları daha ne kadar zenginleşsin istiyorsunuz?
        millet daha ne kadar fakirleşsin istiyorsunuz?
        derdiniz ne?

        • Tesettür Seferberliği ve Erdemli Kadınlar Derneği (TESSEP) Yönetim Kurulu Üyesi Mürüvvet Cengiz geçen hafta İLKHA’ya yaptığı açıklamalarda, başörtüsü serbestisi için kanuni ya da anayasal dayanak istediklerini belirtti:

          “Başörtüsü serbestliği bir yasa ile güvence altına alınmadığı için kendimizi rahat hissetmiyoruz. Hem biz hem de muhafazakâr dediğimiz kesim olası bir değişiklikte, iktidar değişiminde tesettüre hazmı olmayan, düşmanlık besleyen insanların tekrar bir yasaklama getirmeyeceğine dair kendisini güvende hissetmemektedir. Çünkü geçmişte yaşananlar bugün yaşanabilecek olumsuzluklara bir belge hükmündedir. Bu da dikkat ettiğimiz kadarıyla geçici rehavete kapıldığı için herhangi yasal bir güvence altına alınmadığını düşünüyoruz. Hükümet bir rahatlama getirdi ama buna kanılmaması kanaatindeyim. Özellikle dindar, muhafazakâr çevrelerce bu durumun sıklıkla gündeme getirilmesi, kamuoyu oluşturulması gerektiğini düşünüyorum. Bu mesele tekrar gündeme getirilerek cumhurbaşkanının önüne, yetkili makamların önüne getirilerek bu konunun önemi tekrar tekrar dile getirilmeli ki kanunen bir güvence altına alınsın. Herhangi bir iktidar değişikliğinde mağduriyet yaşanmasın. Hepimizin ümidi ve umudu aslında budur. Bu olmadığı müddetçe de rahatlama geçici bir rahatlama olacaktır.“

          • ayasofyanın açılması, başörtüsünün yasalaşması gibi konular rantable konular tabii,
            ayasofya mesela,
            hem sayın akşener hem sayın kılınçdaroğlu
            bu konu üzerinden polemik yapılmasın, meclise getir açılması için destek vereceğiz sözünden sonra
            açılabilmişti, mecliste de destek verdiler.
            şimdi de sayın kılınçdaroğlu ve altılı masa sayesinde başörtüsü de yasalaşacak gibi duruyor. hayır diyenlerin niyetinin rengini göreceğiz. polemik malzemesi mi kalmasını isteyecekler yoksa yasalaşarak çözülmesini mi tercih edecekler?

        • Didem hanım, yasaların yasaklamadığı şeylere özgürlük denir, bunu da yasayla belirlemeye ne gerek vardır, biraz daha açar mısınız?!

          • öyle mi deniyormuş
            hiç bilmiyordum,
            sen nasılsın bu aralar?
            akm’ye gidiyor musun?

  13. HUKUK TARİHİNE TESCİLİ YAPILDI
    Başörtüsünün;
    – ” Temel hak ve özgürlük”olduğu, “şeklen “sadece kanun ile yasaklanabileceği;
    – Kanun ile yasaklanması durumunda bu kez Anasanın “Demokratik toplum gerekleri” ilkesine aykırı olduğu için esastan iptal edilebileceği;
    – Yasakların hiçbirinin yasa ile getirilmediği;
    – Özellikle üniversitelerdeki yasağın Yüksek Öğretim Kanununun Anayasa Mahkemesi tarafından iptali ile uygulandığı, Anayasa Mahkemesininin önüne hak ve özgürlük düzenleyen bir metin geldiğinde,
    ” hak ve özgürlükleri yasaklayan metni iptal suretiyle hak ve özgürlükleri genişletebileceği, ancak hak ve özgürlük öngören bir metni iptal suretiyle hak ve özgürlükleri ortadan kaldıramayacağı ve sınırlayamayacağı”
    (ilk kez benim dile getirdiğim bir tezdir)
    mevcut uygulamanın da Anayasa Mahkemesinin hak ve özgürlük öngören bir metni iptal etmek suretiyle olduğu, Anayasa Mahkemesinin, Anayasanın 14. ve 153. maddelerine açıkça aykırı olduğu için geçerli bir yasak olmadığı, haliyle üniversitesitelerde başörtüsü yasağı da bulunmadığı;
    –Yargıtay,Danıştay, Anayasa Mahkemesi başkan ve üyeleri ile Anayasa Hukuku profesörlerine başka yerde bulamayacakları ve öğrenemeyecekleri de öğretilerek, Türk hukuk tarihine silinmeyecek şekilde tarafımdan tescili yapılmıştır.

  14. Bu konu , halledilmiş gibi görünse de hala tartışmalı ve bir o kadar da netamelidir .
    Bu nedenle ayrıntıya girmeden başlıklar halinde görüş belirtmek istiyorum .
    1- K.Kılıçdaroğlu’nun bütün iyi niyet ve gayretine rağmen bu CHP. ‘nin zihniyeti zor değişir.
    Yazarımızın da değindiği gibi 367 garabetine sarılan , AYM. ‘nin de alet olduğu bu günkü rezilligin ve savrulmanin baş suçlusu bu CHP. dir !
    2- Başörtüsü konusuna gelince ; öncelikle şunu belirteyim ki 28 Şubat döneminde rahmetli eşimin başörtüsünden dolayı ben de teğet geçen bir mağduriyet yaşadım.
    3- Çağdaş ülkelerde kılık kıyafet yasası var mı bilmiyorum ama şapka kanunu dahil böyle bir yasanın çağdaş hukuka uygun olduğunu da sanmıyorum ve de düşünmüyorum! Zira bunun tam tersi olan ve toplum saygısını, anlayışını, gelenek ve göreneklerini umursamayan açık saçık kıyafetlere ne diyeceksiniz !
    4- Biz millet olarak tartışma kültüründen yoksun olduğumuz için her konuda hep ifratla tefrit arasında savruluyoruz. Başörtüsü konusunda da şu anda hem siyasi ıktidarın ve hem de halkın bir kısmının
    suistimali yüzünden ifratı
    yaşıyoruz; ben belli bir üniformanın olması gereken TSK. de ve EGM. teşkilatında başörtüsünü asla doğru bulmuyorum .
    Selamlar saygılar

    • Neye göre doğru bulmuyorsunuz, iddianız anlaşılmıyor. TSK ve EGM üniforması olan kurumlar ve üniformalar tek tip unisex model mi ki doğru olmadığını iddia ediyorsunuz. Üniformalar erkek ve kadın üniforması olarak iki tip değilmi. Kadın üniformasına baş örtüsünü de eklersiniz olur biter. Bariz oluru varken neye istinaden olmaz diye kestirip atıyorsunuz?

      Baş örtülü bir üniforma hangi sebepten olmaz. Hangi disiplini ihlal eder, hangi kuralı bozar da olmaz lütfen izah edin.

      Bunun hiç bir şekilde bir izahı yok. Tek bir izahı var o da baş örtülü bir üniforma göz alışkanlığınıza ters geliyor değilmi. Başka bir izahı yok çünkü.

  15. Bu işte Gerçek CHP

    Daha öncekiler CHP içine sızmış Dinazorun Torunları veya İttihat Terakki partisinin Torunları Perinçekgiller Şimdi AKP’nin kankileri.

    • Nihat bey “Perinçekgiller” dediğiniz zevat en son kavala davasında verilen kararı yerden yere vurarak “bu karar siyasidir” diye yeri göğü inletiyordu;
      Türk yargısının “Altın çağına bronz karıştı!” bile dedi, siz hiç duymadınız anlaşılan…
      Ne iş????

  16. “…..Ege Üniversitesi kimya mühendisliği fakültesinde okudu. Parlak mezuniyeti sonrasında, fakültenin hocalarının yönlendirmesiyle girdiği asistanlık sınavını kazanarak bir yandan doktorasını tamamladı, bir yandan da mezun olduğu fakültede dersler verdi.
    Zamanı geldiğinde, fakültesi, Massachusetts Institute of Technology’den (MIT) aldığı davet üzerine kendisini ABD’ye gönderdi.
    ABD’nin en itibarlı üniversitelerinden MIT’de bulunduğu iki yılda, sonradan önemi daha iyi anlaşılan ‘alternatif enerji kaynakları’ üzerine yapılan araştırmalara katıldı.
    .. yabancı ortamda hiç kimseden herhangi bir yadırgama emaresi görmeden…
    Fakültesi, Türkiye’deki maaşını, ABD’de geçinebileceği bir miktarla takviye de ederek, o iki yıl boyunca göndermeyi ihmal etmedi.
    Orada edindiği yeni bilgileri de kullanarak yazdığı ‘doçentlik’ çalışması ile ülkeye döndüğünde ise, öncesinde dersler verdiği, bilimsel etkinlikler düzenlediği fakültesinde..”
    😊bu kısmı ile ilgilenmek istiyorum!!!
    gerisi kim tarafından icat edildiyse götürsün kendisiyle beraber kendi Cennetine / cehennemine…

    • başörtülü bacım ile helalleşmeden,
      -çarşaf giyen yoksul mütedeyyin kesimin omzuna rozet takmak! ‘ı anlayan anlayamamışlıktan!!! (yada bilerek) … kurtulacağı için 😊,
      -sağ siyesetin bayrak olarak kullanmaktan hiiçç gocunmadığı örtünme sorunsalını en sonunda çakozlayan .. anlayıpta anlayamama herestokosdotluğuna yatanlara meydan vermekten bıkıp usanmamaktan artık ..
      usandığı anlaşıldığından!!🙂😊🤗,
      *ençokta ilk defa bir lideri dinleyip,
      -ona inanmayı tercih eden (yinede vekil listesi çıkınca ne olur garantisi yok) yeni nesil bir sol yanımın sol tarafına bakıp 👀 önündekini de yanındakini de görebilen gözler açıldığı için (MB’nın sayesinde👀😂)
      teprik ediyorum.👏👏👏

  17. KATRANI KAYNATSAN OLUR MU ŞEKER?

    Biz Türkiyeli müslümanların bütün hayatı chp nin zülmüne uğramakla ve onunla mücadele etmekle geçmiştir. Özalın bile halktan o kadar oy alıp devleti yönetmekle görevlendirildiği halde ufacık bir yasa değişikliği için ağlamak zorunda kaldığı şey işte bu chp zihniyetidir. (Tanrının laneti bu yasakcı zihniyetin üzerine olsun)
    Sayın cumhurbaşkanımız zaman zaman bunların dikili ağacı yok deyince cevaben derlerya, Chp ne zaman iktidar oldu. Chp iktidardan hiç gitmedi ki. Koskoca özal başörtüsünü serbest bırakamadığı zaman iktidarda kim vardı; chp. HAlkın %80 i bu yasağı anlamsız bulurken bu yasağın devam etmesi kimin sayesinde oldu, chp iktidarının. Güvenlik konseylerinde başbakanlar fırçalanırken, önlerine konan belgeleri imzalamak zorunda kalırken iktidarda kim vardı; chp. Taksime cami derken, ayasofya açılsın derken bunların hayata geçirilmemesinin önünde kim vardı zannediyorsunuz, tabiki chp. Siz zannediyor musunuz ki şimdi değişti. Asla, bir adam bile atmadılar. Tam tersine iktidarları sallandı diye-o da son birkaç senedir- müslümanlara daha çok kinlendiler. Bunu sosyal medyada, yandaş medyada, ankara ve istanbul belediyelerince beslenen trollerinin yazdıklarından anlayabilirsiniz. Bırakın yasa masa hikayelerini, başörtüsü yasağı varken sanki yasaya dayanıyordu. Bu konuda çıkarılan yasalar anayasa mahkemesince iptal edilirken hangi anayasa maddesine dayanıyordu. Hepsi uydurma gerekçelerle habis zihniyetlerinin ürünü. Kılıçdaroğlu başörtüsü sorunu konusunda adım atacaksa, başörtülü hakim, polis, öğretmen görünce kuduran yandaşlarını eğitsin biraz.
    Ha bu sinsi adımları destekleyen muhafazakar muhalifler de yarın bir muhalif büyüğün dediği gibi “isterseniz bana ahmak deyin ben bu kılışdaroğluna inanmıştım” demesinler de.

    • yüreğinize kaleminize sağlık bu yağdanlık takımı buraya çöreklenmiş feto artıkları ders alır diyecem ama nerde yağcılık kendi çıkarı ve cemaatlerinin lanet çıkarları uğruna bütün müslümanları ve kutsallarını harcayan asalak tipler iflah olmaz

      • Necmettin bey dilinizden de bal damlıyor. Fazla bal şekere zarar.
        Bakın HD ne diyor; “Kılıçdaroğlu başörtüsü sorunu konusunda adım atacaksa, başörtülü hakim, polis, öğretmen görünce kuduran yandaşlarını eğitsin biraz.” diyor.

        Kılıçdaroğlu zaten o azgınlarını eğitmek için çabalıyor da bu dil bu üslup ile sizi kim eğitecek acaba. Siz bu eğitimden mahrum kalmamalısınız bence. Yok sizi eğitmek de Kılıçdaroğlu’na kalırsa haksızlık olmazmı, bilemem ama hem de bundan siz memnun olurmusunuz.

  18. Yasaklar konusunda chp ve yardakçılarını ne diye tebrik ediyorsunuz anlamış değiıim. Bu ülkede yasakçı zihniyetin kim olduğunu da açıklamışsınız. Yani kendi pisliklerini temizliyor diye alkış tutacağına, akp nin ve mhp nin yasaklara karşı vermiş olduğu çabalara destek verin. Oy avcılığı peşinden samimiyetsizlere destek vermen manidar.

    • Fatih bey zaten bir kılık kıyafet kanunumuz var ve bizler de o sayede insan gibi oramızı buramızı kapatarak dolaşıyoruz piyasada, öyle değil mi?
      Eğer chp samimi ise kanun teklifinde herkesin başörtüsü ya da çarşaf giymesini de şart koşsun:)

  19. birbirini daha İYİ tanımaya,
    birbirlerini daha İYİ anlamaya,
    beraber yürüyebilmenin en İYİ halini aramaya,
    çarenin hastalığı tanımlamaktan öte,
    derdine DEVA bulmak olduğunu görmeye,
    GELECEĞİn, hakkın hukukun yolunun ancak böyle inşa edilebileceğine,
    Cumhuriyet Demokrasi gibi kavramların ne kadar gerekli olup,
    uzlaşı ile toplumun hassasiyetlerine kulak vererek, ben doğruyu biliyorum demeden, doğruyu arayıp bulabilmenin “yol”unu şaşırmadan nasıl bulabileceklerini anlamalarına yaradı galiba zannımca sanırsam 🙁😯😂

  20. Allah aşkına sn Kilicbey hangi ülke ve hangi zaman diliminde yaşıyor.
    Başörtüsü yasağı kalkali yillar oldu,bir yönetmelikle olmadı.İnsanlar başörtülü bayanların öcü olmadigini 2 sınıf insan olmadığı (yasagi getirenler) anladığı için kalktı.
    kizlar üniversiteye girebiliyor mu ,memur olabiliyormu vs evet ohalde .Ben kanun yapicam yasak kalkacak.
    ABD de Biden var bizde de biladeri Kilicbey var!!!
    Aman Allahım!!!

  21. Bugünkü Kılıçdaroğlu CHP’sinin kimliği, kişiliği, aidiyeti, fikri, ideolojisi, düşüncesi… v.s yoktur.
    Aksi halde ‘helalleşme’ ‘6’lı masa’ gibi söylem ve olguları anlayamaz, izah edemeyiz.
    Kılıçdaroğlu, sırf iktidar olacağım diye; başörtülü kadınlarla karşılaştığında “başörtü meselesini ben hallettim” diye yalan söylemekte, eşcinseller gündem olduğunda onların manevi üyesi olmakta bir beis görmemekte.
    Bir hafta içinde hem FETÖ’cüleri kucaklamakta hem FETÖ mağduru bir subayı ziyaret edebilmekte.
    İktidar olduğunda Kandil’i tarumar edeceğini söylese de;
    HDP’lilere de şirin şirin gözükebilmek için, Türkiye Cumhuriyeti’nin PKK’ya yönelik sınır ötesi operasyonlarına hayır diyebilmekte…
    Yani nereye gitse oranın rengini almakta.
    Velhasıl; Kılıçdaroğlu, Allahualem, ancak ayaktakımı ile işbirliği yaparak/lümpenleşerek iktidar olabileceğine inanıyor gibi…

  22. Yazıklar olsun Celladına saygı duruşu yapan sizlere eziksiniz vesselam, genlerinizde mücadele yok. Chp ye güvenmeye devam edin…

    • Düşman istersen kendi nefsin yeter. Bu mealde çok deyiş var dilimizde.

      Bir çok yazarın Hadisi Kutsi olarak paylaştığı bir ifade “nefsine düşmanlık et! Çünkü nefsin benim düşmanımdır” bu ifadeyi Kütübü Sitte’yi kaynak göstererek paylaşmışlar. Bu ifadeyi internetten arattığınızda bütün siteler Hadisi Kutsi olarak yer vermişler.

      Başkalarına düşmanlık etmek kolay geliyor ama bununla ilgili de çok hikmetli sözler var literatürde. “Nefsine zor geleni yap, çünkü hakikat nefislere ağır gelir” mealinde hadis olduğu literatürde çokca işlenmiş.

  23. Hadi bakalım başörtüsü konusunu da CHP çözüme kavuşturacak. Daha iktidara gelmeden icraat başladı. Daha ne olsun!

    Şimdi diyecekler biz zaten çözdüydük. O zaman niye CHP gelirse öyle de olur böyle de diye milleti korkutuyorsunuz. Demek ki çözülmemiş.

    • sözünü duymadıysan,
      dün dündür bugün bugün lafını duymamış,
      dün dünde kaldı cancazım.. ı ise anlaman imkansız senin için diyebiliriz.
      koskoca ortadireği diken, inşa edenler,
      birgün gelecek piramit pasta ya çevirip kaşıksız çatalsız hüpleteceklerini bilselerdi!..
      hiç bışuna uğraşmazlar, hatta şimdi yaşıyor olurlardı belkide dertsiz tasasız😰😓😔
      hey gidi koca çınarlar Özal Eco Erbakan Demirel ve kimbilir daha kimler.

Yoruma kapalı.